Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilge Gürbüz

Bilge Gürbüz
@wintermute
Acta est fabula
İngiliz Dili ve Edebiyatı
DTCF
Ankara
18 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İlk modern distopyalardan biri. Jack London'ın çoğu eserinde kendini gösteren, insanı bayan üslup burada yok. Gayet akıcı ve temiz yazılmış bir kitap, üstelik birçok sosyalist teoriyi de gayet yalın biçimde anlatması bakımından kafadaki soru işaretlerini silmeyi başarıyor. Buna ek olarak, kitabın kurgusu gayet hoş. Avis'in el yazmaları 27. yüzyılda bulunuyor ve "Oligarşi" dönemiyle Ernest hakkındaki gerçeklere ışık tutuyor. Kitabın en çarpıcı yanı, kasten kötülük/despotluk düşünen bir rejimi değil ama organik biçimde gelişen bir distopyayı anlatmasıdır. Evet, "Demir Ökçe" insanların içinden gelen bir yapıdır, elitinden avamına herkes bir miktar bundan sorumludur lakin kasıttan ziyade doğal bir gelişim söz konusudur. İnsanın içinde biat etme, kolaya kaçma, konforlu yaşam sürme, daha çoğu için mücadele etme ve inandığı değerlere sadakat yatmaktadır. Bazen hoşumuza gitmeyen her şey, birilerinin komplosu değildir fakat doğal sürecin kaçınılmaz bir sonucudur.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
Reklam
456 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
İlyada'dan sonra Odysseia'yı okumak edebiyattan aldığım hazzı iki katına çıkardı. Batı edebiyatının ilk yazılı eserleri İlyada ve Odysseia. İlyada nasıl muazzam bir destansa, nasıl epik bir dille Troya'daki dramı bize anlatıyorsa, Odysseia da adını aldığı adamın başından geçenleri o mükemmellikte anlatıyor. Roman gibi bir destan, hatta bildiğiniz roman. İlyada ve Odysseia okumadan roman yazmış yazarlar göze çarpıyor zaten bu eserlere aşina olduktan sonra. Odysseia'nın dili, anlatım gücü, yaşattığı hisler vs. birçok günümüz romanının kat be kat üstünde. Gönül isterdi ki Homeros bin tane destan yazsaydı da okumaya ömrümüz yetmeseydi...
Odysseia
OdysseiaHomeros · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20185,4bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Kurt Vonnegut, fazla sıradan bir insanı aşırı sıradışı bir duruma sokarak zaman ve savaş hakkında bir roman kaleme alıyor. Savaş karşıtlığını, çatışmaya girmeyen ama savaşın yaşattığı zorluklara birinci elden tanıklık eden, esir düşmüş bir adamın gözünden aktarıyor. Nasıl desem... İnsani duruma değiniyor yani. Cephede dökülen kanlardan ziyade tuvalet, ısınma, dışlanma, toplumsal hiyerarşi vs. gibi durumların tesirinde kalan sıradan adamımızın çevresinde, tarihin en büyük katliamlarından biri yaşanıyor. Ve adamımız bir zaman yolcusu, ama düşündüğünüz şekilde değil. Zamanın süregelen sarmallar dizini olduğuna ilişkin, iddiaların aksine gayet anlaşılır bir kurgusu var. Beyin yakmıyor yani, her şey net. Üslubu ciddiyetsiz ve bir yerden sonra sıkıyor, elbette böyle bir roman 3. tekil şahısta yazılsa daha keyifle okurdum ama sırf bunun için puan kıramayacağım. Gayet keyifli ve düşündürücü bir kitap.
Mezbaha No:5
Mezbaha No:5Kurt Vonnegut · April Yayıncılık · 20151,509 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Eğlenceliydi. Zevkliydi. Porno sektörünü ve insanlığın karanlık, sapık ve ikiyüzlü tarafını gayet güzel göstermiş Chuck. Ama yine de ne edebi zevk vardı, ne de diğer kitaplarından bir fark. Artık üslubu ve sürekli kendini tekrar eden kalıpları insanı bayıyor. Bir de finali "bakın böyle bir şey yazabiliyorum" havasındaydı, etkilenmedim. Gereksiz uzatmış. Ha ama okunur mu? İki güne okunur muhabbetlere meze olur.
Ölüm Pornosu
Ölüm PornosuChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20213,426 okunma
350 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Philip K. Dick her zamanki gibi muazzam bir hayal gücüyle kaleme almış romanı. Başlığının da hakkını veriyor: Hem Doktor Kan Bedeli, yani Dr. Blutgeld, hem de "Bombadan sonra nasıl geçinip gittik?". İlgi çekici olan kısmı, sıradan karakterlerin çok ilginç durumlara maruz kalması. Yahut başlarından geçen olaylar her yerde karşımıza çıkabilecekken, bunların nasıl gerçekleştiği. Çeviri elbette her PKD kitabında olduğu gibi çöp, aynı zamanda editörlük de rezalet. Eksik kelimeler, edatlar vs. çok göze batıyor. Yine de okutturuyor roman kendisini. Aşırı karakter sayısı can sıkabilir tabii ki, tasvire yer vermeyen PKD kitaplarında benim gözüme çarpan en büyük eksiklik de budur. Çok karakter ama az tasvir. Kafada bir şey canlanıyor ama imgelemlerle. Kitabın yarısına kadar müthiş sıkılmanıza sebep olabilir. Kitap umut dolu bir yandan da. "Dünya nasıl yok oldu?" yerine, "Her şeye rağmen hayata nasıl tutunduk?" diyor kitap. Okurken arada karamsarlığa düşseniz bile, ister istemez hayatla dolduğunuzu hissediyorsunuz. Bilim kurgu sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. *SPOILER* Dünyanın çevresinde dönen uyduda mahsur kalan adamın yaptığı radyo yayını, yeryüzünde hayatta kalan insanların umudu oluyor. Bu bile muazzam bir hayal gücü örneği.
Dr. Kan Bedeli
Dr. Kan BedeliPhilip K. Dick · Alfa Yayınları · 201734 okunma
Reklam
237 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Açıkçası bambaşka hislerin, arzuların ve elbette bunlara sebep olabilecek çocukluk anılarının neler olabileceğine dair değişik bir deneyim oldu benim için bu kitap. Açıkçası herifin cinsel fantezileri benim taban tabana zıttım olsa dahi, kendini ifade edişi ve derinlerden vurguladığı psikolojik(veya psikanalitik mi deniyor? uzmanlık alanım değil) çıkarımlar ve temeller oldukça ilgi çekiciydi. Sırf bu zihindeki birini anlamak için dahi okunur. Elbette olayların ve muazzam bir kurgunun değil lakin alışık olmadığımız bir zihnin ve hislerin romanı. Olay/Kurgu seven biri olduğum halde bu kitabı tavsiye ediyorum. Ekstradan ufku az da olsa genişletebileceğini ve insanı başka okumalara yöneltebileceğini umut ediyorum.
Kürklü Venüs
Kürklü VenüsLeopold von Sacher-Masoch · Chiviyazıları Yayınevi / Littera · 2005574 okunma
78 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
İş Bankası Yayınları'nın çevirilerinden midir bilmiyorum, Antik Yunan eserlerinin dili bana çok hoş geliyor. Hem sanatsal, hem duyguları yaşatıyor hem de olan biteni açıklığa kavuşturuyor. Bu eserde de yalnızca olay örgüsüyle değil aynı zamanda sanatın zerafetiyle de okumaktan maksimum keyif aldım. Reading pleasure overdose diyebilirim. Aiskhylos, yalnızca Tanrılara karşı gelerek ateşi kaçıran Prometheus'u anlatmıyor. İnsanların bir gün sanatla, bilimle Tanrıları dahi devirebileceği mesajını veriyor metinde. Prometheus ateşi çalıp insanları eğittiğinde yalnızca Zeus'u kızdırmadı elbette, bir yandan da insan soyunu bilgin kıldı. İnsan soyuna Tanrısal bir şey verdi, üretme yetisi ve aklını kullanma kabiliyeti verdi. Peki metaforik olarak Tanrılara karşı gelinse bile, esasında zorbalara, keyfi yasalara, diktatörlere karşı aklın her daim ayakta kalacağını ve bu bahsi geçen sıfatlarla anılan güç sevdalılarının bir gün elbet yok olacağını da belirtmiyor mu? Kesinlikle bunu yapıyor. Güçle elde edilen her şey geçicidir lakin akılla yapılan kalıcıdır.
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,3bin okunma
460 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu romanın iki eleştirisi yapılabilir. İlki yarattığı etki bazında, ikincisi ise romanın içeriği hakkında. İlki kesinlikle olumlu yönde olacaktır zira Yüksek Şatodaki Adam romanı sayesinde, Alternatif Tarih de bir bilim kurgu alt türü olarak genel geçer kabul gördü ve dahası, kurgu edebiyatında muazzam ufuklara uzanan kapının kilidi açıldı. Hayal
Yüksek Şatodaki Adam
Yüksek Şatodaki AdamPhilip K. Dick · Altıkırkbeş Yayınları · 2016725 okunma
290 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Philip K. Dick bir yandan modern dünyanın tüketime ittiği, ne istediğini bilmez insanları anlatırken öte yandan da androidlerin de bir ruhu olup olamayacağını irdeliyor bu romanında. Ayrımcılık, insanlık ve neyin "canlı", neyin "insan" sayılıp sayılamayacağına dair düşünmeye itiyor insanı Philip K. Dick.
Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?
Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?Philip K. Dick · Altıkırkbeş Yayınları · 20141,882 okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öncelikle anlaması zor bir kitap değildi, karışıktı lakin Aristo tane tane anlatmış her şeyi. Elbette yazmalarda okunamayan, çevirilerde sıkıntı yaratan vs. yerler ve Aristo'nun kendi anlatımından kaynaklanan sıkıntılar olsa da, genel itibariyle sanatın bir taklit oluşunu ve şiir sanatının hatlarını, detaylarını, sorunlarını vs. ortaya koyuyor. Eleştiriler getiriyor ve bunlara verilebilecek yanıtları arıyor. Sanat algısının günümüzde ne kadar değiştiğini görmek muazzam bir haz veriyor açıkçası. Elbette herkes okusun diyemeyeceğim zira Destan, Tragedya ve Komedya ile doğrudan ilgisi olmayanların ekseriyetle beşinci sayfasında okumayı bıraktığı bir kitap. Yine de benim hoşuma gitti.
Poetika
PoetikaAristoteles · Can Yayınları · 20073,810 okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Zweig'ın öyküleri arasında doluluğuyla sıyrılan bir eser doğrusu. Diyaloglarda geçen sözcükler, atılan virgüller dahi aynı anda farklı soruları zihinde canlandırıyor. Dünyadaki sistemin, savaşların ve dökülen onca kanın anlamsızlığını yalnızca elli sayfada, hiçbir süslü anlatıma girişmeksizin kafaya sokuyor Zweig. En beğendiğim öyküsü oldu diyebilirim, üstelik ilk defa bu adamın bir öyküsünü okurken sıkılmadım.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,8bin okunma
621 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Troya'nın son 51 günü değil bu destan sadece, esasında yiğitlik ve kahramanlıktan da öte. Hektor'un cenazesinin, savaşın Anadolu'ya getirdiği yıkımın öyküsü. İnsanlığın ölümünün öyküsü. Ölen diriltilemez ve giden geri getirilemez. Sanatsal üslubuyla zevk verdiği kadar, sonlara doğru gerçek anlamıyla insanı melankoliye sürüklüyor eser. Savaş tasvirleri resmen savaş karşıtı bir tutum teşkil ediyor. Kafaya saplanınca beyni içeriden parçalayan kargılar, bağırsakları deşen çift tarafı keskin kılıçlar, boyunları delip geçen ve dişleri kıran mızraklar... Kadınların durumu, Tanrılar ve krallar karşısında insanın acizliği, sömürülmesi, insanın hayatını iradesi dışında yaşayıp yönetenler tarafından yazgısının çizilmesi olağanüstü işlenmiş. Eseri bitirince kendimi tamamlanmış hissettim. Bir tek çevirideki "o saat" yerine "ossaat" kullanımı sinir bozucu, çevirmenler muhteşem bir iş çıkardığı halde bu yorumu katmaları gereksiz olmuş. Romanın atası olan Epik türün en iyi örneği İlyada.
İlyada
İlyadaHomeros · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20147,3bin okunma
256 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Öncelikle Orwell'ın Aspidistra'sını okuduktan sonra bu kitabı da elime hevesle aldım. Yalın bir yazar, değindiği konular ilginç ve üslubu her daim kendini okutturan cinsten. Lakin bu kitabında konu ilginç değildi, üslubu tekrara bağlıyordu ve geçmişe özlem duyulan bölümler okumaya başladığına pişman ediyordu insanı. Yeni bir savaş korkusu, eski savaş, değişen dünya vs. gayet güzel işlenmiş demek isterdim, ama işlenememiş. Bilhassa balıkçılık, çocukluk anıları ve yüz kere yinelenen kalıplarla duygu ifade edimi beni bir yerden sonra çok sıktı. Buradan sonrası spoiler, sanki çok önemliymiş gibi belirtiyorum: Edebi açıdan da aman aman bir zevk vermedi. Demem o ki, kitap tatmin edici değildi. Belki benim beklentilerim yüksekti, üstelik güzel de bir giriş yapmıştı. Sonlarına doğru eski kasabasında geçirdiği tatil bölümleri de güzeldi tabii, ama kitabın ortaları bir karadelik. Işık giriyor ve dışarı çıkamıyor, o denli yaşam enerjinizi sömürüyor. Ve Orwell, BİLMİYORUZ. Sürekli "Bilirsiniz" kullanınca maalesef samimi bir hava oluşamıyor.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma