Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
100 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
BİR DÖNGÜNÜN İÇİNDE YAŞIYORUZ
Kaptan'ın anasından yüz elli lira geldi ve olan o zaman oldu. İlk başlarda 72.Koğuş'a Yemek mi, çay mı, yatak yorgan mı, giysi mi desem bunları geçtim koğuşun pisliğine badana yapmış Kaptan' ın sonu böyle mi olacaktı? 72.Koğuştakiler paranın kokusunu aldılar mı Kaptan artık koğuşun ağası olmuştu. Asıl bu kadarı hangi parayla yapıldı? Köyünden anasından gelen para, Berbat'ın Kaptan'ın elinden tutup kumara oturtmasıyla parayı kat kat topladılar. Sonradan da Kaptan'ın artık o sessiz yalnızlığı seven adamdan bir kırıntı bile kalmadı. Tabii 72.Koğuşun Kaptan'ı karasevdaya tutuldu! Hiç görmediği kıza aşık oldu. (Bobi denilen üçkağıtçının hem erkek koğuşlarında hem de kadın koğuşlarına laf taşıyıp Kaptan'ı deli gibi göstererek, bir o kadar da çirkin olduğunu sadece paralı olduğunu söyledi ve Fatma'da başladı adam çirkin olduğunu söylemesi.) Artık günler birbirini takip ederek geçti, Fatma'nın cezası bitti ve gidiş o gidiş... Tabii Kaptan'ın da haberi oldu ve Fatma'nın elbet yanına uğrayacağını deliler gibi inanarak bir yandan da 72.Koğuş meşhur pis, çöplerden karnını doyurmaya çalışan koğuşa geri döndü. Bir soğukla da 72.Koğuş kışın soğukluğuna dayanamadan donarak öldüler. Tabii hikayede Kaya Ali ve Tavukçu'nun nankörlüğü temsil etmeleriyle Kaptan'a takındıkları tavırlar bunlarda hikayenin bir diğer penceresiydi.
72. Koğuş
72. KoğuşOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,5bin okunma
253 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Aşk ile ilgili kitaplar çoktur fakat bir kadın olarak kendi varoluşunu konu edinen kitaplar bulmak zordur. Küçüklükten beri insanın üzerine yapışan kalıplar, yüzyıllardır devam etmiş ve hâla sürdürülen birçok yanlış şey ile başa çıkmak da çok zordur. Bazen çıkmazda hissederiz kendimizi, ne yapacağını bilemez halde oradan oraya koşturur bir şekilde kendimize yer edinmeye çalışırız pes etmeden. Bazense çevremize bağımlı hale gelir, kendi benliğimizden uzaklaşırız. Genel geçer yargılarla bir kalıba girmek zorunda kalırız ve en acısı bunun farkında olmayız. Bizim potansiyelimiz neydi? Hayattan ne bekliyorduk? İnsanlığa ne katmak istiyorduk? Bunların hepsini unutur monoton, kendisi hariç herkese faydalı biri olur çıkarız. Bir erkekle aile kurmak yerine çocukların annesinin zeki olup olmadığı sorusuna yanıt veremediği pasif birine dönüşürüz, daha sonra hayat bütün bunları çok ağır bir şekilde bize ödetir. Hayata geliş amacımız neydi ? Neden kendimizi bu kadar geri plana atıyoruz? Bunun gibi daha birçok soru.. Bu kitabı okuyan her kadının az çok sorularına cevap bulacağını ve farkındalık kazanacağını düşünüyorum. Örnekleri ile çok beğendiğim ve hayatım boyunca ulaşmak istediğim bir kitap oldu. İyi okumalar.
Sindrella Kompleksi
Sindrella KompleksiColette Dowling · Öteki Yayınları · 1999671 okunma
Reklam
338 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitaba nasıl bir inceleme yazılır hiçbir fikrim yok ama çok sevdiğimi söyleyerek başlayabilirim. Prenses Gelin hem yazar hem de önemli bir senarist olan William Goldman tarafından 1973'te yazılmış kitabı ve 1987'de çekilmiş filmiyle aslında oldukça popüler olan bir eser. Ülkemizde ise pek bilinen bir yapıt değil ya da ben denk
Prenses Gelin
Prenses GelinWilliam Goldman · Epsilon Yayınevi · 2023104 okunma
430 syf.
·
Puan vermedi
Defalarca kez adını duyduğum birkaç kere de elime geçen ama okumadığım kitaptı. Geçenlerde aldım ve bugün bitirdim. Birkaç günde bitti. Akıcı ve anlaşılması kolaydı. Ortadoğuda kadın olmayı güzel bir şekilde işlemiş yazar. Meryem ve Leyla unutmayacağım karakterlerdi beni çok derinden etkileyen ayrıntılarla dolu bir kitaptı. Ama belkide çok büyük beklentilerim olduğu için en iyilere koyamayacağım bir kitap. Yazarın okudum ilk kitabıydı. Diğer kitaplarınada şans vereceğim. Spoiler kısmı İlk olarak Meryem'in sonu benim çok canımı sıktı beraber ciktiklari yolda Meryem ve Leyla'nın sonu bu kadar ayrı olmamalıydı. Bu naçizane fikrim. Diğer mesele Raşid veya Raşit tam nasıl yazılıyordu hatırlamıyorum çünkü onun bölümlerinde sinir krizi geçirerek okudum. İnanılmaz irite eden ve lanetler okuduğum bir karakterdi. Güzel işlenmişti.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,9bin okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
Eleştireceğim bir çok nokta olsa da, beni uzun süredir bulunduğum reading slump'tan çıkardığı için bunun hatrına seriye 10 puan veriyorum. Spoilerlı yorumum: Lara gibi çok güçlü kadın karakterler zor bulunuyor. Aren de keşke daha iyi yazılsaymış. İlk defa bir kitapta kadın karakter >>>> erkek karakter oldu valla. Aren ile olabildiğince empati yapmaya çalıştım, ki bazen haline üzüldüğüm de oldu. Ama daha istikrarlı ve rasyonel bir karakter görmek isterdim. Lara da iki kitap boyunca hamamböceği lakabının hakkını verdi cidden, ha öldü ha ölecek diye diye sonuna kadar yaşadı ya :D
Hain Kraliçe
Hain KraliçeDanielle L. Jensen · Martı Yayınları · 2023481 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Siyah Lale aşığı adama
Kitapla çok farklı bir şekilde tanıştım. Kitabı daha önce duymuştum ama açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Alexandre Dumas tarafından 1850 yılında kaleme alınan romantik bir eser. Çok detaya girmeden bahsedeceğim(spoiler içerir!) Ben bu kitabı kısa sürede elime alıp bitirdim. Şunu söyliyeyim kitabın başı başta sıkıcı geliyor sarmıyor gibi hatta
Siyah Lale
Siyah LaleAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202114bin okunma
Reklam
57 syf.
·
Puan vermedi
Franz Kafka, “Babaya Mektup” adlı eserinde babasıyla olan iletişiminde hissettiği güçsüzlük, suçluluk ve öfke gibi duyguları kaleme almıştır. Aslında babasına mektup yazmasının sebebi babasının Kafka’ nın aşık olduğu kadın hakkındaki düşünceleridir. Baba konusunda daima yaralı olan Kafka, çareyi yazmakta bulmuştur. Kafka küçüklükten itibaren kendisine baskı ve psikolojik şiddet uygulayan babasının sözlerini hayatının merkezine koymuş kendine ve topluma yabancılaşmıştır. Babaya Mektup, yazarın babasıyla olan ilişkisindeki duygusal karmaşıklığı , anlaşmazlıkları yansıtan bir eser olarak öne çıkar. Kafka'nın iç dünyasına erişerek Babalık kavramı ve aile ilişkileri üzerine eleştiri yapar Kitabın başlığında ise ‘babama’ değil ‘babaya’ mektup olması Kafka’nın hiçbir zaman babasına ait olmadığı düşüncesindendir . Etkilendiğim kısım ise babasının kafka’ ya diktatörlük yaparak sürekli nasıl davranması gerektiği hakkında yorumlar yapmasına rağmen, bi baba olarak bir çocuğa karşı nasıl davranması gerektiği hakkında tek bi fikre sahip olmamasıydı.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,5bin okunma
111 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kendimce zebercet'
Hayatın gizli kalmış bir kuytu köşesinde kendini bulmaya çalışan ama bulmaktan çok kaybolan. Yalnız bir insanın bilmediği duygulara karşı tavrı ve bu arayış sürecinde yalnızlığın, sevgisizliğin ve umutsuzluğunu yitiren insan üzerindeki etkilerini gördük zebercette, onun sadece iletişim sıkıntısı içinde olan kaybolmuş bir adamın onu yalnızlığa çeken sadece tek istediği belki bir insan sıcaklığı olan zebercettin , o karanlığa saplanan yalnızlığını gördük onun gözünden. Ne ölüydüm ne sağdım. Bilinçaltım dipsiz bir kuyu. Hayatımın gizli kalmış bir kuytu köşesinde , aydınlıktan kaçan bir karanlığım ben. Kendimi bulmaya çalıştıkça daha da batan ve o aydınlığı hiç göremicek bir zifiri karanlığım. Battıkça batıyor ve o karanlıkla birlikte taşıyordum aslında. Kendimi bulma arayışım vardı ama bu arayış beni insanlardan uzaklaştırdı . Bilmediğim duyguların üzerimdeki tesiri beni yalnızlığa kaçmaya ve elimin kana bulanmasını sağladı. Hayatımın kuytu köşesinde sakladığım benliğim benden farklı , beni kendine çeken ,duygularımı altüst eden isteklerimin taşmasını sağlayan kadın: umudumu, duygularımı ve görmezden gelmeye çalıştığım cinsel dürtülerimi bende uyandırdı. O zifiri karanlıkta daha da boğuluyordum. Suçlu bulunmadığım bu duygulara rağmen umudumu yitirmiştim , beklenen gelmemiş umut tükenmişti, bastırılmış duygular artık karanlıkla boyanmıştı . Aydınlık bana uzak ve daha kaçmıştım ondan. Umutsuzluk beni ben yapan, benden olan her şeyi çalmıştı benden. İşte ölüyüm , yaşayan bir ölü umudumunu yitiren bir insan bu saatten sonra yaşayabilir mi ? iyi okumalar..
Anayurt Oteli
Anayurt Oteli
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201730bin okunma
488 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Afife Jale; Muazzam bir sanatçı, tiyatroya aşık ve hayatını ona adamış bir kadın. Tiyatroya aşkı sebebiyle bir tımarhanede sadece 35 yaşında gözlerini hayatına kapatan bu çileli kadının hikayesini Osman Balcıgilden daha iyi kim anlatabilirdi ? Dönem romanlarını anlatmakta benzersiz bir kalemi olan Osman Balcıgilden Afife Jalenin hayatını okumak, Afife Jalenin yaşadığı acıyı ilmek ilmek içinizde hissettiriyor. İncelememi Afife Jalenin ölmeden kısa bir zaman önceki sözleriyle bitiriyorum. Kendisini bize hatırlatan bu güzel eseri içinde yazara saygılarımı sunuyorum. “Beni unutmuşlar efendim… Sahneye çıktığım zaman alnından öpen muharrir, beni teşvik eden büyük adamlar, hayranlarım, seyircilerim, arkadaşlarım hepsi beni unuttu. Ne çabuk. Kapımı çalan hatırımı soran bir insan yok. Hepsi, hepsi unutmuşlar… Burada boğuluyorum. Tımarhane köşesinde ölmek istemiyorum. Ne yapın, ne edin, beni çıkarın buradan.“
Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale
Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife JaleOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20182,659 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Güzide Sabri, küçük yaşta evlendirilir.Müstear isimlerle eserler kaleme almasının nedeni eşidir.Eşi Ahmet Sabri Bey, Güzide Sabri'nin edebiyat camiasında adının duyulmasından rahatsızdır. Güzide Sabri'nin ana karakterleri kadınlardır. Olaylar onların etrafında döner.Erkek ya da kadın olsun, karakterleri dış dünyadan kopuk, hassas, duygusal karakterlerdir.Mekân olarak, genellikle köşkleri kullanır, Güzide Sabri, bazen de çiftlikleri.Mektuplar ve günlükler, yazarın sıklıkla kullandığı anlatım teknikleridir. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, Güzide Sabri Aygün'ün en çok bilinen eseri sanırım. İlk kez 1905 yılında yayımlanan roman, hastalıklı bir kız olan Fikret ile evli, çocuklu, Nejat'ın yasak aşklarını anlatır.Yayımlandığında büyük ilgi görür roman.Güzide Sabri, bu romanı, yazdığında, 20'li yaşların başlarındadır. Güzide Sabri, romanda üç farklı anlatıcı kullanır.Fikret'in günlüğünün yanı sıra mektuplara yer verilir, anlatıda. Okumamış olsak bile Sezer Sezin'li ya da Hülya Koçyiğit'li sinema uyarlamalarına denk gelmişizdir. Geçmişe özlem duyarak okudum, Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi'ni.
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı MetrukesiGüzide Sabri Aygün · İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,146 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.