"Bazen duyuları olmamak hoş olmalı. Sana imreniyorum."
Ganimeti paylaşmaya geldiğinde “hırsızlar arasında onur” vardır.
Ahlaksızların bir araya geldiği yerde dostluk değil ancak gizli tezgâhlar olabilir. Bunlar arasında karşılıklı yakınlık yoktur; onları sadece korku bir arada tutar; onlar arkadaş değil, sadece suç ortağıdır.
Okur Takip Önerileri
Ne zaman bir hükümdar kendini diktatör ilan etse ulusun bütün aşağılık süprüntüleri -bir cumhuriyette, ülkeye ne fayda ne zarar getirebilecek küçük hırsızlar ve kulaksız magandalardan bahsetmiyorum- ama hırsla yanıp tutuşan ve olağanüstü bir açgözlülükle dolu olanlar, büyük tiranın altında küçük reisler olmak ve ganimetten pay almak adına onun etrafında toplanırlar.
İnsanların boyunduruk altına girdikleri anda özgürlükleri ve onları yeniden kazanma bakımından bu denli büyük bir unutkanlığa kapılmaları, özgürlüklerini kaybetmemiş âdeta köleliklerini kazanmış izlenimi verecek kadar kolay ve seve seve itaat etmeleri gerçekten akıl almaz.
Dünya o kadar büyük ki;
Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.
Hayat o kadar uzun ki,
Öyle bitmez geliyor ki bir an..
Bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
Ne çıkar, diyorum, bir hayattan.
Saadet o kadar lâzım ki yaşayana;
Billâhi can verir uğrunda insan.
Hem o kadar boş ki mesud olmak,
Gün yüzü görmeden ölenlerin arkasından.
“Eşeğin konuşması, insanın yük taşıması normal değildir. Ama bazı insanlar, eşeğin konuşmasına had hayranlık duyarlar. Oysa eşeğin yük taşıması, insanın da konuşması doğru olandır.”
Babam,
– Yani ne demek bu? dedi.
– Yani, dedim, çocuk çocuk olursa normaldir, büyük olursa değil...
Çocuklar, ben anladım bu vicdan azabı denilen şeyi. Hiçkimse kendisininkini hatırlamıyor. Herkes, başkalarının çekmesi gereken vicdan azabını biliyor.
Herhangi bir hayvanın boy ölçüşemeyeceği derecede duygusuz değilse bu sefaleti tanımış olan adam ondan ölüm gibi korkar ve böyle bir hayata tekrar düşmemek için elinden geleni yapar.
İnsana da, hayvana da yalnızca telkinle yaklaşılabilir!
Kalpleriniz kaskatı olmuş sizin. Kulaklarınızı her taraftan yükselen feryatlara kapatmışsınız, acı ve keder dolu sesleri duymuyorsunuz ama bir gün duyan olur.
Milyonlar eziyet ve sefalet içindeyken huzurlu bir ruhu neden kendi huzuru içinde bırakacakmışım?
Tarih bir gün onların yüzüne acı acı gülecek.
Derinlerimde bir yerlerde, dipsiz bir uçurumun başında durduğumu hissediyordum.
Benim giydiğim elbisenin yapıldığı kumaşı üretmek için kanlarını akıtan solgun ve yorgun ellerini, beyaz avuçlarını görebiliyordum.