Kâmil Bey, fedakâr kardeşin, bizim için ne kadar fedakârâne çalışıyor. Bütün işleri kendi görüyor ve beni yalancı mürâîlerin elinden kurtardı. Zavallı insanların bu kadar fenâ kalpli olduğuna inanmıyor, beni hiç yalnız bırakmıyor. Her an bana senden bahsederek ve kitap okuyarak bu felâket günlerimi geçirmeye çalışıyor... ”
Naciye Sultan'ın bir hayli kızgın tarihsiz bir mektubunda da, Enver Paşa'nın “gel” demelerinin mümkün olamayacağını anlatan eşi, “Ben Kâmil ile değil, senin ile izdivâç ettim. Eğer benim ile yaşamak istemiyorsan üzülme efendi, “ben seni istemiyorum, senden bıktım” de, ben de o zaman anlar, senin başından defolur gider, sen de ben de rahat ederiz..." diyor. Bu mektubun başında “îki sene İstanbul'da bir sene Berlin'de. Her an üzüntüyle sensiz geçen günler..." dediğine göre, mektubun yazılış tarihi 1921 ya da 1922 başları olmalı.Enver Paşa'nın Sultanından bıkması tabii söz konusu değil ama, Rusya'daki serüveni bırakıp gelmeyi de -eşine bütün sevgisine rağmen- başaramıyor.24 Aralık 1920'de Enver Paşa karısı ve çocuklarıyla İsviçre'de son defa beraber olmak fırsatını buluyorlar.Enver Paşa'nın ölümünden sonra Naciye Sultan, Enver Paşa'nın kardeşi Kâmil Bey ile evleniyor. Anlaşılıyor ki, hem çocuklarına hem de Naciye Sultan'a en kötü günlerinde en büyük yardımcı olan Kâmil Bey, Enver Paşa'nın ölümünden sonra da ailenin başı koruyucusu oluyor.