Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı – Cemal Süreyya Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Biz genç tasarımcıların çoğu, Kaliforniyalıydık, güney yakasındaki trafik sıkışlığı ve egzoz dumanı gibi sorunların farkındaydık. Rüya gibi çalışan, tertemiz, güzel tasarımlı ve mantıklı avantajları olan otomobillere aşıktık. Gelecek nesillerin yaşayacağı bir yüzyılda insanların, lıkır lıkır benzin içen, atmosferi sürekli kirleten, iki ton ağırlığında metal kutuların içinde yolculuk etmeyeceklerini düşünüyorduk. Görüşlerimiz sıcak bir ilgiyle karşılandı. Ama sonuçta imal edilen ürünün bizim düşündüklerimizle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Ortaya çıkan prototip, fazlasıyla hantaldı, ürkütücü ölçüde karışıktı ve üstüne üstlük doymak bilmez bir iştahla benzin tüketiyordu. Her nasılsa, bir uçakla bir köpekbalığının evliliğinden doğmuş bir çocuğu andırıyordu. Ama bu çocuk, ne bir uçağın performansına ne de bir köpekbalığının zarafetine sahipti. Gerçek ulaşımla çok az ilgisi bulunan ve şirketin şov amaçlı ürettiği son moda otomobiller serisinin yeni bir örneğiydi sadece.
Reklam
"Bende sahiden akıl yok..." diyordum. "Uzaktan erimiş kurşun gibi parladığını gördüğüm bu su beni yolumdan alıkoyuyor. Düşünmüyorum ki, o su, ancak uzaktan çok güzeldir. Onunla yakından temas etmek, bir sürü küçük, fakat yekûnu büyük münasebetsizliklere katlanmaya mecbur olmak demektir. Yaşım otuzu geçti. Bu manasız heveslere oyuncak olmanın bir macera telakki edileceği yaş değildir. Küçük şeyler için büyük fedakârlıklarda bulunmayı kabadayılık telakki edecek değilim ya?"
"O gün, o gece yaşadıklarımı anlatmak benim için gerçekten çok zor doktor... Çünkü düşündükçe aklımdan bir parçayı daha yitirdiğimi hissediyorum. Cesur biri sayılmam belki ama inanın, olanların cesaretle yakından uzaktan ilgisi yok. Şu anda benim yerime, dünya tarihinde cesareti ile kendinden söz ettirmiş savaşçı, komutan, kral ya da her kimse artık, birini de koysanız, onların da ruh halinin benimkinden farklı olacağını düşünmüyorum. İnsanoğlu korkabilir ve bundan daha doğal bir şey yok. Ancak aklını, daha da kötüsü ruhunu yitirme derecesinde korkmak... İşte bu en kötüsü olsa gerek. Bilinmeyen korkusu en korkuncudur derler. Koca bir yalan! Siz hiç varlığına inanmadığınız bir şey ile karşı karşıya geldiniz mi!?! O kadar hazırlıksız oluyor ki insan, o kadar çaresiz kalıyor ki... Dost meclislerinde hakkında şakalar yapıyorsunuz, bunu yaşadığını iddia eden insanlarla ve anlatılan hikayelerle alay ediyorsunuz... Ve 'O' bir gün karşınıza çıkıyor; size iğne gibi sivri ve bıçak kadar keskin dişleri ile gülümsüyor!.. Sizinle dalga geçme sırası 'O'na geldiğinde hissettiğiniz çaresizlik anlatılamaz! Beni neden konuşturuyorsunuz ki? Nedir bunun amacı? Ben size unutmak istediğimi söylemedim mi? Beni delirtmeye mi çalışıyorsunuz? Bu gece yine uyku yok bana, rüyalarımın yerini yine kabuslar alacak. 'O'nu yine göreceğim, yine hissedeceğim , yine bana dokunacak... O gözler, o dehşet! Allahım! Allahım! Hayır! Hayır! Tekrar olmasın, HAYIR!!!"
Sayfa 55 - Konuşmayanlar - Umut DülgerKitabı okudu
480 syf.
·
Puan vermedi
Tarihi olaylarla ters düşen bir kaç noktası olsa da kurgu ve yazın olarak severek okuduğum bir roman. Aslında fillerle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir gencin nasıl bir anda fil bakıcısı olduğunu da kitabı bitirdikten sonra merak etmekten de kendimi alamadım.
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,2bin okunma
296 syf.
1/10 puan verdi
Nasıl yorum yapacağımı bile bilemiyorum yani. Bir kere kitap hiçbir duyguyu , akıcılığı ve ya merakı uyandırmıyor. Yani Elli Ton serisiyle uzaktan yakından hiç bir ilgisi yok. Cinsellik üzerine ve daha çok bence kadını aşağılayan deneyler anlatılmış. Bilimsellik katılmaya çalışılmış ancak şunu söyleyebilirim ki : hiç de okunası bir kitap değil. Yalnız seri olarak aldığımdan diğer iki kitabı da okumaya en azından çalışacağım..
Oyuna Var mısın?
Oyuna Var mısın?Indigo Bloome · Altın Kitaplar · 201269 okunma
Reklam
212 syf.
·
Puan vermedi
12 Mart darbesi ve bunun sonuçları anlatılan kitapta bu darbeden sonra siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir gencin yaşadıklarını ve darbe döneminde görev yapan eski bir bakanının gözünden değerlendiriliyor. Hikayenin diğer bir kısmında da batılı bir ülkede siyasi göçmen olarak verilen var olma mücadelesi anlatılıyor.Bu arada İsveç i de yakından tanıyoruz.Herkesin kendinden bir parça bulabileceği kitap oldukça sürükleyici bir tarzda yazılmıştı.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202123,7bin okunma
1 Van Allen kuşağı gibi sev beni Vay canına desin herkes Biz böyle aşk görmedik desinler 2 Alamut Kalesi’nden yola çıkmış gibi sev Bütün kızlar korkup kaçsın esas kız gibi sev Hüzünlü bakmak için poz veren şair fotoğrafına değil Cüzdanında sakladığın fotoğrafıma bakar gibi sev Bırak gözleri buğulu kızlar onları sevsin Sen en buğulu gözlerinle
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Suut Kemal Yetkin , bir denemesinde “ İçten dostlukların dışındaki bütün dostluklar geçicidir; çünkü bunların büyük bir bölümü çıkarcı ve sözde dostluklardır.” der. Bence dostluk kavramına haksızlık var bu sözde. Dost gibi görünmek başka, dost olmak yine başka şeylerdir. Dost gibi görünenler o güzel duygumuzun kemirgenleridir. Öylelerinin ilişkileri zaten dostluğa dayalı değildir ki dostluk sözcüğünü onlarla birlikte analım. Yalancı dost, sözde dost, çıkarcı dost, sahte dost....hiç olur mu böyle şey? Onlar yalnızca yalancı, çıkarcı, sahte, sözde insanlardır. Dostlukla yakından uzaktan ilişkileri yoktur. Genç Mektuplar - Hamdi Topçu, Babil Yayın Dağıtım, Ankara 2004
Günlerin Götürdüğü
Günlerin GötürdüğüSuut Kemal Yetkin · Varlık Yayınları · 196518 okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
Kitap Victor Hugo nun "yanardağlar taşları, ihtilallerde insanları fırlatır" cümlesi ile başlıyor. Yazar İhtilal döneminde siyasi bir hareket ile uzaktan yakından ilgisi olmayan arkadaşının yaşadıklarını duyunca, 70 li yıllarda bu kitabı yazmaya karar veriyor.. Yazarın izlenimleri ve Kitabın kahramanının ağzından dinlediğimiz farklı bir tarzı olan bir kitap. Ben bu tarzı çok beğendiğimi söyleyebilirim. Zaman zaman yaza ile kahramanın sempatik atışmaları da tebessüm ettiriyor. Yaşanılan olaylar öyle üzüntü verici ki kitaptan etkilenmemek mümkün değil.. Kitap bize dönemin İsveç'i ve oradaki mülteciler hakkında da fikirler veriyor.. Bana göre kitabın en can alıcı noktası da kime üzüleceğinizi bilemiyor olmanız ve seçim yapmanız gereken bir yer geldiğinde kararsız kalmanız.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202123,7bin okunma
Reklam
344 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplarımı karıştırırken buldum. Yorum yazmadığımın farkına vardım. Okurken 1k`da daha yeniydim haliyle o zamanlar hem dil bilgim yetersizliğinden hem de biraz çekingenliğimden yorum yapmamıştım. Şimdiye kısmetmiş :) Kitab`ın kapağında " ikinci Uçurtma Avcısı " yazılmıştı galiba. Bu kitabı okumam için fırsat doğurmuş bi de kitapdan uzaklaştırmıştı. Çünkü benim için tek bir "Uçurtma Avcısı " vardı. İkincisi olamazdı. Bundan dolayı kapağına o başlığı atmak bana çok yalnış geliyor. İnsanlar o başlığı gördükleri anda öfkelenirler. " Neden kendin olmuyorsun da başkasının başarısından kendine de pay çıkarmaya çalışıyorsun " diye. "Uçurtma Avcısı" ile uzaktan yakından tek alakası- karekterlerin iki kitabda da çocuk olması, ülkelerinde yaşanan savaş yüzünden madur kalmaları. Başka da bir benzerlik yoktu. Bu konuysa bir çok kitaplarda mevcut. O zaman tüm bu tarz kitaplar " İkinci bir Uçurtma Avcısı mı olmalı? ". Kitapta sevmediğim yerler vardı. Bunlar bende saklı kalsın :) Sevdiğim yerlerse : Kızın isminin son ana kadar bize hep Küçük Arı olarak söyletilmesi. Küçük Arı`nın yaşadıkları, savaş, toplama kampındakı insanların yaşadıklarının okuyucuya güzel geçirilmiş olması. Şahsi fikrim " Uçurtma Avcısı " ile mukayese edilmezse okunabilir kitaplardan. Keyifli okumalar.
Küçük Arı
Küçük ArıChris Cleave · Pegasus Yayınları · 20115,4bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.