Serkan Karaismailoğlu
Bu inceleme spoiler içermemektedir.
Serkan Karaismailoğlu'nun kalemi ile ilk tanışmamı gerçekleştirdiğim ve bundan büyük memnuniyet duyduğum kitap.
Fizyoloji, psikoloji ve olay örgüsü o kadar güzel harmanlanmış ki... Olayı okurken bir şekilde fizyolojik bir bilgiye bağlanıyor ve hiçbir bilgi yerleştirildiği yerde sırıtmıyor.
Daha önce duymadığım ve okuduğumda beni şaşırtan bilgiler içeren kısımların altı itinayla çizildi haliyle.
İlk 150 civarı sayfalık süreçte olaydan ziyade kahramanların hikayeleri daha ön planda. Bu da hikayenin tamamında neyi neden yaptıkları konusunda daha iyi fikir yürütmeye muazzam destek oluyor. Fakat olaylar tam olarak başlayana kadar bütün kitap bu şekilde gidecek diye biraz korku içerisindeydim. Derken olaylar dizisi başladı ve soluksuz okudum.
Okurken hem işlerin nasıl gelişeceğine dair yarattığı merakla bir an önce bitirme isteği, hem de "kitap çok güzel ne olur bitmesin" düşüncesini aynı anda yaşadım.
Daha nasıl şaşırabilirim derken sesli şekilde "Aaa" diye tepki verdiğim kısımlar ise beni kitabın başına esir etti.
Demem o ki ikinci kitapla bir araya gelmek için sabırsızlanıyorum!
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
Uçarı, ciddiyetsiz gençlik, mantık yoksunu liberal düşünürler gibi beyhude bir inançla, tanrıtanımazlığın, özgür düşüncenin bir işareti olduğunu söyler. Oysa inançsızlık, maneviyatın yoksul düşmesi, ruhun bir hastalığa yakalanmasıdır.
... büyük bir günah işlemişlerdi ve şimdi de en suçludan en suçsuza doğru cezalandırılıyorlardı. Sıra bir gün kendisine de gelecekti. Bunu hissedebiliyordu. Vera normalde inançlı bir kadın değildi ama geçmişten gelen kâbus asla peşlerini bırakmamıştı. O geceyi tekrar tekrar defalarca yaşamıştı kâbuslarında. Geçmiş bazen o kadar ağırlaşıp çökerdi ki insanın içine, akciğerler nefes alacak yer bulamazdı. Öylece otururdu içeride. Sadece ufak bir hata tüm hayatı kâbusa çevirebilirdi.
Ama Tesla alkol ve sigaraya her zaman mesafeli olmuştu. Çünkü bu maddelerin beyninde oluşturduğu sahteliklerin farkındaydı ve en son istediği şey beynini birtakım kimyasallarla kandırmaktı.
Tarih, karşısında nötr kalabileceğimiz bir şey değildir, dikkate almak zorunda olduğumuz bir şeydir. Öğrenmezsek, bilmezsek ve dikkate almazsak, o tarih kendisini bize dayatır, hatırlatır.
"Ne bu zırhlılardan ne bu ordudan ne sokak başlarında ki bu makineli tüfeklerden korkuyorum. Beni korkutan şey kendi aramızdaki anlaşmazlıklar, kendi aramızdaki nifaklardır. Bizi asıl bu mahvedecek."
-Senin her zaman düşüneceğin şey askerliğindir. Rütbeni alabilirler, ordudan kovabilirler ama askerliğini alamazlar. Askerlik rütbe ve elbise değil, ruhtur...
-Şiir gözyaşıyla, harp kanla doludur. Kızın güzelliğini şiire benzetirken kızla şiirin benzer tarafları olarak neleri buluyorsun? Şiir ince, kız da ince... Şiir hoşa gidiyor, kız da hoşa gidiyor. Şiir gözyaşı döktürüyor, kız da gözyaşı döktürüyor, değil mi?
- Birkaç kişiye gözyaşı döktüren bir kızı güzel diye kabul ediyorsun da bir kalabalığı kana bulayan kıza neden çok güzel demiyorsun? ... İmha savaşına benzeyen bir kız şüphesiz şiire benzeyen bir kızdan daha güzeldir. Çünkü imha savaşında bir kesin sonuç vardır. Şiirde ise hiçbir şey...