Rumeysa Eryılmaz
@varolmaklik
Akdeniz Üniversitesi/Okul Öncesi Öğretmenliği
48 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Salaklık, saptayageldiğimiz gibi, öncelikle bir üst yapı olgusudur kuşkusuz, toplumsal ve/ya da ekinsel açıdan ayrıcalıklı kişilerin özelliğidir, ama evrensel bir yanı da bulunduğu kuşku götürmez: toplumun her katmanında, insanın her türlüsünde çıkabilir karşımıza. Şu var ki bir yanda (yukarıda) üreticileri vardır, bir yanda (aşağıda) tüketicileri. Öte yandan, salaklığı tüketmek, ona gülmek, onunla eğlenmek değildir yalnızca; onu onaylamak, onu üstlenmek, onu yinelemek, ona öykünmektir de.
Sayfa 159 - YKYKitabı okudu
1. Bölüm
Karşıdaki tepeyi gördüğümüzü kabul edersek o tepeden görüldüğümüzü de kabul etmemiz gerekir. Görüşün iki yanlılığı, konuşmaların iki yanlılığından daha baskındır. Çoğu zaman karşılıklı konuşma, bu görme-görülme işlemini dile getirme çabasıdır. “Sizin her şeyi nasıl gördüğünüz” ü benzetmeyle ya da doğrudan açıklama çabanızla, “onun her şeyi nasıl gördüğü” nü anlama çabanızdır.
Sayfa 9 - Metis Yayınları
Okur Takip Önerileri
Üç Soru
Tek önemli vakit vardır; içinde bulunduğumuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez; ve en önemli işi iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin sebebi budur.
Sayfa 46 - Şûle Yayınları, 1995 Basımı
Başka bir dünya, başka bir yaşam düşleyebilmek için kendi ortamından rahatsız olmak ve onu sorgulamak gerekir.
Sayfa 84 - YKYKitabı okudu
Düşman
Biliriz, André Gide’nin “Kalpazanlar”ının ünlü kahramanı Edouard der ki:
“Kendime yöneldiğim zaman, sözcüğün anlamını bile kavrayamaz oluyorum. Hiçbir zaman olduğumu sandığım şey değilim - olduğumu sandığım şey de durmamacasına değişiyor, öyle ki, çoğu zaman, ben birleştirecek olmasam, sabahki varlığım akşamki varlığımı tanımayacak.”
Sayfa 71 - YKYKitabı okudu
“Binlerce” şiirinden bir kesit:
Sonra dopdolu şeyler / Damacanalar gibi / İçim kabarıyor / Sonu olsun diyorum / Neyin sonu ama / Hiç değilse bu taş basamakların
Turgut Uyar
“ellerimi bıçakla yontacağım deniyor / ilkel bir sevinç destan ve kan / şiir en safından / sonra soyut heykeller”
Cahit Zarifoğlu
Çalmalar
...doğurgan bir döngü içinde, hırsızın saygınlığı hırsızlığa, hırsızlığın saygınlığı hırsıza saygınlık kazandırır ve insanlar, tüm içtenlikleriyle, “Helal olsun!” derler. Karşı çıktığımız zaman da “Kim çalmıyor ki?” diye kesip atarak sizi ve beni de hırsızlar arasına sokar, arkasından da bir yığın bağışlatıcı neden sıralarlar.
Sayfa 37 - YKYKitabı okudu
Suç ve Ceza Üzerine
İçinizin çoğu hâlâ insandır ve içinizin çoğu henüz insan değildir.
Sayfa 43 - Nilüfer Yayıncılık
Son söz
“...ki her ne zaman içmek için bir pınara gelsem dipdiri suyun bizzat kendisini susamış bulurum ve o beni içer ben onu içerken.”
Sayfa 88
“Ben” deyince bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Öyle unutulmuşum ki, kendimi iyice hissetmek elimden gelmiyor. Benden kalan bütün gerçeklik, var olduğunu hisseden varoluş sadece.
Sayfa 248 - Can Yayınları
Belirsizlikler - 2
“ortalarda bir yerdesin -öylesin- bir kavşaksın nedense - bir şeyle her şey arasında- günün her saatinde -duyuyor musun- imgeler birbirinden korkuyor”
Edip Cansever
Dağılma ve yok olma halindeki bir kütleydim. Sanki hep böyleymişim ve hep böyle kalacakmışım gibi. Uygunsuz, tuhaf bir karışım.
Sayfa 66 - Timaş Yayınları
Şu koca cam, su gibi mavi şu ağır hava, suyun dibindeki şu etli ve beyaz bitki ve kendim, kıpırdamayan dopdolu bir bütün oluşturuyoruz. Mutluyum.
Sayfa 90 - Can Yayınları