Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ya hafız,ya kebikeç…
Koru bizi düşmanlıktan, nefret ve zulümden… sırasız ölümlerden… koru ülkemi.
Goethe için de Hafız için de dünya bir "ağlama ve sızlanma yeri" değildir. Hal böyle olmakla beraber Müslüman şairle mukayese kesinlikle burada son bulmamaktadır. Goethe kendi şiiri için sadece İncil'den beslenmez, bilakis idolü Hafız gibi Kur'an'dan da istifade eder. Hakikaten de Goethe hatta bir adım daha ileri gider: Doğu Batı Divanı'nın büyük girizgah şiirine o, -ki Şarkılar Kitabı'nın başında takdim etmektedir- Hegire (Hicret) başlığını vermekte ve bu şekilde Peygamberin Hicret'ine işaret etmektedir. Kendisi de bu misali takip etmektedir. Hz. Muhammed'in 622 yılında Mekke'den Medine'ye hicreti, bilindiği üzere İslam takviminin başlangıcını teşkil eder. Hicret şiirinin ilk kıtasında Doğu Batı Divanı'nın şairi, "pederşahilerin havasını teneffüs etmek" için "saf Doğu"ya "hicret eder".
Reklam
Muhammed B.Ahmed El-Hafız tahdis etti, dedi ki: Bize Ahmed B.Ya'kûb tahdis etti, dedi ki: Bize Muhammed B.Osmân tahdis etti, dedi ki: Bize Ahmed tahdis etti... Bize Muhammed B.Abdulazîz Et-Teymî tahdis etti. Onun El-Alâ İbnu'l Museyyeb'den, onun babasından rivâyet ettiğine göre o şöyle demiştir: Abdullah B.Mes'ûd (r.anh) dedi ki: "İttibâ edin, bidat çıkarmayın. Bu takdirde ihtiyacınız karşılanmış olur. Her bidat dalâlettir."
Sayfa 8 - Neda Yayınları
Arifler, bu eve han dediler ya... hakikaten de hakikat incisini deldiler, çok doğru söylediler. Hana uğrayıp geçilir, handa oturulmaz ki!
Allah bilir, vücudumdan ancak bir hayal kaldı. Hayal sanıyorum ya, hatta hayalin de bir hayali!
Mademki ayrılık denizinin ne ucu var, ne kıyısı... Sabırdan yüz çevirmemem daha iyi... olur ya, belki gönlümün muradını elde ederim!
Reklam
...Hâfız'ın dediği gibi, " Keşke gösterebilseydim sana, kendini tamamen yalnız ya da karanlıkta hissettiğinde, varlığının yaydığı o muhteşem ışığı."
" Çocuklarımızın kara gözlerinin, ela gözlerinin, yeşil gözlerinin aşkına, şu lanet dünyanın yükünü erkenden taşımaya başlayan çelimsiz omuzlarının üzerindeki güzel başlarının aşkına, pencere pervazlarına çarpıp ölen serçelerin kanadından daha hafif olduğunu iyi bildiğim yüreklerinin aşkına, Ya hafız, ya kebikeç... Koru bizi düşmanlıktan, nefret ve zulümden.. Sırasız ölümlerden.. Koru ülkemi."
Sayfa 150Kitabı okudu
Beethoven'e kar­şı, Hafız Gazelhan Veli Ahmedi çıkarıyorlar... Ben bogulacagım hanımefendi. .. Hani şarkı mecmuaları vardır. Baştan birinci gazel: "Evvelce hüdayı tanımış olmasa gönlüm, / Billahi güzel sen benim Allahım olurdun" gazelidir. Hani fotoğraflar görürüz ... Tulumbacı zirzop Ali dostuna yollayacak. . . Arkasında, köşebaşı dilekçesi ya­ zısiyle bir dörtlük: Bu dünya devri alemdir daima durmaz döner, Can feneri püf diye akibet bir gün söner, Eger felek mahvederse bu degersiz ismimi, Size yadigar olarak veriyorum resmimi ...
Max, Mevlana'ya neden ortak deger dediniz?" "Çünkü Konya'da oturmus ama Farsça yazmis. Eger Türkçe yazsaydi, üzgünüm ama, dünyanin ondan pek az haberi olurdu. Baksaniza sizin büyük sairleriniz Yunus Emre, Seyh Galip daha az degerli olmamalarina ragmen dünyada taninmaz ama Ömer Hayyam, Sadi, Hafiz, Rumi çok okunur. Bunda Farsçanin ve elbette Goethe'nin büyük payi vardir."
Reklam
NUR RİSALELERİNDE HZ. ALİ İLE İLGİLİ RİVAYETLER
"BEN İLMİN ŞEHRİYİM, ALİ DE ONUN KAPISIDIR."(1) Nur Risaleleri'nde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan bu büyük iddiaların temel dayanağı, işte bu hadistir. Bu hadisin Nur Risaleleri'ninde zikredilmesinin sebebi, müellifinin gizli ilimlerin Hz. Ali'ye verildiğine inanması ve bundan kendisi ve risaleleri lehine
Sayfa 223 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Eskiden el yazması kitapların içine "ya hafız, ya kebikeç" ya­zılırmış. Bu duanın, kitabı haşarattan, nemden ya da yangın­dan koruduğuna inanılırmış. Ve yine rivayet olur ki bu yazı­nın mürekkebi böcekler için zehirli olan düğünçiçeği bitki­sinin suyundan yapılırmış. Özel bir mürekkeple yazılan bir tür muska yani: "koruyan, esirgeyen kebikeç" anlamında...
Sayfa 150Kitabı okudu
1.332 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.