Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yakup yavrutürk

yakup yavrutürk
@yakup_6565
Öğretmen
Üniversite
izmir
45 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Çiçeklerin milyonlarca yıldır dikenleri var. Yine de milyonlarca yildır koyunlar onları yer. Şimdi çiçeklerin bunca güçlüğe göğüs gerip hiçbir işe yaramayacak dikenleri neden büyüttüklerini anlamaya çalışmak önemli degil mi sence? Koyunlarla çiçekler arasındaki savaş önemli değil mi? Kızarık suratlı sisko bir bayın toplama işlemlerinden daha mi az önemli?
Reklam
536 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yazar, romanı bir akıl hastanesinin tarihi üzerinden anlatmış. Her yönüyle çok ilginç bir roman.Romanda 300 den fazla karakter var ve her karakterin bir şekilde hastane ile ilişkisi var.Fakat bu ilişkiler çok farklı ve tesadüfi.Söz gelimi hastanede çalışan bir hizmetlinin öyküsü 100 yıl öncesine kadar gidiyor ve o öyküde yer alan başka bir
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,409 okunma
"Bana kitap kurdu, boş hayaller kumkuması, hayatın cılız golgesi gibi sıfatlar yakıştırılabilir. Şövalye romanlan okuya okuya kendini şövalye sanan Don Kişot'a benzetebilirsiniz beni. Yalnız onunla bir fark var aramda: ben kendimi Don Kişot sanıyorum."
Sayfa 370Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Camus'nün 'Ontolojik me- sele yüzünden ölen kimseye raslamadım' sözünü okuyunca, Biri bu yüzden ölmeli, intihar etmeli, diye bağırmıştı. Ona, kimsenin soyut düşünceler nedeniyle kendini öldürmedigini söyledim. Benim de Camus gibi bir ahmak olduguma karar verdi."
Sayfa 359Kitabı okudu
"Sanat doğanın bir taklidi değildir; tersine ona yapılan bir ektir.Kendisini aşmak üzere yanına dikilen fizik ötesi bir ekidir doğanın."
Reklam
"Hep bizim adımıza, bize benzemeyen insanlar çıkarıyorduk aramızdan.Kimse bizim tanımımızı yapmıyordu ki biz kimiz bilelim.Gerçi bazı adamlar çıktı bizi anlamak üzere; ama bizi size anlattılar, bizi bize değil.
Sayfa 225Kitabı okudu
Sevgili İsa, Bütün olanlar için özür dilerim. Kabahatin bende olduğunu biliyorum. Günlerdir durmadan seni düşünúyorum. Kitabını elimden bırakmiyorum. Bütün meselelerde sen haklısın. Bugün düşündüklerimi, seninle birlikte olduğumuz gün bilseydim, her şey başka türlü olurdu. Fakat, göreceksin, bir daha buluşursak nasıl istedigin gibi bir adam olacağım. O kadar degiştim ki beni tanıyamayacaksın. Carşamba günü annemler evde yoklar. Gelebilirsen rahat rahat konuşuruz İsa gelmedi. Seni seven Selim
Sayfa 154Kitabı okudu
"Önce Kelime vardı," diye başlıyor Yohanna'ya göre İncil. Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık. Kelimenin bittiği yerde başladı; Kelime söylenemeden önce başladı. Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelime ile birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler, Yalnızlığı anlattı ve Yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız Kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe, Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
Sayfa 151Kitabı okudu
536 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
İnsan ruhu bir şehir ise; Peyami Safa ile tanıştığınızda gideceğiniz yer o şehrin en kuytu sokaklarıdır... Öyle bir anlatı ki; daha en başta hastalığının buhranını yaşarken "Dokuzuncu hariciye koğuşuna doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm" diyor ve biz kitabı okurken sıkça kullanacağı heybesindeki duygu oklarından ilkini daha başında kalbimize saplayıveriyor. Kitap boyunca bu genç adamın hikayesini hüzünlü gözlerle ve vicdanınızda durmayan bir sızıyla okuyorsunuz. Öyle ki Nüzhet ile yaşadığı aşkın birkaç güzel anı bile sizi bu hüzün deryasından kurtaramıyor.Çünkü birkaç sayfa sonra biriktirdiğiniz duygu yoğunluğu "Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir" sözüyle volkan olup patlıyor. Yazarın dili kullanma şekli ve duygu yaratma şekline hayran olmamak mümkün değil. Sözcükler,kelimeler yan yana geldiğinde ilk olarak anlam yaratır ve bu anlamlar bizim "şey" leri bir fenomen olarak algılamamızı sağlar ancak Peyami Safa'da kelimeler yan yana gelince duygu oluşuyor ve okdukuça kendimizi duyguların "öz" ünde hissettiğimiz bir evrenin içine giriyoruz. Eğer hâla tanışmadıysanız tanışınız.. ziyadesiyle memnun olursunuz. Son notu da hatırımdan gitmesin diye şuraya bırakıyorum: "Beş dakika sonra hastaneden ayrılıyorum... Son not. Bu odada başkaları inleyecekler.Onları şimdiden gayet iyi tanıyorum.Üstümden çıkarıp yatağa attığım robdöşambr içinde, ebediyen aynı insan bulunacak: Hasta
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,3bin okunma
554 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Vedat Türkali'den bir başyapıt... Yazar, 27 Mayıs sürecini muhteşem tespitler ve betimlemelerle anlatmış,zaman zaman Kenan ve Günsel'in aşkını zaman zaman da 27 Mayıs sürecini ön plana alarak tam anlamıyla bir dönem romanı yaratmıştır. Özellikle Kenan ve Günsel karakterleri üzerinden dönemin insanını, düşünce yapısını,hatta 1959-1960 yıllarında
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Tümzamanlar Yayıncılık · 19945,2bin okunma
Bir kentin mutluluğu her gün bir kız çocuğunun işkence görmesine bağlı olsaydı o kentin halkı ne yapardı? Dostoyevski
100 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.