Yaşamınızın bir döneminde, bir kez olsun demişseniz, "Ne sen bensiz olabilirsin ne de ben sensiz" cümlesini, tebrikler siz bir Genç Werther olmuşsunuz demektir.
Tebrikler diyorum çünkü; Werther'in hisleri gerçek.. Ben buna inandım.. Şimdilerde nerede o gerçek sevişler! Cevap vereyim, ilk aşkı tattığımız senelerde..
Hani sensiz yaşayamam deriz ya, en azında bir kere en çokta ilk sevişimizde demişizdir bunu; işte o deyişlerimizi anlatmıyor ve dahi yaşatıyor.. Kitabın konusu budur..
Genç Werther'i ilk duyduğumda okuyan intihar ediyormuş, o sebeple ki; bir dönem baskısı durdurulmuş denmişti. Haklılar !
İntihara haklı sebepler sunmuyor değil, tam da kitapta anlatılan gibi bir haleti ruhiye içindeyseniz, tehlike çanları çalıyor demektir! Bana bir şey olmaz demeyin, en azından o ilk aşkı tattığınız- umuyorum ki bu ilk aşk sevinçle devam ediyordur -kalp çarpıntılarına bir an olsun dönüyorsunuz.
Üslup o denli içten, o denli yalın ki ! Ben bu kitabı neden bu kadar geç okumuşum ki dedirtiyor insana.. İçerikte ise yalnızca Werther'in duygusal devinimlerini görmüyoruz, yardımcı karakterlerin olay örgüsüne katılması da çok iyi işlenmiş.
Bu kitabın filmi olmalı denir ya hani, tüm genellemelerin aksine bu kitabın tiyatrosu olmalı. Belki vardır ben bilmiyorum varsa lütfen uyarın..
Son olarak, günümüzdeki yaşam biçimlerine intihar ettirebilir mi pek emin değilim ancak kalbiniz yatışmadan bu kitabı okumayın derim.