Sonra zevkler!... Elbise, otomobil, ev, makam, rütbe, tahsil ve arkadaş gibi hoşlandığımız, hayalimizde canlandırdığımız ve elde etmek istediğimiz bütün şeylerin bir listesini hazırlayıp bakarsak onları ele geçirmek için neler feda ettiğimizi görürüz: Zamanı, insanı, bilinci, istidadı, insanın tanrısal gururunu, isyan etme imkanını, özgür seçim yeteneğini, reddetme gücünü ve bize dayatılan her şeyi yıkıp yerine kendi istediğimiz şeyleri koyma gücünü feda ederiz. Bütün bunları, hiç anlamadan, onlara bir vakit bile ayırmadan ve üzerinde bir an olsun düşünmeden elden çıkarırız!
Günlük telaşlar içinde insan hep meşgul. Belki de en az tanıdığı kendisi ve en az kendisi için düşünmeye vakit ayırıyor. Oysa hayat, yanından koşup gitmek için değildir, bazen de bir durup düşünmek lazım.
Halide Edip Adıvar ;
“M.Kemal Paşa oturduğu koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı.
Çünkü kaburgaları halâ ağrılar içindeydi….M.Kemal Paşa’ya doğru ,kalbimde gerçek bir saygı ile gittim.O kendi halindeki odada bütün gençliğin bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararını temsil ediyordu.Ne saray,ne şöhret,ne herhangi bir kudret ,onun bu odadaki büyüklüğüne yaklaşamaz. Gittim elini öptüm…”
(H.Edip Adıvar’ın savaşa bir er asker olarak katılması ,Mustafa Kemal’in karşısına çıktığı vakit içinden geçenleri yazıya geçmesidir.)
"Tanıdığım bir ağaç var
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.
Bu ağaç geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin."
Melih Cevdet Anday