Eskiden taşlar da ağlardı Ağlayıp unutarak geçirdik zamanı, Kimse kendi zamanından gelmiyor Üzülme ölüm yaşıyor Niobe Nietzsche,deli Nietzsche,1844-1900 Ölürken ağladı,güzel şeyler yazmışım Dedi başucundakilere Unutulur, sonra ağlanır Üzülme ölüm yaşıyor Niobe. Bırak da sana geleceği anlatayım Ölümdür yaşamın bekçisi Üç kez ölür insan ararken Unuttuğunu, unutma bunu. Ölürken usunda bir şey kalır Önemsiz bir şey,kar yağışı gibi, Dalgınlığımız bundandır,suskunluğumuz bundan
Sayfa 552 - ŞarapKitabı okudu
- Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sümer dini arasındaki ortak noktalar şunlardır: Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü; Tanrı korkusu; Tanrı yargılaması; kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar ve tütsülerle Tanrıyı memnun etmek; iyi ahlâklı, dürüst ve haktanır olmak; büyüklere ve küçüklere saygı göstermek; sosyal adalet; temizlik. Temizlik
Reklam
Ölüm Eşiği Deneyimleri Pilotların hava muharebesi manevralarında bilinç kaybına uğrayabileceği çekim kuvveti ivmesine ulaşabilen güçlü jet uçaklarının devreye girmesinden beri, ABD Hava ve Deniz Kuvvetleri çekim kuvvetinin yol açtığı bilinç kaybıyla başa çıkmak üzere özel uçuş giysilerini ve santrifüjlerde eğitimi de kapsayan bir dizi çalışma
Sayfa 168 - 169 - PdfKitabı okudu
MÜNEVVER ANDAÇ NÂZIM HİKMET 1. 'Saklı Su' Nâzım Hikmet'in dayısı Mustafa Celalettin Bey'in kızı olan Münevver Hanım; 1917'de Sofya'da doğar. Annesi Gabriel, Marsilyalı bir Fransız'dır. Babası Mustafa Celalettin Bey, Fransa'da öğrenimini yaparken Gabriel'le tanışıp evlenmiştir. Münevver Hanım,
Kâmil Bey, fedakâr kardeşin, bizim için ne kadar fedakârâne çalışıyor. Bütün işleri kendi görüyor ve beni yalancı mürâîlerin elinden kurtardı. Zavallı insanların bu kadar fenâ kalpli olduğuna inanmıyor, beni hiç yalnız bı­rakmıyor. Her an bana senden bahsederek ve kitap okuyarak bu felâket günlerimi geçirmeye çalışıyor... ” Naciye Sultan'ın bir hayli kızgın tarihsiz bir mektubunda da, Enver Paşa'nın “gel” demelerinin mümkün olamayacağını anlatan eşi, “Ben Kâmil ile değil, senin ile izdivâç ettim. Eğer benim ile yaşamak istemiyorsan üzülme efendi, “ben seni iste­miyorum, senden bıktım” de, ben de o zaman anlar, senin başından defolur gider, sen de ben de rahat ederiz..." diyor. Bu mektubun başında “îki sene İstanbul'da bir sene Berlin'de. Her an üzüntüyle sensiz geçen günler..." dediğine göre, mektubun yazılış tarihi 1921 ya da 1922 başları olmalı.Enver Paşa'nın Sultanından bıkması tabii söz konusu değil ama, Rusya'daki serüveni bırakıp gelmeyi de -eşine bütün sev­gisine rağmen- başaramıyor.24 Aralık 1920'de Enver Paşa karısı ve çocuklarıyla İsviç­re'de son defa beraber olmak fırsatını buluyorlar.Enver Paşa'nın ölümünden sonra Naciye Sultan, Enver Paşa'nın kardeşi Kâmil Bey ile evleniyor. Anlaşılıyor ki, hem ço­cuklarına hem de Naciye Sultan'a en kötü günlerinde en büyük yardımcı olan Kâmil Bey, Enver Paşa'nın ölümünden sonra da ailenin başı koruyucusu oluyor.
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak] 336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda: “Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
41 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.