Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kitaptan Tüm Güzel Alıntıkar
"Üzerinde yaşadığınız kıtayı terk etmediğiniz sürece onu tanıyamazsınız." der sanayici Walther Rathenau. Zweig : İnsancıldı, savaş karşıtıydı, özgürlüğe düşkündü. İnsanları ve dünyasını yakından tanımak istiyordu. Sonsuz kurbanlarla bir savaş kazanılsa da savaşa karşı savaşmak gerekir. Zweig'a göre: İnsanların kurtuluşunu,
Umut Bekcan, Devrimden Sonra: Bolşeviklerin Zorunlu Dış Politikası 1917-1925
"Ağustos 1922’de 12. Tüm Rusya Konferansı’nda, Cenova ve Lahey’de Sovyet delegasyonunun kapitalist ülkelere karşı dik duruşu desteklendi (Kommunistiçeskaya Partiya…, 1953a: 675-676). Cenova’nın Sovyet devleti için en önemli faydası, Avrupa’nın diğer dışlanmış devleti Almanya ile bir araya gelmesini sağlamasıydı. 16 Nisan 1922’de Cenova’nın banliyösü Rapallo’da dışişleri bakanları Georgiy Çiçerin ve Walther Rathenau, Almanya ve Sovyet Rusya arasında tam bir diplomatik ilişki kuran, karşılıklı taleplerinden vazgeçen bir antlaşma imzaladı (Diplomatiçeskiy Slovar, 1973: 25-26; Kissinger, 2006: 252, 258). Barış içinde bir arada varolma ilkesinin ve eşit haklı işbirliğinin somut bir tezahürüydü. İki dışlanmış ülkenin bu yakınlaşması pek de şaşırtıcı değildi."
Reklam
25.12.1909 tarihli, "Yeni Özgür Basın" gazetesinin bir makalesinde, kendisi de Yahudi olan Walther Rathenau şunları dile getirmekteydi: Birbirlerini çok iyi tanıyan ve Avrupa’nın kaderini yönlendiren 300 adam var. Bu Yahudilerin ellerinde ise ‘yaramaz’ olarak sınıflandırdıkları her devleti yok etmek için yeteri miktar kaynakları var. Ve devam eder: Kendi haleflerini atayan ve bu dünyayı akıllıca yöneten bu 300 adamın güçlerinin temelindeyse kesin gizlilik yatmaktadır.
Tekil vakaların mevcudiyeti ve yaygınlığı bir yana, komplo teorilerinin aksiyona dönüşme potansiyeli hakkında verilebilecek örneklerin en çarpıcı olanıysa herhalde Holokost’un kendisidir. Jörg Lanz von Liebenfels’in ariosophy düşüncesinden Thule Cemiyeti'ne ve Nazilere uzanan çizgi o kadar da belirsiz ve ince sayılmaz. 24 Haziran 1922’de Weimar Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Walther Rathenau suikasta kurban gider. Suikastın failleri olarak aşın sağcı “Organisation Consul” grubunun üyeleri yakalandıktan sonra Rathenau’yu Protokollerde adı geçen Siyon liderlerinden biri olduğu için öldürdüklerini açıklarlar.zs Rathenau yıllar önce yazdığı bir yazıda dönemin oligarşik ekonomik yapısını eleştirmiş, birbirini tanıyan 300 kişiden bahsetmiş ve bu grubun Avrupa’nın kaderini tayin ettigini söylemiştir.26 Fakat Yahudi olması öne çıkartılarak cümleleri bağlamından kopartılmış, kendisi sanki 0 grubun içerisindeymiş gibi söyledikleri bir itirafname olarak yorumlanmış, çarpıtılmıştır. Sembolik linç, takip eden cinayetin habercisi gibidir. Adolf Hitler iktidara geldikten kısa süre sonra 1933 yılında suikastçılar onuruna bir anıt yaptırır. Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in “aşırılıkçı Yahudi entelektüelliginin sonu”nu ilan ettigi zaman aynı zamandır. Protokoller uzun süre Nazi ideolojisinin meşrulaştırıcı unsurlarından birini oluşturur. Hitler, Kavgam kitabında Protokoller’i över. Nazi Almanyası’nda metin okul müfredatına dahil edilir.27 Protokollcmer’in vahşet üretme kapasitesine sahip bir metin olduğu su götürmez.”
Günümüz dünyasında Descartes, Spinoza, Pascal, Leibniz ve Locke ne türden insanlar olurlardı? Şarlatanlar, çılgınlar veya kesinlikle önemsiz kişiler olurlardı. Erken modernliğin insanlarıydılar veya basitçe Rönesans'ı geride bırakmış, birinci, istikrarlı, kendisini idame ettiren ve henüz kendisini yok etmeyen bir modernliğe aittiler. Bugün tanınmış akademik kurumlarla bağları olmadığından, muhtemelen isimlerini dahi duymazdık. Bilginlerin ve düşünürlerin akademik kurumlarda yerelleşmesi ve “kapatılması” on dokuzuncu yüzyılda gerçekleşti. Akademik filozoflardan nefret eden ve onlara küçümseyerek bakan Oswald Spengler'in, Batı'nın Gerileyişi adlı eserini incelemesi için üniversite profesörlerine değil de, 1922'de Alman Dışişleri Bakanı olan entelektüel bir politikacıya, Walther Rathenau'ya vermesi ilginçtir,
343 syf.
10/10 puan verdi
Komplo Teorileri İnsan Zihninin Doğal Çıktısı
Rob Brotherton tarafından 2015 yılında yazılan "Suspicious Minds - Why Believe Conspircy Theories" kitabı, 2018 yılında Cihat Taşçıoğlu çevirisiyle "Şüpheci Zihinler Komplo Teorilerine Neden İnanırız?" başlığıyla yayımlanmıştır. "Şüpheci Zihinler Komplo Teorilerine Neden İnanırız?", giriş, 11 bölüm ve son söz
Şüpheci Zihinler - Komplo Teorilerine Neden İnanırız?
Şüpheci Zihinler - Komplo Teorilerine Neden İnanırız?Rob Brotherton · Nemesis kitap · 201832 okunma
Reklam
(Tanıtım Bülteninden)
300'ler Komitesi Kitap Açıklaması "Seçilmiş hükümetler pek nadiren halklarını yönetirler." - Benjamin Disraeli, İngiliz Başbakanı "Birbirini tanıyan sadece üç yüz adam Avrupa'nın kaderini idare etmektedir. Bu adamlar haleflerini kendi çevrelerinden seçerler. Bu adamların tasvip etmedikleri her devleti yok edecek araçları
Almanlardaki Yahudi karşıtlığının örtülü bir eğilim olmaktan çıkıp açık bir tehlike teşkil etmeye başladığını gösteren dönüm noktası, Walther Rathenau suikastıydı. Rathenau, Berlin'deki zengin bir Yahudi aileden geliyordu. Babası, Einstein'ın babasının şirketiyle rekabet eden ve daha sonra büyük bir şirkete dönüşen AEG elektrik firmasının kurucusuydu. Rathenau, savaş bakanlığında üst düzey görevli olarak hizmet vermiş, ardından yeniden yapılanma bakanı olmuş ve son olarak da dışişleri bakanlığına getirilmişti.
Sayfa 306
Kitapları yakmak...
1933 yılının 10 Mayıs akşamı, Hitler’in Başbakan olmasından dört buçuk ay kadar sonra, Berlin’de Orta Çağlardanberi karşılaşılmayan bir sahne göründü. Gece yarısına doğru binlerce öğrenci ellerinde meşalelerle Unter der Linden caddesinden Berlin Üniversitesi meydanına geldiler. Meydanda büyük bir yığın halinde toplanmış kitapların üzerine meşalelerini attılar. Kitap yığınından alevler yükselirken alevlerin ortasına yeni yeni kitaplar attılar. Yirmi bin kadar kitap yakıldı. Başka şehirlerde de buna benzer sahneler düzenlendi. Kitap yangını başlamıştı. O gece öğrenciler, Dr. Goebbels'in memnun bakışları karşısında, dünyaca tanınmış birçok yazarın kitaplarını güle oynaya yaktılar. Yakılan kitaplar arasında Thomas ve Heinrich Mann, Lion Feuchtwanger, Jakob Wassermann, Arnold ve Stefan Zweig, Erich Maria Remarque, Walther Rathenau, Albert Einstein, Alfred Kerr ve Hugo Preuss gibi Alman yazarlarının eserleri vardı. Hugo Preuss, Weimar Anayasasını hazırlayan ünlü hukuk bilginiydi. Yalnız Alman yazarlarının değil, birçok yabancı yazarların da eserleri yakılmıştı. Eserleri yakılan yabancı yazarlar arasında şunlar vardı: Jack London, Upton Sinclair, Helen Keller, Margaret Sänger, H. G. Wells, Havelock Ellis, Arthur Schnitzler, Freud, Gide, Zola, Proust, öğrencilerin yayımladıkları bildiriye göre, “geleceğimizi sinsice tehlikeye sokan ya da Alman düşüncesinin, Alman evinin ve halkımızın itici güçlerinin köklerim bozan” herhangi bir kitap yakılmaya lâyıktı.