Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kene, köpeğin kanını emer. Mikrop ise çok küçük olduğu için doğrudan insanın kanına girer ve orada bir sürü yavru yapar. O zamanlar bir insanın vücudunda bir milyar tane bana bir midye kabuğu verir misiniz yani bir midye kabuğu kadar mikrop olurdu. Mikroplara mikroorganizma derdik. Onlardan birkaç milyon ya da bir milyar tanesi insanın içine girdi mi, kanına yerleşti mi, o insan hasta olurdu..
...dünya altüst hâlde.
Sayfa 63 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
...hepsi önümde diz çökecek.
Sayfa 63 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Kızıl Ölüm'ün hikâyesini anlatıyorum.
İllet nedir, bilirsiniz. Eskiden buna hastalık derdik. Mikrop dediğimiz bir şey vardı, bize bir sürü hastalık getirirdi. Bu sözü unutmayın, mikrop. Mikrop, çok küçüktür. Hani baharda köpekler ormanda koşuşturduktan sonra üzerinde bulduğunuz keneler var ya, onlar gibidir. Ondan farkı çok daha küçük olmasıdır. O kadar küçüktür ki göremezsiniz."
Veba Geceleri-Orhan Pamuk
"O saatte , bir anlık mutluluk ve teselli için yapılacak tek mantıklı şeyin, insanın sevgilisiyle yarı karanlıkta birbirine sarılması olduğunu Vali Paşa, Kolağası ve Doktor Nuri, her üçü de biliyorlardı artık." #vebageceleri #orhanpamuk #roman
"Meksika'nın fethi sırasında savaşta öldürülenleri, avrupalıların getirdiği basit bulaşıcı hastalıklardan ölüp gidenler izler. Avrupa'dan gelen hastalıklar, Avrupa'dan gelen sömürgecilerle kol kola çarpışmaktadır. Çiçek, suçiçeği, kızamık, veba, grip... Başlangıçta Cortés'i Meksiko'dan püskürtmeyi başaran Aztekler,
Reklam
Öğrendiğimize göre, Almanya'da kahverengi veba günlerinde bir makine fabrikasının çatısında birdenbire bir kızıl bayrak dalgalandı Kasım rüzgarında, özgürlüğün yasadışı bayrağı! Sulu kar düştü gökten kasvetli Kasım ortasında, ayın yedisiydi ama, devrimin yıldönümü! Bakın hele! Kızıl bayrak! Avluda işçiler dinelmişler,
Belki de anlayamadığımız şeyleri de sevmeliyiz...
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. 4 tane hikayeden oluşan güzel bir derleme. İlkinde 2073 yılında torunları Yarık Dudak, Hou Hou ve Edwin ile avdan dönen eski İngiliz Dili Edebiyatı profesörü Smith'in 2013 yılında başlayan meşhur Kızıl Veba salgının anlatması anlatılıyor. Birden çıkan ve insanın yüzü kızardıktan sonra en geç 1 saat içinde öldüren salgın ayılınca, kardeşi ve pek çok tanıdığı ölünce, üniversitenin kimya laboratuvarına sığınan 400 kişiden kalan 47 kişi yola çıkar. Sadece Smith sağ kalmıştır. Ateşçi adında bir adamla karşılaşır. Eski milyarderin eşi olan Wesse'yi kendine eş ve uşak yapmıştır. Orada daha fazla dayanamayan Smith yola çıkar ve başka bir kolonşye dahil olur. Dünyada sadece 300 kişi kalmış, bilim vesaire unutulmuş, profesör sadece kurtardığı kitapları ve alfabeyi bir yere saklamıştır. Ama insan değişmemiştir. Gücü eline alınca yine birbirine saldıracaktır. İkinci hikayede Ernest Gluck adında bir çocuk küçükken kaldığı teyzesinden hiç şefkat görmez. Büyüyünce profesör olur ama kitabındaki 3 cümle yüzünden afaroz edilir. Haksız yere hapse de giren Gluck, kendi icadı olan elektrik yönlendirme ile suikast bombalama ve savaş çıkarma işine girer. En sonunda ise bir dedektif tarafından yakalanır ve idama mahkum edilir. Sonraki hikayeler ise kölelik düzeni ile ilgili olup, işçilerin iş kazası tazminatını vermeyen ustabaşıların oyununu patrona Tom Dixon'ın kopan kolunu göstererek çözen köşelerden bahsediyor. Keyifle soluksuz okunan bir kitap.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,2bin okunma
Önce ilaç geliştirdiler, sonra ilaca uygun hastalık. Hiçbir hastalığı ortadan kaldırmadılar. Aksine yaygınlaştırdılar. İnsanlarda nadir görülen diyabet, kalp-damar, kanser, kısırlık, organ yetmezlikleri, otizm gibi pek çok hastalık adeta bir veba gibi yayıldı ve artık insanın hayat kalitesinin bozulması; dini , sosyal, kültürel, iktisadi kısaca her türlü faaliyetten uzaklaşarak bedenindeki arızaya odaklanmasını sağlıyor. İşte tam istedikleri de bu. İnsan sadece sıhhatiyle ilgilensin ki, mevcut dünya düzenine yahut yerine inşa edilecek yeni düzene itiraz etmesin , edecek mecal bulamasın.
Reklam
Sizinki kadar katılaşmış bir kalbe daha önce hiç rastlamadım.
Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de, güçlüsü de zayıfı da, hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da... Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Toprağıyla, deniziyle, göğüyle bütün gezegene hâkim olan, kendisini tanrı yerine koyan bizler...
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
İnsan eskiden beri metafizik bir kavram olarak mutlak adalete inanır ama anlaşılan o ki evrende adalet diye bir şey yoktur.
Sayfa 48 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Çocuklarınıza deyin ki ateşte suyu ısıttığımız zaman içinde bulunan buhar adını verdiğimiz harika bir şey çıkar; işte bu buhar, on bin adamdan daha güçlüdür ve insanın bütün işlerini yapar. Böyle yararlı başka şeyler de var. İnsanın aynı derecede güçlü bir hizmetkârı da şimşeklerin içindedir; bu hizmetkâr geçmişte insanların kölesiydi, gelecekte de olacaktır.
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.