Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar, MÖ 3 binli yıllarda bu yazı stilini bulmuşlar. İlk bulunan yazı sistemi çivi yazısıdır. Yani insanlar yazmaya ilk çivi yazısıyla başladılar. Mezopotamya'da yani Fırat ve Dicle Nehirleri arasında kalan bölgede bulunan çivi yazısını ilk olarak Sümerler kullanmış. Sümerlerden sonra Mezopotamya ya'daki pek çok millet bu yazıyı kullanmaya başlamıştır. Hititlerin de kullanmasıyla Anadolu'ya gelen bu yazı, yumuşak bir kil üzerine üçgen uçlu bir kamışla yazıl- dığı için ve yazıyı oluşturan çizgi, çiviyi andırdığı için bu adı almış. Kil yapımı bu tablet yumuşakken yazı yazılır ve sonra da kurumaya bırakılırmış. Daha uzun ömürlü olması için fırında pişirilen tabletler de var. Çivi yazısının sadece kil tabletlere değil, aynı zamanda sert kaya yüzeylerine de yazıldığı görülmüş. Farklı dilleri konuşan pek çok medeniyet çivi yazısını kullanmıştır. Önceleri insanlar düşüncelerini resimlerle anlatmış, resimleri daha kolay çizmek için de onları basitleştirmiştir. Sonra bu çizimler değişime uğramış ve çivi yazısı hâlini almıştır. Çivi yazısı da zaman içerisinde değişiklik göstermiştir
Düşüp yatağın dalgalarına Günlerce sürüyor bu yolculuk, Durmadan akıtıyor bir oluk Korkuyu sükûtun mezarına. Ve delirmenin tatlı vehmini Sessizlik odama dolduruyor, Kargam hâlâ başımda duruyor Bulmakçün beynin cehennemini. Kardeşini öldürüyor Kabil, İçimde bir yalnızlık duygusu; Ölüm kadar uzun yaz uykusu, Sıkıntı ile geçilen sahil. Dünyaya tek gelen insan gibi Atılıyorum bir Hint dağına Giriyor kafamın darlığına Kimsesiz dünyaların sahibi. Gidip, gidip gelmede aynı his, İskeleye ulaşmıyor çıma. Dikiliyor ansızın karşıma Boynum kalınlığındaki ceviz. Kardeşini öldürüyor Kabil, İçimde bir yalnızlık duygusu; Ölüm kadar uzun yaz uykusu, Sıkıntı ile geçilen sahil.
Reklam
Karlara karıştığımı hissediyordum. insanlara ait bende ne varsa onları insanlara bırakıp, geldiğim yere, o meçhul ıssızlığa dönüyordum, içim karlar gibi sessizdi, hiç susmayacak sandığım nice duygu aniden susmuş, sanki uzun bir yolculuk beyaz bir sahilde son bulmuştu.
Felsefe
" başıma ne gelirse gelsin üzülmeden, mutsuz bir ifade takınmadan kabul edeceğim. Tüm vergilerimi şikayet etmeden ödeyeceğim. Sızlandığımız ve uzak durduğumuz her şey hayatın vergileridir.. nasıl uzun bir yolculuk toz, çamur ve yağmuru içeriyorsa, uzun bir ömür de tüm bunlar içerir. "
Üzerinde, uzun süre yolculuk etmiş, çok mücadele vermiş, yolunu kaybetmiş fakat nihâyet yolunu tekrar bulup sona yaklaşmış bitkin bir adamın tavrı vardı.
Yaşamaya Dair
Hepimiz bir ömür süreriz. Çocukluk, gençlik, ihtiyarlık, uzun bir ömür bunlardan oluşur. Sağlıklı bir ihtiyarlık, iyi yaşanmış bir ömrün kanıtıdır. ... Hayat kudurmuşcasına akan bir ırmağa benzer, insanoğlu ise bu ırmağın azgın sularında yolculuk yapan bir dal parçasına. Bu yolculukta değişmeyen iki şey vardır; ilki yalnız olduğun, ikincisi ise ne kadar uzun sürse de yolculuğun ölümle sınırlı olması...
Reklam
"Hepimiz için yetişkin çağımızda yapacağımız en zor yolculuk, ailemizin evine olandır. Böyle bir ev ziyareti, bizi bugünlere getiren çocukluk anılarımızı hatırlatır. Sadece aile üyelerimizle değil, eski benliğimizle de yüzleşiriz."
Sayfa 327Kitabı okudu
Neredeyse kırk yıl sonra, nihayet hiç kimse olmaya hazır gibiyim. Ne uzun bir yolculuk! Ne çok sıkıntı! Özellikle bunca zamandır orada olduğum göz önünde bulundurulduğunda.
Sayfa 215Kitabı okudu
"Yaşamak bir uzun yolculuk ki Bitirmeden biteriz."
Sarıkamış...
Anadolu'nun bir ucundan öteki ucuna, önce vagonları tıklım tıkış dolu bir trende, sonra da buz gibi havada at arabalarında sürdürülen eziyetli ve uzun bir yolculuk yapmışlardı. Nihayet menzile ulaştıklarında, acı hakikat, beyazlar giyinmiş bir cellat gibi dikilmişti karşı­larına. Cehennem, alev kırmızısı ve yakıcı olmalıydı. Oysa, onları bekleyen cehennem, bembeyaz ve dondurucuydu. O kadar dondurucuydu ki, erlerin elleri, ayakları, yüzleri yanıyordu so­ğuktan. Tıpkı ateşe değmiş gibi, yanık yaraları açılıyordu soğukla temas eden tenlerinde.
Reklam
İllaki çıkmalıyım yolculuklara. Uzun süre yolculuk etmez, edemez isem bir eksiklik hissetmeye başlıyorum. Bir tıkanıklık. Akmıyor sanki hayat, illaki gitmem gerek
Soru:Zaman kaybetmemek için ne yapmalı?Yanıt:Onu alabildiğine duyumsamak. Yöntem:Bir dişçinin bekleme odasında rahatsız bir koltukta günler geçirmek,pazar öğleden sonrasını balkonda yaşamak,anlamadığımız bir dilde konferanslar dinlemek,ayakta yolculuk etmek için en sapa ve en uzun demiryolu güzergâhını seçmek,tiyatro gişesi önünde kuyruğa girmek ve bilet almamak,vb.
Sayfa 35
Bu uzun süren yolculuk diğerlerinin hepsinden fark- liydi. Yollar daha griydi, gökyüzü yere daha yakın..
Termodinamiğin ikinci yasası, kabaca ifade edersek şunları söyler: Kendi hallerine bırakılmış olan şeyler düzensizleşme eğilimindedir ve kendi kendilerine tekrar düzene girmezler. Görünen o ki bir zamanlar evren tamamen düzenliydi, her şey yerli yerindeydi ve o zamandan beri de gitgide daha fazla düzensizleşiyor, ta ki esaslı bir bahar
Sayfa 120Kitabı okudu
“Nice dostu yarım ilişkilerde Bırakır da gideriz Yaşamak bir uzun yolculuk ki Bitirmeden biteriz”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.