"Davadan Döneni Vurun" Hikayesi Şimdi, "Davadan döneni vurun" hikayesi ele alınıyor. ı941 yılı, Naziler Romanya'yı, Bulgaristan'ı işgal ettiler. Biz dese-ferber olduk, ben de genç subayım, teğmenim, bölük komutan vekili-yim. Bolayır'da, Ortaköy'de, Trakya'da çadırdayız. Gözümüz ufuklar-da bekliyoruz, şu saatte mi bize taarruz
(Bana yeterince sevgiyle davranmadığını söylemiştin, ama benim orada oturmama izin vermek, benimle birlikte olmak kadar sevgi dolu ve onur verici bir şey olabilir mi?) Şimdi seni koltuğa oturtuyorum, burada benimle olmanın mutluluğunu kelimelerle, gözlerle, ellerle ve zavallı kalbimle nasıl kucaklayacağımı bilmiyorum, senin burada olmanın ve bana ait olmanın mutluluğunu. Aslında, ben seni de değil, bana senin aracılığınla armağan edilen varlığımı seviyorum..
Reklam
"Ben Cuma namazına gidiyorum. Bir saat içinde dönerim dediğimde, sekreterin gözleri fal taşı gibi açıldı. Ortaköy Camii'nde, Allah’a ciddi ciddi yalvardım: "Yâ Rabbim, senin huzuruna bu kılıkta çıktığım için beni bağışla. Haddimi aştığımı seziyorum Allah’ım. Kabalık ettiğimin farkındayım, üzgünüm. Sana bu yapay elleri açarak dua
Sayfa 118 - Nuh'un taş gemisi
Fadayevin intiharı
Fadayev, Samet’in yazdığı bir yazısındaki görüşlerin altına kendisinin de imza atmaya hazır olduğunu söyledi. Merak etmiştim. Bana göstereceğine söz verdi. Ertesi gün, 12 Mayıs’ta Peredelkino’da hep alışveriş yaptığımız dükkânın önünde buluştuk. Fadayev, gazeteden kestiği yazıyı koyduğu zarfı verdi bana. Rüzgârlı bir gündü. Fadayev ‘donmuş’
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Mizaçlarımızın farklı olduğuna dair bir şeyler geveledim ama başını sallayıp bacak bacak üstüne attı, nefis bacakları aklıma takılıp kaldı, bacaklarını ellerime almak için müthiş bir istek duydum birden. Her hareketi, boynunun hafifçe dönüşü, önlüğünün altında kabaran iri göğüsleri, yatağın üstündeki zarif elleri, bütün bunlar fena halde rahatsız ediyordu beni. Tatlı ve acı veren bir ağırlık beni uyuşukluğa itiyordu. Ve sesinin tınısı; zaptedilmiş, müstehzi, kanıma ve kemiklerime işleyen sesi. Son haftalarda ne kadar huzurlu olduğum geldi aklıma, kendimi aldatmış, kendimi hipnotize etmiştim sanki, çünkü yaşamak buydu, Camilla’nın siyah gözlerine bakmak, beni küçümseyişine ümitle ve şeytanca bir zevkle karşılık vermek.
Reklam
297 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.