Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Akdogan

Merve Akdogan
@wmerveakdogan
Instagram @ wmerveakdogan
9 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Resim, mürekkebin kabul ediciliğinin sonucudur. Mürekkep fırçaya açıktır: Fırça ele açıktır: El kalbe açıktır: Tüm bunlar, yerin ürettiği her şeyin gökten türemesi gibidir.
Reklam
Resim hakkında modern yanılsama, ressamın bir yaratıcı olduğudur. Aslında ressam bir alıcıdır. Yaratma gibi görünen şey, aldığına biçim verme fiilidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Resim, diğer bütün sanatlardan daha dolaysız bir biçimde varolanın, insanlığın içine fırlatıldığı fiziksel dünyanın olumlamasıdır.
Reklam
Bugün resim yapmak, yaygın bir ihtiyaca cevap veren bir direniş eylemidir ve umutlanmayı teşvik edebilir. — John Berger
Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu dünyası da dahil olmak üzere dış âleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla kulak vermediği, algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor. Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve son durağı gibi.
Diğer insanlar sizin yanınızda kendilerini güvensiz hissetmesin diye büzülüp sinmeniz aydınlanmış bir davranış değildir. Biz ışığımızın parlamasına izin verdiğimizde, bilinçsiz olarak, diğer insanların d aynı şeyi yapmalarına izin veririz. Biz korkularımızdan özgürleştiğimizde, mevcudiyetimiz otomatik olarak başkalarını da özgürleştirir.
Sayfa 165Kitabı okudu
‘Bizim en derin korkumuz yetersiz olmak değildir. En derin korkumuz ölçüsüz bir biçimde güçlü olmaktır’ der, Marianne Williamson - Sevgiye Dönüş adlı kitabında. Bizi en çok korkutan şey karanlığımız değil, ışığımızdır.
Sayfa 165Kitabı okudu
Birçoğumuz gerçekte olduğumuzdan daha değersiz ve küçük bir insanmışız gibi görünmeye çalıştığımızı fark etmeyiz. Bir biçimde, biz kendimizi olduğumuz halimizle yeterli olmadığımıza ikna etmişizdir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
Bir kez biz olumlu projeksiyonlarımızı geri aldığımızda iç huzuru hissederiz, bu bizim olduğumuz halimizle mükemmel olduğumuzu bilmemizi sağlayan derin bir huzurdur. Huzur gerçek benliğimizden başka bir şeymişiz gibi görünmeye çalışmayı bıraktığımızda gelir.
Sayfa 174Kitabı okudu
Siz kendi hayallerinizi ve hedeflerinizi gerçekleştirmeye başladığınızda, başka insanların yaptıkları şeylerle daha az ilgilenirsiniz.
‘İyi olmak yerine bütün olmayı tercih ederim -Jung ‘ Aramızdan kaçımız, iyi olabilmek, hoşlanılmak, kabul edilmek için kendimizi elden çıkardık?
‘Tüm sözde hatalarınız, kendinizle ilgili hoşlanmadığınız her şey sizin en değerli niteliklerinizdir.’
‘Kusursuz beyaz renk olarak neyse, kusursuz sevgi de his olarak öyledir. Birçok kişi beyazın renksiz olduğunu düşünür. Öyle değildir. O tüm renkleri içerir. Beyaz tüm diğer renklerin bir birleşimidir. Sevgi de duygunun ( nefret, öfke, şehvet, kıskançlık) yokluğu değil, tüm hislerin toplamıdır. O hepsinin toplamıdır.’
Gölge aynı zamanda değişimin, DNA’mızı etkileyebilecek değişimin sırrını barındırır.
Reklam
‘Benim için her şey ya güzeldir ya da değildir. İyi ve kötü diye düşünmüyorum. Yalnızca güzel veya çirkin. İyi olan birçok şeyin çirkin, kötü olan birçok şeyin de güzel olduğu görüşündeyim.’
Hepimiz elde edemeyeceğimiz şeyleri arzularız, sağlıklı bir yetişkin olmak için önce bunu kabullenmek gerek. Hepimiz koparabildiğimizi alırız. Eğer hayatımızın büyük bir bölümünde elimize fazla bir şey geçmediyse, ilk fırsatta açığı kapatmaya çalışırız.
Bu resimlerin bu anlamda bir önemi yok. Onların önemli olmasının tek nedeni, orada olmuş olmaları. Ben, onların bir toplamıyım. Nereye gidersem gideyim bu anıların yükünü yanımda götürüyorum. İnsanoğlu sadece bir vücut ve anlık tepkilerden ibaret değildir. Çeşitli hatıraların ve duyguların, fosillerin ve mercanların inanılmaz bir karışımıdır. Ben bir zamanlar sedir ağacı seyretmiş bir çocuk değilim. Ben bir zamanlar sedir ağacını seyretmiş bir çocuk olduğunu hatırlayan adamım. Buradaki fark, sonsuza dek uzanan ölü tuğlaların zamanıyla, başa sarıp tekrar seyretme zamanı arasındaki fark. Ve daha basit olan başka şey var . Ben o bahçedeki, hava meydanındaki, Rotten Row’daki, okuldaki o korkusuz küçük çocuğu sevebilirim; çünkü o ben değilim. O başka bir insan. Eğer o cinayet işlemiş olsaydı, benim suçluluk duymam, hatta bu eylemin sorumluluğunu dahi üstlenmem gerekmezdi. Ama ben neyi arıyorum? Ben, sorumluluğun başlangıcını, karanlığın başlangıcını, kendi başlangıç noktamı arıyorum.
Özgür irade müzakere yoluyla öğrenilmez. Sadece tecrübeyle edinilir.
Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmamız, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan birileri olarak düşünmemiz gerekirdi.
Bir insanın, yaşamın yaşamaya değer oluşuna ilişkin kaygısı, hatta umutsuzluğu, varoluşsal bir bunaltıdır. Ama kesinlikle bir ruh hastalığı değildir.