Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ünal Babur

Ünal Babur
@unal_1994
Yüzünün hayali göz gülşenine uğrayınca, gönül bakmak için göz penceresine gelir.
Reklam
12. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır. 13. Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır.
46- Seni kedere ve gama (pişmanlığa) sürükleyen kötülük, Allah katında seni bencillik ve böbürlenmeye iten iyilikten daha iyidir.
Sayfa 487

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
34- En değerli zenginlik, arzuları terk etmektir. 36- Kim uzun arzulara kapılırsa, amelini çirkinleştirir.
Sayfa 484
Eğer siyasetten maksat, hükümet işlerini düzenleme, hükümet fonksiyonlarını belirleme, adalet sistemi ile görevlerini detaylandırma ve yöneticileri denetim altına alıp, onlar işlerimi hakkıyla yerine getiriyorlarsa kararlarına riayet edilmesini, görevlerinde adil olmuyorlarsa da eleştirilmesi için gerekli ortamı sağlama anlamındaki iç politikaysa, İslam bizzat bu hususla ilgilenmiş, yönetim ile ilgili bazı kurallar ve esaslar getirmiştir. Yine o, yöneten ile yönetilenin haklarını ayrıntılarıyla ortaya koymuş, zalim ile mazlumun konumunu açıklamış, tüm bu meselelerin her birine, aşılması kesin olarak yasaklanan sınırlar getirmiştir.
Sayfa 11
Reklam
Emperyalizmle haçlılığın İslâm’a beslediği düşmanlığı birbirinden ayırmak güçtür. Çünkü bunlar birbirine dayanır birbirinden gıdalanır, birbirini temize çıkarmağa uğraşır. Bağlılarının ruhuna hayat verdiği sürece İslâm, emperyalizmle savaşan bir yükseliş nizamıdır. İdarenin İslâm’a bırakılması emperyalizmle mücadele ruhunu coşturur, sömürücülerin plânlarını yerle bir eder.
Sayfa 122
Sonra size bir kitap indirdik ki o kitapta şerefiniz, yüceliğiniz anılmadadır, hala mı akıl etmezsiniz?
Neyin kendisi için iyi olduğuna dair sağlam bir hükme varmaktan henüz aciz olan halk, pohpohlandığı zaman ayrım gözetmeden kendisine en zıt fikirleri bile alkışlamaktan çekinmez: Ona göre düşüncenin yasaları, olanaklı her şeydir.
İmtiyazlara ve insanların otoritesine duyduğum nefret ölçüsüzdü; belki kimi zaman infial içerisinde kişilerince olayları birbirine karıştırma yanlışına düşmüşümdür. Şu anda ise sadece hor görüyor ve şikayet ediyorum; nefret etmekten vazgeçmek için ihtiyacım olan şey öğrenmekmiş.
Hem göz, hem de gönül elinden feryad Gözün gördüğünü gönül eder yad! Çelikten bir hançer ile gözüme Vursam da gönlümü eylesem azad. -Baba Tahir Gözün baktığı her yere kalp de yönelir. Bunda şek yoktur. “Bakışın eli kalbim ipini çeker.” Ancak gözü yok etmek çare midir ? Yoksa daha iyi bir yol var mı ? Elbette var. O yol, kalpte bir güç ve kuvvet oluşturarak, gözün baktığı her şeye kalbin yönelmesini engellemektir. Eğer kalbin gözden kurtulup özgür kalabilmesi için, ucu çelikten bir hançer lazımsa, o halde aynı hançerden bir tane de kulak için yapmalıyız. Zira kulağın duyduğu her şeyi kalp hatırlamaktadır. Elbette bu da yeterli olmayacaktır. Ayrıca burun dil ve ve ellerimiz için de birer hançer gerekecektir. Bu durumda insan, Mevlana’nın naklettiği kuyruksuz ve başsız aslan hikayesinin mısdakı olacaktır.
Reklam
İmam Ali: “Müminin dili, kalbinin arkasında; münafığın ise kalbi dilinin arkasındadır.” Resulullah (s.a.a): “Bir kulun dili doğrulmadıkça kalbi, kalbi doğrulmadıkça imanı doğrulmaz. 176. Hutbe
'Yüce Allah, düşünmez ama bilir; O, düşünmez ama konuşur; hatta O, bilmesi, ilimlerin kuralı olmak üzere bilir; konuşması, sözlerin ve hallerin temeli olmak üzere konuşur.' '' De ki, deniz Rabbimin kelimelerini yazmak için mürekkep olsa, destek olarak bir o kadarı daha getirseydik, Rabbimin kelimeleri bitmeden önce deniz biterdi'' Kehf, 109
Sayfa 65
Sevgili, siyah kirpiklerin kanımıza girmeyi emrettiyse, onların hilesine kapılıp yanılma; bir düşün, taşın ! Sevgili, parlayan ay gibi yüzünle, gönül kapan selvi gibi boyunla aşıkların başına kopardığın bu kıyamet ne ? Allah için olsun, seher vakitlerinde kalkan Hafız'a bir yudumcuk şarap ver de duasını al, seher çağlarındaki dua makbuldür.
Sayfa 21
İnsanın gerçek mutluluğu için hayatında izlemesi gereken gerçek yol, başka değil, ancak fıtratın gösterdiği yoldur. Gerçek kazanç ve mutluluk yolu olan bu yol, insanın ve Kainat'ın yaratılış kanunlarıyla da tıpatıp uygunluk içindedir.Bununla birlikte, bireylerin kaprislerine ve duygusal tercihlerine denk düşebilir de düşmeyebilir de. Önemli olan,
Tevhid ekolüne mensup olanlarla muvahhidlerin bir grubunun meçhulleri için tabiat ötesi adeta bir depo gibidir. Bilmedikleri, anlamadıkları ve tabiî sebebini keşfedemedikleri her şeyi hemen tabiat ötesine dayandırmaktadırlar. Tabiat ötesi tesiri, kendi inançlarına göre bir istisnanın meydana geldiği, bir düzen çatışmasının ve bir hesap karışmasının olduğu yer ve durumlarda kabul etmektedirler. Bu konuda tabiî illeti bulamadıklarında onun yerine tabiat ötesi bir illeti koydukları için birincisi; tabiat ötesinin de kendime göre bir kanununun ve bir hesabının olduğundan, ikincisi; bir illet, maddî, tabiî olan bir illetin yerine konulursa onun da bizatihi maddi, tabiî ve madde ve tabiat ile eşit ve aynı derecede olacağından, o artık tabiat ötesi olmadığı için tabiatın ve tabiat ötesinin birbirlerinin enleminde değil boylamında yer almış olduklarından ve ne tabiî bir illetin tabiat ötesi bir illetin yerine konulabileceğinden ne de tabiat ötesi bir illetin tabiî bir illet derecesinde yer alabileceğinden habersizdirler. Kur’ân, düzen çatışmasının ve hesap karışmasının olduğu sanılan yerlerde asla tevhîdi ispat etmek için delil ileri sürmez. İnsanların, tabiî sebeplerimi ve başlangıcını bildikleri konularda delil getirir ve bizâtihi evrende kurulu olan bu düzeni kanıt olarak gösterir. Sf. 39-40
1.351 öğeden 1.336 ile 1.350 arasındakiler gösteriliyor.