Duygularını bu kadar derinden, berrak, güzel, farklı ifade ederken bizimde duygularımıza tercüman olan; aynı zaman dilimde yaşadığımız yazarımız Erzurumludur. Eğitimine Erzurum da başlamış ve yine Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde devam ederek Profesörlük ünvanını almıştır. Şu anda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Ayfer Tunç'un kitabı çok güzel yazılmış, sade, açık, iyi bir edebiyat eseri. Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında Aziz Bey için edebiyatımızın en ustalıkla çizilmiş karakterlerinden birisi oldu deniyor, gerçekten de ilginç bir insan; ilginçliği, sıradışı birşey olmamasında, sıradanlığı, olağanlığı içerisinde hepimiz gibi hatalarla, yanlış
Li-3, değerli Rastafaryan, sen de ben gibi Çerkes, Abhaz mısın? Öylesin galiba Yasinciğim. Öyleyse, öyle evet, bu iletim sana ithaf olsun. Sen anlarsın beni.
Biz kendimizi hiç ifade edemedik galiba. Yok be ne alaka, biz kendimizi çok iyi ifade ettik aslında. Ettik de, insanlar değil atlar anladı.
Fırtınanın esintiye dönüşmesiydi o. Her an kendini yenileyen hücre gibi, her yeni güne bir keşifti o. Sükûnetti tüm gürültülere mukabil. Mola vermekti durmaksızın dönen dünyaya rağmen. Huzurdu, manaydı. İnsan adedince seyir, çiçekler nevince renk cümbüşüydü. Ve en önemlisi kalbin kibrini paramparça eden gözü kara bir cengâverdi. Her insandaki
"Alevli bir köpük sadece dünya.."
Nasıl başlasam acaba diye tereddütte kalırken bu dizelerde takıldığımı farkettim.
Sanki bütün eseri içinde barındıran satırlar olmuş.
Duygularda, zamanda, insanda alevli bir köpük gibi dünya sahnesinde yanıp sönerken bu dizelerle seyircisi konumuna alıyor bizi bu eser bir aralık.
Geçişi de, izleyişi
Dünya Bu Kadar.
Mahir Ünsal Eriş'ten okuduğum 7. kitap.
Mahir Ünsal Eriş'i Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde ile tanıdım. Geçen yaz; Kara Yarısı ve Sarıyaz'ı okumuştum. Geçenlerde ise Benim Adım Feridun, Öbürküler ve Olduğu Kadar Güzeldik'i okumuştum.
Mahir Ünsal Eriş, son dönem yazarlar arasında "yolunu bulmuş" yazarlardan biri...