Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu yazı 1973 yılında yazıkmış ve Günümüz Türkiye’si ile aynı
İşkenceciler ve Avrupanın Hasta Adamı Türkiye Biraz daha yürekli olmalıyız ve gerçeklerden korkmamalıyız . Türkiye gene Avrupanın hasta adamıdır. Örneğin Türkiye dünyanın kaçakçılık merkezlerinden biridir. Silah, afyon uyusturucu madde kaçakçılığı yapılır. Büyük evrensel şebekeler kurulmuştur Türkiyede. Bu kaçakçılardan biri parlamentoya girmek yolunu bile bulmuştur. Türkiye, dünyanın vergi kaçakçılığı rekortmenidir. Uzmanlar, araştırıcılar öyle diyorlar Türkiye, dünyanın rüşvet, suiistimal merkezlerinden biridir de. Türkiye başka önemli bir hastalıkla daha maluldür, kumarla. Türkiyede eskiden çok az içki içilirdi. Ne sebeptense şimdi Türkiye gece gündüz zelzeleye uğramış gibi sallanıyor. Daha da önemlisi, Türkiye toprakları ölüyor. Orman bitmiş, bu yüzden de seller her yanı silip süpürüp götürüyor. İnsan sayısı her yıl bir buçuk milyona yakın artış gösteriyor. İşsizler ordusu her gün çiğ gibi büyüyor. Fabrikalar, montaj. Sömürü almiş başını doludizgin gidiyor.
Sayfa 126Kitabı okudu
172 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Amerikalı yazar Hanry David Thoreu'nun, 1848 de Concorde Lisesi'nde ilk müsveddelerini okuduğu manifestosu. Eser, bir makale değil aslında bir nutuk. Thoreau'nun bu eseri siyasi tarih açışından önemli. Yaşadığı dönemde siyasal iktidarın kölelikle, insan hakları ihlalleriyle, savaşla ilgili tum icraatlarına karşı sade bir birey olarak mücadele etmenin yollarını arayan Thoreau, ödeyeceği her kuruş verginin masum insanların canına kastedecek bir kurşuna yatırılacağı gerekçesini ilan ederek vergi vermeyip, vergi kaçakçılığı suçlamasına maruz kalırken, içimizdeki düşmana karşı şiddet icermeyen pratik bir yolun önünü açmıştır. Yine bu kitapta sivil itaatsiliğin ve pasif direnişin peygamberi Mohanda K. Gandhi'nin yazılarını ve bir kısım yazar, hukukçu ve filozofun sivil itaatsizlik üzerine görüş ve analizlerini de iceriyor.
Sivil İtaatsizlik ve Pasif Direniş
Sivil İtaatsizlik ve Pasif DirenişHenry David Thoreau · Vadi Yayınları · 2015125 okunma
Reklam
Vergi kaçakçılığı (VUK 359/a) ile vergi ziyai cezası (VUK 340) arasındaki sınır çok incedir. Örneğin mükellefin giderlerini arttırmak amacıyla 100 TL'lik akaryakıt harcaması karşılığında 150 TL'lik akaryakıt faturası temin ederek bunu muhasebe kayıtlarına yansıtması durumunda muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma işi nedeniyle hapis ve 3 kat vergi ziyai cezasına muhatap olması söz konusudur. Aynı kişi işletme faaliyetleri ile ilgili 100 TL'lik akaryakıt harcamasının yanında eşinin kullandığı araca ait 50 TL'lik akaryakıt harcamasını da gider olarak muhasebe kayıtlarına yansıtmışsa, 50 TL'lik kısmın “kanunen kabul edilmeyen gider" kapsamında işlem görmesi ve mükellefin sadece vergi ziyai cezası ile cezalandırılması söz konusu olabilmektedir. Oysa başka ülke örneklerinde her iki fiil de vergi kaçakçılığı kapsamında değerlendirilmekte ve hapis cezası söz konusu olmaktadır. Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde “şahsi giderlerini iş veya işletme gideri olarak göstermek" fiili de hapis cezasını gerektirmektedir.
Örneğin, Türkiye'de eğer toplumu sarmış bir "uyuşturucu" sorunu yoksa veya "uyuşturucu kaçakçılığı" bir ulusal sorun niteliği kazanacak kadar büyümüyorsa, asıl sebep siyasi iktidarın o konuya ciddiyetle eğilmiş olmasıdır. Ama "vergi kaçakçılığı" baş edilemez bir sorun olarak ortada duruyorsa - ki Türkiye'de özellikle 1950'den bu yana öyledir - biliniz ki , "vergi kaçırılmasına " siyasi iktidar göz yumuyordur. Çünkü desteğini, vergi kaçıran kesimlerden aldığı inancındadır.
Bir sorunu çözmeye karar veren devletin onu çözmemesi mümkün değildir. Bir başka deyişle, ortada çözülmemiş bir sorun varsa biliniz ki, öyle bir sorunun olması, iktidar sahiplerinin işine gelmektedir. Örneğin, Türkiye'de eğer toplumu sarmış bir «uyuşturucu» sorunu yoksa veya «uyuşturucu kaçakçılığı» bir ulusal sorun niteliği azanacak kadar büyümüyorsa, asıl sebep siyasi iktidarın o konuya ciddiyetle eğilmiş olmasıdır. Ama «vergi kaçakçılığı» baş edilemez bir sorun olarak ortada duruyorsa ki Türkiye’de özellikle 1950’den bu yana öyledir biliniz ki, «vergi kaçırılmasına» siyasi iktidar göz yumuyordur. Çünkü desteğini, vergi kaçıran kesimlerden aldığı inancındadır.
Böyle gelmiş böyle gidiyor
Türk çiftçilerinin, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar hiç bir vergi ödememeleri, toprak sorununu daha da iğneleyici bir duruma soktuğu ortadadır. Atatürk, tarın sektörünü destekle­mek için, vergiden bağışık kılmıştı. 1920'lerde bu belki man­tıklı bir davranış sayılabilirdi; fakat, bugün büyük bir skandal­dır. Yalnız beş yıllık kalkınma planlanı
Reklam
Bir Allah Kuruşu Para
300'e yakın bankanın faaliyet gösterdiği İsviçre bankacılık sistemi, gizlilik ilkesi üzerine kurulmuş durumda. Her ne kadar, son yıllarda başta ABD olmak üzere birçok ülkenin "hışmına" uğrasa da, İsviçre bankaları vergi kaçakçılığı konusunda hala en çok başvurulan adreslerden biri.
Sayfa 68 - Neden İsviçre?Kitabı okudu
Bir sorunu çözmeye karar veren devletin onu çözmemesi mümkün değildir. Bir başka deyişle, ortada çözülmemiş bir sorun varsa biliniz ki, öyle bir sorunun olması, iktidar sahiplerinin işine gelmektedir. Örneğin, Türkiye'de eğer toplumu sarmış bir uyuşturucu sorunu yoksa veya uyuşturucu kaçakçılığı bir ulusal sorun niteliği kazanacak kadar büyümüyorsa, asıl sebebi siyasi iktidarın o konuya ciddiyetle eğilmiş olmasıdır. Ama vergi kaçakçılığı başedilemez bir sorun olarak ortada duruyorsa ki Türkiye'de özellikle 1950'den bu yana öyledir biliniz ki, vergi kaçırılmasına siyasi iktidar göz yumuyordu. Çünkü desteğini, vergi kaçıran kesimlerden aldığı inancındadır.
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Fıkra gibi ama acınası eski Türkiye...
“Sığırlar aynı yerde otluyorlardı” Daha yedi yaşlarında babamın çiftliğinde Traktörle çift sürüyordum, Traktör, makine ve ekipmanlarına merakım daha o yaşlarda başlamıştı. Öğretmen Okuluyla birlikte Çınarlı Meslek Lisesinin Radyo-Elektronik bölümünün gece eğitimini bitirdim. Öğretmen okulunda öğrenciyken müdürümüz Tevfik Elmas’ın teşvikiyle,
Reklam
80 yaşında pazarda meyve satan kadının ürünlerini alan vicdansız zabıtalar neden gidip de vergi kaçakçılığı yapan şerefsizlerin kafasını ezmiyorsunuz?
Çok tanıdık geldi
"vergi kaçakçılığı" baş edilemez bir sorun olarak ortada duruyorsa-ki Türkiye de özellikle 1950 den bu yana öyledir-biliniz ki "vergi kaçırılmasına" siyasi iktidar göz yumuyordur.
Sayfa 49 - Remzi kitabevi
88 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.