Uyku ki, bölünür bir gece vakti Yokluğun, usulca sızar zamana Suskunluk, buğulu bir düş misali Pencere camından yansır odama Bir telaş içimde, koşturur durur Asırlık teselli, hercai sürur Kalır elde, renk renk buruşur kurur Sonsuzluk içinde, beşere özgün Kalmak, hece hece dünün içinde Yol almak, rüyanın düşün peşinde Ne kaldı desene, ne var elinde Korkular, tutkular, emekler, küller!.. Yürürüm, sensizlik içimde hüzün Kalır gecelerim, karanlık, üzgün Sırra ermek için Yunus visali Taptuk’un kapısı, yokluğa sürgün 02.04.2019
Sayfa 35 - kutlu yayıneviKitabı okudu
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
Reklam
" Her gün ölüyordu yavaşça, usulca..."
- Sevmiyor musun beni? -diye sordu Svidrigaylov usulca. - Ve... sevemezsin de? Hiçbir zaman? - Hiçbir zaman... -diye fısıldadı Dunya da.
Sayfa 623Kitabı okudu
Usulca fısıldadım: “Abi, çok yalnızım be!”
Sayfa 44 - İthaki Yayınları, 1. Basım, Ekim 2016.Kitabı okudu
Madde yıpranmıştı. Zaman usulca uyukluyordu.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.