Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
El falı: onyedinci yüzyıldan sonra çingenelerin geliştirdikleri bir fal şekli. Kadınlar için sol, erkekler için sağ el. 1. Ev-koç-baş parmak: ihtiras cesaret 2. Ev-boğa-venüs tepesi: (baş parmak hizasından elin bilekte bitimine kadar): aşk, dostluk. 3. Ev-ikizler-venüs tepesi: aşk, dostluk 4. Ev-yengeç-ay tepesi: (venüs tepesinin karşısında,
Sanırım hepimizin hikayelere ihtiyacı var, hayata devam edebilmek için hikayeler uyduruyoruz. Ve sanırım uzun zaman önce büyük öyküler vardı. Öyle büyük öykülerdi ki, tüm hayatını onlarla geçirebiliyordun. Tanrının ve Kaderin Güçlü Elleri. Aydınlanmaya yapılan yapılan yolculuk. Sosyalizm Yürüyüşü. Ama hepsi öldü ya da dünya yaşlandı, bunadı ve tüm bunları unuttu. O yüzden şimdi hepimiz kendi öykülerimizi uyduruyoruz. Küçük öyküler. Farklı şekillerde. Ama her birimizin bir tane var.
Reklam
Bir yolculuk tadı bıraksın. Alsın götürsün. Cam kenarı öp Öpülmedim uzun zamandır, alıştıra alıştıra öp Yanlış anlaşıldım hep, anlaşılır öp Sırtımdan vurdular hep, alnımdan öp Öp beni esmer. İhtiyaçtan acil öp
"Bazılarının sandığı gibi mısralar duyguların değil, yaşanmış deneylerin sonucudur. Tek bir mısra yazmak için birçok şehirleri, insanları ve nesneleri görmüş olmak, hayvanları tanımak, kuşların nasıl uçtuğunu duymak ve sabahları çiçeklerin açılırken “nasıl titrediğini öğrenmek gerekir. Bilinmez yerlerdeki yolları, beklenilmiyen raslamaları ve uzun zamandır yaklaştığını sezdiğimi ayrılışları, esrarı daha aydınlatılmamış olan çocukluk günlerini, size anlıyamadığınız sevindirici bir haber verdikleri zaman kalplerini kırdığınız ana babaları, derin ve tehlikeli değişmelerle garip bir şekilde başlıyan çocukluk hastalıklarını, kapatı odalarda geçen sessiz günleri, deniz kıyılarındaki sabahlamaları, enizin kendisini, denizleri, yükseklerde çağıldıyan ve yıldızlarla uçuşan yolculuk gecelerini yeniden, yeniden yaşamak gerekir: - Bunları bile yaşamak yetmez. Biri ötekine benzemiyen sayısız aşk gecelerini, doğum sancılarıyla kıvranan kadınların çığlıklarını, odalarından bir türlü çıkamıyan süzülmüş loğusaları hatırlamak gerekir. Ama ayrıca ölenlerin yanında bulunmak, pencereleri, açılmış, içine gürültülerin dalga dalga dolduğu odalarda bir ölünün yanı başında oturmuş olmak gerekir. Anıların olması da yetmez. Pek çoksalar onları unutabilmek ve geri dönmelerini bekliyebilmek için büyük bir sabır gerekir. Çünkü mesele anılarda da değildir. Anılar ancak bizde kan haline geldikleri, bakış ve davranış oldukları, adlarını yitirdikleri, kendimizden ayırt edilmedikleri zaman, işte yalnız o zaman, pek seyrek bir anda, bir mısraın ilk kelimesi onların arasından doğuverir."
Doğduğum, büyüdüğüm yerden hiç gitmeseydim bunlar gene olur muydu? Bazı şehirler tanıdım çünkü. Önce anlamadım insanları. Sonra da ne yaparsam yapayım anlayamayacağımı anladım. Daha kendimi bile anlamazken... Azınlıkla güldüm, eğlendim; çoğunlukla gülüyor, eğleniyor gibi yaptım. Kısmen de astım suratımı, oturdum aşağı. İşte o zaman da fark ettim
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Reklam
İnsanoğlunun yeryüzündeki hayatı çok uzun bir yolculuk anındaki sınırlı bir dinlenme aşamasıdır. İnsanın dünyada başına gelen şeyler her şeyin sonu değildir. Aksine dünyada olagelen şeyler, uzun bir yolculuğun başlangıcı içeriğindedir. Bütün bunlarla insanoğlu sınanmaktadır. Hesap diyarına gittiği zaman derecesi, bu sınanmaya göre ortaya çıkacaktır.
Umay Umay
Yolculuk uzun sürmez hiçbir zaman. Seni çok uzun düşünüyorum.
Sayfa 19
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.