Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ulaş Koç

"Yerine göre, kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer" diye konuşmaya başladı Karga.
Sayfa 11 - Doğan KitapKitabı okuyor
Reklam
Pek çok insanın öğrenebileceğine inanmaması, daha da fazlasının ise öğrenmenin zor olduğuna inanması afallatıcıdır. Muad'dib her deneyimin bir ders taşıdığını biliyordu.
Sayfa 97 - Ithaki, Prenses IrulanKitabı yarım bıraktı
İyi ki varım dediğim zamanlar, hep sevildiğimi bildiğim anlardan ibaret oldu. Zaman dursa keşke dediklerimse, hep tekrar özlem duyma korkumdan.
Sayfa 247Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadınlar
“Bak, kadınlar ateşe benzerler. Bazıları mum gibidir; parlak ve dost canlısıdır. Bazılarıysa kıvılcım veya közü andırır yahut yaz gecelerinde peşlerinden koşulacak ateş böceklerine. Bazı kadınlar kamp ateşi gibidirler; bir gece sana ısı ve ışık verdikten sonra bırakılmaya razıdırlar. Bazıları şömine ateşinden farksızdır; ilk bakışta bir şeye benzemeseler de altları çok ama çok uzun süre yanan sıcak ve kıpkırmızı kömürlerle doludur.”
Reklam
“Aklı başında herkesin korktuğu üç şey vardır: fırtınalı bir deniz, aysız bir gece ve yumuşak başlı bir adamın öfkesi”
İnsan ve Varlık
Cimriliği yaratan yoksulluk değil, daha çok zenginliktir.
Sayfa 129 - İskeleKitabı okudu
İnsanın Kendisiyle Yetinmesi
İnsanlar arasındaki vermede nasıl bir üstün olma niteliği varsa, almada da bir boyun eğme niteliği vardır. Onun içindir ki 1. Beyazıt, Timurlenk'in gönderdiği hediyeleri küfürler ederek geri çevirmiş. Sultan Süleyman'ı bir Hint İmparatoruna yolladığı hediyeler de öyle kızdırmış ki adamı, kabaca reddederek: 'Bizim adetimiz almak değil, vermektir' demekle kalmamış, hediyeleri getiren elçileri zindana attırmış.
Sayfa 120 - İskeleKitabı okudu
İnsan doğası
Günlük hayatımızda ve insanlarla olan alışverişlerimizde fazla parlak ve keskin bir zekâ göstermek de doğru değildir. Derin bir anlayış bizi fazla inceliğe ve fazla meraka götürür. Zekamızı olaylara ve dünya işlerine daha elverişli bir hale getirebilmek için; biraz ağırlaştırmak, körleştirmek, onu bu karanlıktan ve bayağı hayata uydurmak için karartmak ve bulandırmak gereklidir. Nietekim gevşek ve sıradan zekalar işleri daha kolaylıkla, daha başarıyla çevirirler.
Sayfa 115 - İskeleKitabı okudu
Parley
İlişkimizin sikindirik bir kafeteryanın dökük bir masasında göz göze bakıp söyleyecek tek bir kelime bulmakta güçlük çekeceğimiz bir noktaya varacağını bilseydim çağrı cihazı kullanımının astronomik oranlarda seyrettiği bir meslek seçerdim.
Sayfa 26 - İthakiKitabı okudu
Reklam
Hayata olan en yüksek sevginiz Umudunuza olan sevginiz olsun ve en yüksek ümidiniz, en yüksek hayat düşünceniz olsun...
"Tanrı aşkına! Sizi nasıl tanıyamam? Eğer orada sessizce durmak yerine öne çıkıp çenemin altına o çapraz vuruşunuzu çaksaydınız, sizi anında tanırdım."
İmkansızı elediğinizde, geriye kalan her ne kadar olasılıksız görünse de, gerçektir.
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.