Bir günah nasıl beklerse şeytanı, öyle bekleriz.
İnce merakları olan kişioğulları da vardır: Kolaya yüz vermezler ama aradıklarının, istediklerinin ardından koşuyormuş gibi görünmekten hoşlanmadıkları için en güç durumlarda bile aldırışsız insan kılığına bürünüverirler. Avlarının durmasını, kaçmaktan vazgeçip kendilerine yanaşmasını beklerler. O zaman duydukları haz daha büyüktür. "Avın bu kerte alığı olur mu?" demeyin. Çok olur.
Sûrete tapmayı sanat edinen, nasıl olur da sıfatı düşünebilir? Sûretin aslı, şeytanca bir iştir. Mâna ehliyse ruhanî candır! Sûretten vazgeç, öze âşık ol. Âşık ol da bilgi güneşini bul. Sûret, kandan başka bir şey değildir. Sûrete kapılan adam, ilerisini düşünen bir adam değildir. Tenden daha güzel olana aşık olursan buna sevda derler.
Sayfa 145 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. Dur, şu pencereden süzülen ışık da ne? Evet, orası doğu, Juliet de güneşi! Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı, Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden Sen ondan çok daha güzelsin diye. Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan, Sayrılı ve toydur bakirelik giysisi. Soytarılar giyer bunları ancak Sen çıkar bu giysileri, at üzerinden. Kadınım benim, ah benim sevgilim bu! Ne olur ah, bilseydi sevgilim olduğunu! Konuşuyor, ama bir şey de demiyor; Ne çıkar anlatıyor ya gözleriyle Karşılık vereceğim ben de! Amma da yüzsüzüm, konuştuğu ben değilim ki. Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi, yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan: Biz dönünceye dek siz parıldayın, diye. Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde; Utandırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı, Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı. Öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte, Gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı. Bak, nasıl da dayamış yanağını eline! Ah, eline giydiği eldiven olaydım da dokunaydım yanağına.
Sayfa 55 - Remzi Kitabevi
Dışarda sert olsan bile eşine yumuşak ol:)
Hz. Ömer’i, haksızlığa tahammül etmeyen, haksızlık karşısında tavizsiz duruşuyla tanırız. Peki Hz. Ömer’in, aile hayatın­daki tu­tumu ve durumu, eşine karşı davranış ve muamelesi nasıldı, merak ediyor musunuz?   Aile içinde eşlerin birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini ve kadının aile i­çin­de ve kocasına karşı durumunu Peygamberimiz’den
semerkandKitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Kendi yalanına inananlar !..
--Üstat! Ölmezliğe ulaşmak için ne yapmalıyım? --Bunu kendiniz de biliyorsunuz; yeteri kadar zekisiniz: Kendinizi içkiye, şehvete kaptırmayın, dilinizi tutmasını bilin ve en çok, paraya tapmaktan vazgeçin. Ama en önemlisi, yalan söylemeyin. --Nasıl yani? --İlkin kendi kendinize yalan söylemeyin. Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde, ne de çevresinde gerçeği seçemez olur, böylece hem kendisine, hem de başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar. Bunun boşluğunu doldurmak, gönül eğlendirmek için kendini çeşitli tutkulara, kaba zevklere bırakır, ahlâksızlığını hayvanlığa vardırır; bütün bunlar durup dinlenmeden kendisine ve çevresine yalan söylemesinden doğmaktadır. Kendi kendine yalan söyleyen herkesten önce alınır. Bazen alınmak pek tatlı gelir, değil mi? İnsan, kimseden kötülük görmediğini; kırgınlığı kafasından uydurup laf olsun diye, sırf sahne yaratmak için yalana sarılarak pireyi deve yaptığını bildiği halde surat asar, büyük bir zevkle gücenir ve bunu gerçek nefrete kadar da götürür...
Sayfa 51 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
330 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.