Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Terk edilmiş bir dünyada tutsak kalmış bir uzaylı gibiydi.
Mülteci deyince uzaylı sanmayın sakın. Şuradan onlar; Suriye’den, Irak’tan, Filistin’den .... Fark ettiniz mi? Mülteci çocuğun diğer söyleyiş şekli de şu : Müslüman Çocuklar...
Reklam
İyi geceler, Red Kit rüyalar =)
"iyi geceler küçüğüm," dedi Ayşegül yavaşça. "Rüyana uzaylı yaratıklar falan girmesin, güzel düşler gör!"
"Her zaman olumlu düşünmelisin Aslı.Karamsar olmak sadece keyfini kaçırır.Olayların akışını değiştirmez."
Sayfa 171Kitabı okudu
Uzaylı'nın trübin konuşması;
Hiçbir zaman yeteri kadar param olmadı ve bu beni hiç rahatsız etmedi.
Sayfa 14 - EpubKitabı okudu
Reklam
"Başaramamak değil,küçük hedef seçmek suçtur."
Sayfa 122Kitabı okudu
"Bir şeyi ümit etmek onu elde etmekten daha büyük haz verir."
"Kara görüntüsünü kaybetmekten korkanlar yeni okyanuslar keşfedemezler."
Sayfa 120Kitabı okudu
"Umutsuz durumlar yoktur.Umutlarını kaybetmiş insanlar vardır.
Reklam
"Yapılamayacak iş yoktur,yapamayan insanlar vardır."
Türkiye
Uzaydan Hollanda'ya bir ziyaretçi gelseydi ,o uzaylı ,"Ne kadar şanssız bir ülke burası ! Olumsuzluklardan başka hiçbir şeyi yok !"derdi .
Sayfa 541Kitabı okudu
Gaijin - Yabancı
Hayatta karşılaştıkları tüm sosyal olguları sınıflara ayıran Japon toplumunun, yabancılar için de kesin bir çerçeve çizmemesi düşünülemezdi. Nasıl ki onlar bizim gözümüzde uzaylı ise, biz de onlar için uzaylıyız. Atalarımız ne demiş? "Bir uzaylı, öbür uzaylıya uzaylıdır." Herr Hans örneğine dönersek; Türkler bir Japon vatandaşına çok kısa süre içinde bizden biriymiş gibi benimseme yeteneğine sahipken biz bir Japon için her zaman "gaijin" kalmaya mahkumuz. Aradaki fark yetmiş yedi milletin kesiştiği bir coğrafyada yaşamakla, yüzyıllarca bir araya kapalı kalmanın getirdiği fark kadardır herhalde.
"Çok eskiden Orta Doğu 'da olduğu yerde dönen tahta bir direğe bağlı atlarla ok talimi yapılırmış. Haçlılar bunu Avrupa ya getirmiş. Atlıkarınca böyle doğmuş.Bir açıdan bakarsan atlıkarıncadaki atların sonsuz bir yarışa girdiğini görürsün. Aslında tanıdığım herkes,her şey böyle bir yarıştaydı.İnsanlar,hayvanlar, şiirler, eşyalar... Manşetlerdeki düğmelerin ve tıraş bıçağındaki jiletlerin sayısı sürekli artıyordu.Muzik kulakları giderek büyüyor,kulaklar bununla rekabet edemiyordu.Arabalar benzin koklayıp asfalt yakıyor,atletler hap yutup pistleri hırpalıyordu. sinek gözlükleri ve şeftali çekirdeği gibi kasklarıyla dolaşan bisikletçiler,on yıl geriye gidilse uzaylı sayilabilirdi.İlki piyasaya çıkalı 30 yıl bile dolmadan,cep telefonları önce üç kat küçülüp sonra da iki kat büyümüştü.Bir tek ütüler yerinde sayıyordu. Ütüler,lokomotifin icadından beri buharliydi.
1.124 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.