Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Osamu Dazai
Osamu Dazai
-
Öğrenci Kız
Öğrenci Kız
Büyüdükçe ürkek biri oldum. Elbise dikerken insanların ne diyeceğini düşünmeye başladım. Kendi kişiliğim gibi olan bir şeyi gerçekten gizlice seviyorum, sevmeye devam etmek istiyorum ama tamamen kendime ait bir şey olarak somutlaştırmaya korkuyorum. İnsanların hakkında hep iyi düşündüğü bir kız olmak istiyorum. İnsanlarla
Evlilik; çok sevmek değil, duygusal olarak gelişim önemli!
“Birçok kişi, evlilik öncesinde uyumlu görünümlüdür. Sakin ve sevgiye yatkın izlenim uyandırır. Fakat bu kişilerin birçoğu evlendikten sonra tamamen değişir, eşlerini hayal kırıklığına uğratır. Bu farklılık, kişinin yalancı, iki yüzlü olduğundan değil, evlilik öncesinde uykuda olan kişiliğin evlendikten sonra uyanmış olmasındandır. Bu uyanma; bireyin bilinç altında çocukluktan bu yana giderilmemiş ihtiyaçların evlilikte yaşanan duygularla uyandırılmasıdır. Örneğin, çocukluğunda babası ile teması eksik kalmış bir kadının, evelendikten sonra eşinden (bilinçaltının ihtiyacı olan) ‘baba gibi güven veren bir güçlülüğü’ bulamaması, eşini beğenmemesine, eşini çocuk gibi görmesine neden olur. Veya, evlilik öncesinde kişi sevgiye ihtiyaç duyduğu halde, evlendikten sonra 'gerçek sevgi' ile karşılaştığında, sevilmeye değer hissetmeyen bilinçaltının alışkın olmadığı bu sevgiden rahatsız olmasıdır. Böylesi kişiler ne, ne istediklerini bilirler, ne de ne vereceklerini... Bir evliliğin başarısı, evlilik öncesinde kişilerin birbirlerini ne kadar çok sevmiş olması ile ilgili değil, evlendikten sonra kişilerin kendilerini duygusal olarak ne kadar geliştirebilmiş olması ile ilgilidir.” -Adem Güneş
Reklam
Aşk mı demiştiniz?
TABİİ AŞK/İLÂHİ AŞK İnsanlara objelere duyulan aşk O’nun (hüve) tecellisine yani varlıkta beliren aksine olan sevgidir…Orada kalınırsa bir müddet sonra istenenin o olmadığı anlaşılarak akıl tutulması ve monotonluga dönerek sıradanlaşır heyecanı ve zevki kaybolur… Aranan/ aradığımız şeyse O ‘dur (Hüve)… Parçanın ayrıldığı bütüne olan bağlılığı
Karalama1
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
Çocuk mu, robot mu yetiştirmek istiyorsunuz?
• Çocuğunuz; – Varsın, bir çivi bile çakamasın… ama, dersleri iyi olsun. – Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın… ama, matematiği düzgün olsun. – Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin… ama, notları yüksek olsun. – Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın… ama, fen lisesine gitmiş olsun. – Varsın, ağlayan bir
.... Ayn Rand ABD’yi nasıl ayarttı? “Toplumumuz merak uyandırıcı yeni bir evreye girerken okur kitlesini daha kaygı verici ve hastalığa meyilli bir boyuta getiren Ayn Rand’in felsefesi ahlakdışılığıyla neredeyse kusursuz.” –Gore Vidal (1961) ABD tarihinde nadiren bir yazar toplumu daha az veya daha çok şefkatli bir hale getirebilmiştir.
Reklam
Güneşin insanı iyileştiren, hastanın ruhunda medfûn nekâhet hissini uyandıran, bir özlemin, bir arzunun soyut renklerini tahrik eden sessizliğini, göz kapaklarımın ardında, hayal tadında bir uykuda arıyorum şimdi. Tek elemini Allah'ın ellerine bırakma istiğnası ve dua ederken dilsiz ve dudaksız yakarma halinin tevekküle yakınlığı insana bir
Carl Gustav Jung Kimdir?
tr.thefeasjournal.com/2020/11/25/gust... 1875 yılında İsviçre’nin Kesswil kentinde dünyaya gelmiştir. Ailenin ilk çocuğu olan ağabeyi vefat ettikten sonra Jung değerli bebek konumunda olmuştur. Kendisine dönemin saygın kişilerinden olan dedesinin adı verilmiştir. Dindar bir babanın ve tutarsız davranışları olan bir annenin
291 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.