Aşık Veysel Şatıroğlu'na birçok halk ozanı ölmeden önce ziyaretine gider, onunla beraber onun türkülerini söyler, ondan feyiz alırlar. Ne var ki Aşık Veysel, kendisini ziyarete gelen hiç bir ozanın önünde ayağa kalkmaz, gelenleri oturduğu yerden selamlar hoş geldin eder, zaten gelen halk ozanlarininda Veysel'den böyle bir beklentisi yoktur. Çünkü
Dili yasaklamak insanlık suçudur. İnsanı anadilinden koparmak vahşettir. Bir insanı kendi dilinden koparmak, insanın ruhunu, kişiliğini zedeliyor, gelişimini engelliyor. Bence bu Kürtçe yasağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yanlışlarından biriydi. " Mehmed Uzun
Dünyanın kaç yerinde insanların anadili yasaklanmış, sırf dillerinden dolayı
Godotnun bir 'umut' olduğu su götürmez bir gerçek. Beckett'e sorulmuş kimdir, nedir bu Godot ? Bende bilmiyorum ki, bilsem yazmaydım bunu demiş. Bu her insana göre değişen bir kavramdır. Bir bekleyiş, bir umut, çaresizlik. Estragon 'gidelim buradan' dediğinde 'hayır beklememiz lazım' diyen Vladimir hep umut etti, Godot gelicek diye bekledi, çünkü
"Bana, 'Sen kimsin?' diye sormayın. Ömrü azıcık kalmış bir HİÇ'im. Ben, hiçbir şeyim, hiçbir şeyim.
(...)
Bana kendini üç kelimeyle anlat deseler; yetimlik, yalnızlık ve yolculuk derim... Babasız kalmanın acısını imanla doldurdum, yalnızlığımda Allah'a sığındım. Yolculuğumu Habibullah'ın aşkına adadım."
(...)
Ey bütün zamanların çıldırtan gözyaşları! Şimdi sağanak sağanak dua. Hilâlin sureti düşüyor suya. Ey aşka hep yalınayak koşanlar. Bakın gökte yıldız yıldız akıyor Esma-ül Hüsna. Bir tek damla şahadet kanıyla tufandır yüreğimiz. Şimdi aşk. Şimdi şahadet vaktidir.
Derdin nedir? Derdim 'Aşk'a Yolculuk'tur. Ya sizin derdiniz ne ki dudağınızda derman kelimesi hiç eksik olmuyor. Öyle bir derdiniz olsun ki bin dermana değişmeyesiniz.
Aşk'ın yolculuğunu kaleme alan Sinan Yağmur yine en güzel şekilde anlatmış.Yazar başarılı işlediği konu ve beraberinde dil-anlatımı da de okuyucuyu derinden etkiliyor.Okuyucuya hissettirdiği duygular adete dilinden kalbine iniyor.
Görmeden sevdi Veysel Karani -Görmeden Aşık oldu Sevgilinin en güzeline -Görmeden düştü Aşkların en güzeline ...Rüyada tanıştı En Sevgili ile ...Özlem duyduğu Sevgiliye rüya da hasret giderdi.Zorlu bir sınav başladı Kör Annenin biricik oğlu Veysel için...Bir yandan içini yakan Sevgiliye Hasreti bir yandan kimsesiz başının tacı annesini ....Kalbi iki aşk arasında yandı yandı yandı.....
Aşka yolculuk başladı.Kalbindeki iki aşk arasında döndü durdu Veysel. Peygamber hırkası ....
Okunacak en güzel kitaplardan birisi....
Dostoyevski, Turganyev, Çehov gibi önemli ve büyük edebi kişilikleri etkilemiş, ilham kaynağı olan ve cesaret vermiş bir esere ve yazarına eleştiri yapmak elbette haddim değildir naçizhane düşüncelerimi ve edinmiş olduğum bilgilerim dahilinde bu incelemeyi yazmış bulunmaktayım sürçü lisan yaptıksa affola eksik ve yanlış bilgiler bulunmakta ise
Sevgi, cesaret, arkadaşlık, birlik, beraberlik, iyi bir kalp, dostluk, vefa, paylaşım, öz saygı gibi insanı insan yapan ne kadar değer varsa hepsini bir çocuk masalında anlatmış. Sonu tatlıya bağlanan güzel bir yolculuk.
Oz BüyücüsüL. Frank Baum · Bordo Siyah Yayınları · 201212,5bin okunma
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yârim kara topraktır...
Ne güzel anlatmış Âşık Veysel hepimizce bilinen bu sözlerle. Şu koskoca dünyada toprak her yerde aynıydı oysaki, sahi neydi paylaşamadığımız?
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,6bin okunma
Kitabın adı: Gönül Gözünde Binbir Renk Aşık Veysel
Yazarın adı: Mustafa Balbay
Okuyanın adı: Sıdıka Topal
Sayfa sayısı:232
Yazarımız Aşık Veysel'i çok güzel anlatmış.
Şiir adam insan iyilik sever kin tutmaz ne olursa olsun seven güzel bir insanmış Aşık Veysel.
Aşık Veysel'i anlatmakla bitmez. Cumhuriyet'e Atatürk'e aşık bir adam, o zamanın şartlarında 3ay süren bir yolculuk yapmış Atatürk'ü görmek için ne yazık ki görememiş sevdiceğini.
Oysa görebilseydi sevdiceğini Cumhuriyet'in 10.yılı için yazdığı destanı okuyacaktı yüreğinde kapanmaz bir yara olarak yaşadı (Atatürk'ü görememek)
Hayatını anlatırken anam beni koyun sağmaya giderken bir taşın dibinde doğurdu derdi ölürkende beni doğduğum yere gömün demiş ve doğduğu yere gömülmüş
GÜZELLİĞİN ON PARA ETMEZ
BENDEKİ BU AŞK OLMASA
Hey gidi koca Veysel ruhun şa'd olsun
Aşık VeyselMustafa Balbay · Halk Kitabevi · 201850 okunma
Bu mecradayken insanların incelemelerini okuyup ya ne güzel yazıyorlar bir gün bende yazabilir miyim acaba diye düşünüyordum. Bu kitabı bitirdikten sonra kesinlikle bir inceleme yapmak istediğimi fark ettim :) İlk incelemem olması dolayısıyla tecrübesizliğimden dolayı şimdiden özür diliyorum :) ve kitabı incelemeye başlıyorum.
Bu kitap
Joseph Conrad’ın kaptanlık yılları anılarından beslenen “Karanlığın Yüreği”, feribot kaptanlığı yapan Charles Marlow’un Kongo nehri üzerinden Afrika’nın derinliklerine yaptığı seyahati anlatıyor. 20. yüzyılın en iyi 100 İngilizce romanı arasında sayılan eser, “uygar” beyazların “vahşi” Afrika yerlilerine “medeniyet götürme” adı altında
