Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
1933 Berbat Bir Yıldı kitabı, yoksullukla umudun içiçe geçtiği, sade, yalın, doğal anlatımıyla bir solukta okunabilecek bir kitap oldu benim için.
Charles Bukowski, İtalyan yazar Fante’yi “Fante benim Tanrım!’’ diye tanımlıyor.
Şeker hastalığı yüzünden önce gözlerini sonra bacaklarını kaybeden Fante’nin bu kitabını Bukowski, Fante’nin ölümünden sonra basılmasına öncülük etmiştir.
Yoksullukla mücadele eden bir ailenin, yaşadığı sınıf farkı, uçurumları, çaresizliği, hüznü ve bunların yanısıra yaşamak için tutunulan düşleri ve umutları...
Ve 17 yaşındaki Dominic Molise’nin umudu;
“Ama Kol devam etme gücü veriyordu bana, o tatlı sol kol, yüreğime yakın olan” (syf:7)
Ve ne kadar da sorgularsa sorgulasın Molise için, eğer yoksulsanız bir Tanrı’ya, bir kutsal inanca ihtiyacınız var; umut etmek, yaşamak için..
Kim bilir ?...
Haksız da sayılabilir mi?...
Kitapla Kalın
Ruhun Yalnızlığı
Eugenio Borgna'nın Türkçeye çevrilmiş ilk kitabı bir kitabı: Ruhun Yalnızlığı.
Borgna'nın eserinde, esasta hayata gülücükler saçan bir bir psikiyatrla sohbet ediyor izlenime kapılıyorsunuz. Umudun parladığı, Modern psikiyatrinin soğuk yüzünden uzak, insana yabancı duruşun benimsenmediği bir eserle karşı karşıyayız.
Augustinus , hakikatin insanın içinde olduğunu savunur. Borgna bu görüşü benimsemiş ve çalışmalarını bu minvalde gerçekleştirmiştir.
Psikiyatri alanının hastalık olmadığını savunur Borgna. Bireyin, yaşantısı içinde gerçekleşen hayata dair olguların psikiyatrinin esasını oluşturduğu üzerinde duruyor.
Ruhun Yalnızlığında umut var... mutluluğa giden yolların insanın arzusuyla ulaşılabilecek menzillere ulaştığını söyleyen bir eser...
Tabii bu yolculukta mantık devrededir. Kişi ulaşamayacağı şeylere el uzatırsa mutsuz olacaktır. istenen arzulanan mutluluk ise ancak devamı olan, başka deyişle ebedi olan mutluluklardır.
Anlam arayışının boş arzulardan ibaret olması mutsuzluk sebebi olacaktır.
İnsana gücü kadar iktidar verilmiştir. Ve istek ve arzularda bu rotada gerçekleştiği sürece huzurun yolu uzak değildir.
Gerçeklerle umuda yolculuk isteyenlere...
Yazar İvo Andriç’in 1961 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasına büyük katkı sunan eser, Balkan tarihini kronolojik sırayla okuyucuya sunan tarihî bir romandır.Kitap, Drina Köprüsü’nün 16.yüzyılda başlayan yapımından, 20. yüzyıla kadar olan yaklaşık 400 yıllık bir süreyi kapsar.
Drina Köprüsü’nün tasviri ile başlayan eser tarihî bir hikâye ile
Cengiz Aytmatov’un rejim karşıtlığı ve olumsuz tanıklıklarıyla ele aldığı Cengiz Han'a Küsen Bulut kitabında adeta yakıtı insan olan bir sobayı resmetmektedir.
Cengiz Aytmatov’un bu eşsiz eseri herkesin bildiği dizelerle başlar. (Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi…) Cengiz Han’a Küsen Bulut iktidar ve
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Aniden herkes kör olsa ne olur? Bembeyaz bir körlük, her şeyi bembeyaz görmek.. Düzen gidiyor, ülke çöküyor, kaos, açlık, sefalet, cinayetler; hiçbirinin ardı arkası kesilmiyor. Herkesin tek bir amacı var: Hayatta kalabilmek. Görebilen tek bir kadın ve onun tek başına mücadelesi.. “Körler ülkesinde gören olmak bir işkence.” diyor. Ama asla pes etmiyor, dayanacak son gücü kalana dek mücadelesini sürdürüyor. Kitapta da en sevdiğim alıntı şu olmuştu: “Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.”
Körlük, enfes bir toplumsal çöküş romanı. Okuyunuz efendim.
