~Hasret~
Benden uçup kaçmışsın ve ben sadeyim hala
Senin ihanetine inanmıyorum
Kalbimi sevgine öyle bağladım ki bir daha
başka sevdalı bir yürek istemiyorum
Gittin ve tüm umudum sevincim seninle gitti
Sevdanı senin nasıl arzularım
senin bir tek öpücüğünün sarhoşluğunu
Bu karanlık acı suskuda nasıl ararım
Anımsa o deli kadını anımsa nasıl bir akşam
Bağrında senin sarhoşluğun nazıyla uyudu
Heves susamış dudaklarında titredi.
Nasıl utangaç gözlerinde onun gereksinim güldü
Susamış dudakların dudağına öpüşün yangısını kondurdu
Senin istek söylenceni bakışıyla söyledi
Ayın sarı bahçelerinde yanmış o iki kol
Sarıldı senin tenine bir sarmaşık gibi
Kulağına söylediğin sevda öykülerini
Anımsıyor tümünü unutmamıştır
O şaşılası geceden yazık ne kalmış arda ki
O dal kurumuş o bahçe ölmüştü
Gerçi gitmişsin ve unutmuşsun beni fakat
Hala istiyorum seni candan seviyorum
Gel ey erkek ey somut aldanış gel seni
Yangılı bağnma basmak istiyorum
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik