Tespit 1)
Hz. Muhammet’in doğum tarihi tartışma konusudur.
Hindistanlı Müslüman ilim adamı Prof. Muhammed Hamidullah’ın araştırmalarına göre Hz. Muhammet’in doğum tarihi 12 Rebiülevvel (17 Haziran 569) idi.
Mısırlı astronomi bilgini Mahmut Paşa el-Feleki ise yaptığı hesaplarda Hz. Muhammet’in doğum tarihini 9 Rebiülevvel (20 Nisan 571)
1)Kürk Mantolu Madonna'yı okumadan girmeyin hiçbir alıntıyı anlayamazsınız.
2) Fotograf veya ismine göre kimseyi takip etme. Ilgi alanların giren Kitapları okuyanları seç zaten ilerde herkesin huyunu suyunu nasil yazdığını anlarsın.
3) Siyasi yorum yapanlarla ağız dalaşına girme arkada destekleyeni var onun da çünkü pusuda bekliyor.
4)Yaşamın boyunca okuduğun kitapları bir günde işaretliyeceğim diye kendini heba etme yavaş yavaş yaparsın kimse az mı okudun diye yargılanmıyor burada.
5) Sabahlara kadar alıntı yazma. Kişinin az ve sürekli alıntı yapanı sevilir burda.
6) Sitedeki genel konu "yalnızlık" bunu sakın unutma.
7)Son olarak eski topraklara bulaşma. Onlar örgüttür. Burda herkes birbirini tanır. Her konusmaya ortasindan dalma mazisini bilmiyorsun. :)
Ben sitede bir-iki haftalık üye olarak bunları çıkardım var mi artıran :))
Sunay Akın benim için çok önemli bir insandır. Bana Nazım Hikmet'i tanıtan ve sevdiren kişidir kendisi. Kendisinin bir programına 'göz misafiri' olmuştum. Olayları anlatım şekli insanı hem cezbediyor hem de merak unsurunu körüklüyordu. Zaten bir insan, hal ve tavırlarından; konuşmasından, oturmasından, kalkmasından ve verdiği tepkilerden nasıl bir
Bu sitede profillerde gruplandırma benzeri bir özellik olsa yine ve de yine "kütüphaneden rastgele alıp okuduğum kitaplar listesi"ne ekleyeceğim bir kitap olurdu Ayçiçekleri. Son zamanlarda bunu çok sık yapmaya başladım. Nedeni ise daha çok heyecan vermesi. Ne ile karşılaşacağınızı bilmemenin verdiği zevk paha biçilemez. Aldığınız kitap
Kuran-ı Kerim hakkında kapsamlı, ilmi ya da ayrıntılı bir inceleme yapabilecek değilim, sadece belki de Kuran’ı yaşama ve anlama yolunda aynı yolun yolcuları ile hasbihal edip, okuma sürecinde düşündüklerimi paylaşmak niyetim.
Kuran-ı Kerim rehberliğinde yaşamaya başladığı ilk yıllarda; her inanan müslümanın kendince Kuran ayetlerini tefekkür
"...Beni görüyorsun, o halde senin için ben varım. Gerçekten var olduğumu sorgulamaya mahal var mı? Kendini hissettiren, algılanan şeyler gerçek değil midir, gerçeklik yaşanan ve hissedilen şeyler değil midir? Seni yücelten, senin hislerinin gücünü ve egemenliğini artıran değil midir; lanet olsun, bu da, hakikattir. - Erdem açısından bakılınca isterse bu on kere yalan olsun. Gücünü artıran bir nitelik gerçek dışı olsa da, yararsız olan erdemli bir gerçeklikten evladır kanımca. Ve ben derim ki, yaratıcı deha bağışlayan bir hastalık, şahlandırıp engelleri aşmanı sağlıyorsa, yürekli bir coşkuyla kendinden geçirip doruklardan doruklara uçuruyorsa, ayağa dolaşan bir sağlıktan bir kere daha evladır..."
Eskiden, ya ben her şeyi bilecek kadar küçüktüm yahut dünyada olan biteni yorumlamak şimdikinden çok daha kolaydı. Az şey bilirken ne kadar çok şeyi bilmediğini de bilmiyor insan. Konfor bu değilse nedir? Her yeni bildiğin şeyle beraber onu daha önce bilmediğini de bilmek ve “ne kadar çok şey biliyorum”dan “ne kadar çok şeyi bilmiyormuşum”a
HIZLI OKUMA
BELLEME ÇERÇEVESİ
Tanımı: Belleme okuma esnasında edinilen bilginin istenildiğinde çağrılabilecek şekilde
hafızaya yerleştirilmesi sürecidir. Genel Hafıza konusu son bölümde daha ayrıntılı olarak
ele alınacaktır.
Bu güne kadar yüzlerce kitap okuduğumuzu biliyoruz. Eğer bu kitapların içeriklerini
hafızamızda tutabilseydik şimdi
Beyin bedava değil mi? Geliştirmesi gereken kas değil, beyindir!
Bazı cümleler beyin için kesinlikle sihirlidir. “Seni seviyorum, inanıyorum ve güveniyorum.”
İnsanın yaşı ilerdikçe bakış açısını genişletebiliyor olması gereklilik, hatta sorumluluktur. Belli bir yaşı devirdikten sonra başa dönüyor olması bile görülebilir bir gerçektir. Alanında
Kitabı bitirdikten sonra aklıma babamla diyaloğumuz geldi. Bu sene ben de sınava gireceğim görürsün bak coğrafya ve tarihi tama yakın yapacağım özellikle tarihi dedi :D o kadar tv dizileri izliyorum diye de ekleyiverdi.
Dayanamadım önüne deneme koydum haydi çöz çöz diye tempo tuttum okurken yavaş yavaş okuyuşu donuk bakışları arada kendi kendine
youtu.be/dR8enIV2GWw
Ervah-ı ezelde levh-i kalemde,
Bu benim bahtımı kara yazdılar,
Gönül perişandır devri alemde,
Bir günümü yüz bin zara yazdılar
Bulmadım şadlığın iradesini,
Belki o çok sevdiğim uykumdan feragat ederek sabahın ilk ışıklarına doğru gözlerimin uykusuzluktan yanmasını artıran göz yağmurlarım ile bitirdim. Bu kitapta dostluk var. Aşk var. Dram var. Hemde öyle bir dram ki... Mehmet Fatih Oflaz'ın sohbetvari anlatım tarzıyla gerek yöresel şive gerek karakterin ruh hallerini en ince ayrıntısına kadar okuyucuya hissettiren. Olayların geçtiği mekanları nakış yapar gibi ince ince betimleyen anlatım tarzıyla eminim bir kez elinize aldınız mı bitirmeden bırakamayacaksınız.