Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uzun bir yolculuk sonrasıyız. Ben çok yorgunum, sen çok güzelsin….
Başarı
Her ne kadar büyük bir başarıymış gibi görünse de benim için başarı hiçbir zaman bir rokete binmek olmadı ve hâlâ da değil. Başarı, sonu fırlatma rampasına çıkabilecek ya da çıkmayabilecek olan o uzun ve belirsizliklerle dolu yolculuk boyunca yaptığınız işten memnun olmaktır. Eğitimi, sizi daha yüksek bir mevkiye çıkaracak bir sıçrama tahtası olarak göremezsiniz. Amacınızın eğitimin kendisi olması gerekir.
Sayfa 38 - TübitakKitabı okudu
Reklam
" Hayat kudurmuşçasına akan bir ırmağa benzer, insanoğlu ise bu ırmağın azgın sularında yolculuk yapan bir dal parçasına. Bu yolculukta değişmeyen iki olgu vardır, ilki yalnız olduğun, ikincisi ise ne kadar uzun sürse de yolculuğunun ölümle sınırlı olması... Pek iç açıcı sözler söylemediğimin farkındayım ne var ki, gerçek bu. Gerçeği bilirsen daha hazırlıklı olursun, fırtınalar kadar, sahte sükûnetlere de karşı koyabilirsin. Yani yolculuğun daha iyi geçer. Boş hayallere kapılıp, sık sık düş kırıklıklarına uğramazsın. Sadece kendine güvenebileceğin için, insanların seni aldatmasına izin vermezsin. Kendi ayakları üzerinde durmayı başaran, güçlü bir insan olursun."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Narsistik Çift : Tolstoy ve Sonya [okumak isterseniz diye bırakıyorum]
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tols­toy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlük­lerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
Sayfa 85 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Yaşamak bir uzun yolculuk ki Bitirmeden biteriz.
Sayfa 21 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 19. BasımKitabı okudu
Reklam
Uzun yıllar oldu, sesinin tek bir tonu bile hiç değişmemiş. Hiçbir şey gitmemiş. Hiçbir şey geçmemiş...
Ve insanın hâtıraları...
İnsan... “Küçük çiçeklerin sabahları hangi kımıldanışlarla açtığını bilmelidir”. Ve insan, “Meçhul semtlerdeki yolları, beklenmedik tesadüfleri ve uzun zamandır gelmekte olduğu görülen vedaları düşünebilmelidir: ... “Bir mısra için insan kuşların nasıl uçtuğunu hissetmelidir.” İnsan... “Küçük çiçeklerin sabahları hangi kımıldanışlarla açtığını bilmelidir”. Ve insan, “Meçhul semtlerdeki yolları, beklenmedik tesadüfleri ve uzun zamandır gelmekte olduğu görülen vedaları düşünebilmelidir: hâlâ anlaşılmamış çocukluk günlerini...” Sessiz. “Sessiz, kapanık odalarda geçen günleri ve deniz kıyısındaki sahaları, üstümüzden esen ve bütün yıldızlarla uçan yolculuk gecelerini düşünebilmelidir. Bu da yetmez.” Evet... “İnsanın birbirlerinden farklı bir çok sevda gecelerine ait hâtıraları olmalıdır; doğuran kadınların haykırışlarına ait, içine kapanan, hafif, beyaz, uyuyan lohusalara ait hâtıraları olmalıdır. Hem de can çekişen kimselerin yanında oturmuş bulunmalıdır. Kesik kesik gürültüler duyulan, penceresi açık odada ölülerle durmuş olmalıdır. Ve insanın hâtıraları...”
Yaşamak bir uzun yolculuk ki Bitirmeden biteriz.
Yitik SevilerKitabı okudu
Ah, gençken yazılan mısraların değeri zaten nedir ki? Beklenmeli ve bütün bir ömür, mümkünse uzun bir ömür boyunca anlam ve lezzet toplanmalıydı ve sonra, en sonunda belki iyi on mısra yazılabilirdi. Çünkü mısralar sanıldığı gibi duyguların değil (duygu erkenden vardır birçok kişide), yaşamış olmanın verimidir. Bir mısra yazabilmek için insan,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.