Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
574 syf.
9/10 puan verdi
İŞTE KÜÇÜK BİR GERÇEK
Öleceksiniz.
İlk sayfayı açıyorsunuz ve karşılaştığınız ilk cümle... Cümlenin sahibi kim? Hepimizin tanışacağı bir şey ya da biri!
Hikaye Hitler döneminde geçiyor, 2. Dünya Savaşı Almanya'sında, Alman ırkının üstün olduğu, Yahudilere işkence edildiği, acımadan öldürüldüğü dönemde!
Bir tren yolculuğu ve verilen
Dediler ki Yaşar Kemal İnce Memed diye roman yazmış, bir destan yazmış demeleri gerekiyordu oysaki.
İnce Memed Türkiye’de meşru olanla gayri meşru olan arasındaki en net çizgidir.
Bu kadar büyük bir destanı yazacak İnce Memed’in, tek başına bile olsa ağalık sistemine meydan okuyacak bir adamın çok bilgili olması gerektiğini söylüyor bize üstad.
Güne Kavuşmanın Bedeli
NOT: Tabii ki de spoiler var!
Bazı kitaplar vardır kitaplığınızda bekler durur. Sonra bir anda alırsınız elinize ve okursunuz. Kitabı bitirdiğinizde bütün bu bekleyişlerin doğru zamanı yakalamak için olduğunu anlarsınız. Lise yıllarından beri kitaplığımda bekler durur KUMRAL ADA MAVİ TUNA! Kitaplığıma nasıl geldiği konusunda bile bir
400 syf.
10/10 puan verdi
RÜYA .. HAYAL … HAKİKAT..
Merhaba değerli inceleme okuyucuları.
Uzun ve güzel bir okuma sürecinde sona yaklaştığım için bu güzel eser için inceleme yazmadan geçmek istemedim. Ben bu incelemeyi yazdığımda benimle beraber 28 kişi bu kitabı okumuş olacak 1K da ve incelemeden sonra da artar inşallah.
Öncelikle belirteyim ki bu kitap, yazarın
Dün gece 3:00 da yattım. Yattim dediğime bakmayın, uyumadim ,uyuyamadım. Kabuslar icinde, karanliklarda çukurlara düştüm. Mine Söğüt benim uykularimi kaçırdı. Sarsilarak uyandım. Aglamak geldi ıçimden. Aglayamadim .Bir deli haller yasadım. Delirmeye hazırsanız okuyunuz..
"Yuvarlaktan bir annem vardi benim...
Kareden bir babam...
Vahşetten ağabeylerim...
Keşkelerden kız kardeşlerim...
Derin bir kuyuda yaşardık
Arzın merkezindeki ateşle kaynardık.
O yüzden sıcacığım.
Bana dokunanı ateşle yakacağım. "
Kitap 171 sayfa ve 21 mini öyküden oluşuyor. Kelimelerin gücünü Mine Söğüt 'ün minicik öykülerinde sarsilarak farkediyorsunuz.Kanim dondu deriz ya....Benim kanimi dondurdu.
Akıllı olmak, aklı başında davranmak anlamina geliyor ...Yaaa delirirseniz ...Aklı başında davranmak zorunda kalmaz hakaret eden kocayı öldürebilirsiniz...Kendinizi asabilir...Doğmamış çocuklarınızı çukurlara gömebilirsiniz...
Sahi akilli olmak zorundamıyız onaltisinda kocaya giderken ,tacize uğrarken, sarhoş kocaya katlanırken...
Mine Söğüt deliren kadınları yazmış...Bu öyküleri deli bir kadın yazabilir diğer deli kadinlar da okur.....
Masalları sever misiniz? Ya korkutucu gerçekleri?
Masalla başlayıp huzurlu bir uykuyla tatlı rüyalara daldığımız sıra da, patlayan gerçeklerle uykularımızı kaçıran kâbuslar gördüren bu kitabın sonunuysa sadece hayal…
Benim iç sesim bu kitap, anlaşılamamaktan yorulup sustuğum tüm duygularım, herkes okusun isterdim. Masallara inanmıyorsanız bile, bilim kurgu sevmiyorsanız bile, anlattığı felsefeyi ideolojiyi kavramak için okuyun, çok şey katacağına eminim.
Biliyorum ki herkes okumayacak, okusa da anlamayacak, anlasa da umursamayacak ama geri kalanlar duygudaşlarım çoğalmak dileğiyle…
Duygudaşlarıma, okuyucuya, okuyanlara, okuyacaklara; Kitabın sonunda her şeye tamam da, bizim kurtarıcıya ihtiyacımız yok, biz her şeyi başarabiliriz. Yeter ki içimizdeki sevgiyi, umudu, vicdanı kaybetmeyelim, yeter ki birlik olalım.
Biliyorum ki her kötülüğün başı sevgisizlik sonuysa sevgi…️
Psikolojik bir roman
Yeni yazarları keşfetmeyi seviyorum. Çünkü edebiyat bence tekdüze konularla gitmemeli. Sürekli polisiye, sürekli proleterya ya da ne bileyim sürekli klasik okumak pek doğru gelmiyor bana. Sanki bir şeyleri kaciriyoruz gibi gelir bana. Bu yüzden farklı türleri, farklı yazarları okumak iyi gelir bana.
Erhan Bener ilk kez okuduğum bir yazar oldu.
Gelelim bu kısa romanimiza;
Üç aylık ömrü kaldığını öğrenen ressam Zahit'in ana karakterde, hatta tek karakter olduğu psikolojik tahlillerin üst seviyede olduğu bir roman. Bu üç aylık süreçte Zahit tüm yaşamını sorguluyor. Yaşamla ölüm arasında arafta kalması, kendisini iyi ya da kötü sorgulaması biçiminde kurgulanmış bir roman. Zahit'in ölüme gidiş sürecini adım adım betimlemis yazar. Bu süreç çok zor bir süreçtir Zahit için. Ruhsal yapısı bozulur, geriye dönüşleri çok sik yaşar, kendi kendiyle konuşur, kabuslar görür. Tüm bu çıkmazlarin içinde bir de ölüm simgesi halinde bir kedi.
Edebi açıdan müthiş bir kitap. Konu açısından iç açıcı bir kitap değil. Yine de bu tarz sevenler memnun kalacaktır.
İyi okumalar...
4/5
" Ne yapsam nafile: Sızlar durur vicdan yarası. Hele bacaksızlarsa söz konusu olan... Kimsesiz çocukları okutan derneğe -kimselere duyurmadan- yaptığım cılız ama düzenli yardım bile dindirmiyor bu sızıyı, farkındayım. Zaten ayda birkaç kuruş bağışla rahatlayacak kadar ucuz olabilseydi şu vicdan, pazarda bile satılmaz mıydı! Hem... Parayla
Auschwitz...
Elim titriyor gibi ama parmaklarım kendini Bruno için toparlayabilecek güçte bu gece için son kez... Aklım onda kaldı kitabın o Bruno ve Shmuel'le ilgili olan son cümlelerinde, kalbimse hala sol yerinde ama bir acı oturdu tam yaşamak için direnen son zerresine bu okuduklarından sonra, kaldıramadı hislerim, düşündü aklım da çaresizce yaşamadan
