Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent? + Hangisini? - Otomatik yanan, sensörlü lamba. + Hayır. - Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece. Önüme baktım. "Neden kırdın?" Cevap yok "Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle." "Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?" "Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için." "Beni görünce yanmıyordu baba." "Nasıl ya?" "Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni." "E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor." "Hadi ya! Sahiden mi?" "Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!" Babama sarıldım, yıllar sonra.
Sayfa 141Kitabı okudu
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Reklam
"Eğer yenilgi öksüzse ve utkunun yüz babası varsa, yalanın da birçok çocuğu vardır. Buna karşın doğrunun soyunu sürdürecek kimsesi yoktur. Doğru yalnızdır, bekardır. Kişiler bu yüzden yalanı yeğlerler. Yalan başkalarıyla iletişim kurmamıza, keyiflenmemize yarar, bizi suça ve sevince ortak eder. Öteki yanda, doğrular bizi insanlardan uzaklaştırır, bizi kuşku ve kıskançlıklarla çevrili adacıklara dönüştürür. Bu yüzden yalanlarla dolu oyunlar oynarız. Doğruların neden olduğu yalnızlıklardan kurtulmak için."
Sayfa 407Kitabı okudu
Yıllar boyunca herkesin ahlakına göre yaşamasını istedim. Kendimi herkes gibi yaşamaya, herkese benzemeye zorladım. Kendimi ayrı düşmüş hissettiğim zaman bile, bütünleşmek için böyle davranmak gerektiğini söyledim. Ama bütün bunların sonunda felaket geldi. Şimdi kalıntılar arasında dolaşıyorum. Kuralsızım, tereddütler içindeyim, yalnızım ve bunu kabullenerek tek oluşuma ve kusurlarıma boyun eğdim. Tüm yaşamımı bir nevi yalan içinde yaşadıktan sonra, 'bir doğru' yaratmak zorundaydım...
MERAKLISINA AKŞAM NOTU: İnsan hafızası 21 güne endeksliymiş,bir fikrin ,alışkanlığın yerleşmesi o kadar gün alırmış.İnsan vücuduna giren bir besin 40 gün içinde bedenden atılırmış. Kim dediyse sanal dostluklar yalan diye 1k dan habersizmiş.....İnsanın kalbine işleyen bu 1k tutkusu yıllar içinde beslenip güçlenecek.. .Geceniz iyi olsun 1k dostları...
400 syf.
8/10 puan verdi
Yazarın daha önce Dört Kardeştiler romanını okumuştum ve birkaçını daha.Sevmiştim devam etmek istedim.Bu kitabı da görür görmez aldım.Ancak geç kalmışım , öğretmenimin dediğine göre.Ortaokul düzeyi denildi , uyarmış olayım beklentilerinizi karşılamayabilir. Sekizinci Renk , Ela'nın göz dolduran başarılarıyla büyüledi beni.Yaklaşık olarak üç yüzlü
Sekizinci Renk
Sekizinci RenkGülten Dayıoğlu · Altın Kitaplar · 20212,262 okunma
Reklam
512 syf.
·
Puan vermedi
'' Yıllar içinde ablamdan öğrendiğim bir şey varsa, o da en iyi yalanın gerçeklerin arasında gizlenmiş yalan olduğuydu.'' DNA 'sındakı bır geni (SCN9A) nadir bir değişime ugradıgından acıya karsı duyarlılıgı olmayan Pskıyatr Adeline ve 30 yıldır hayatını hücrede geçirmiş azılı bir kadın katil, Adeline' nin hayatı için kendi hayatını ortaya koyan abla Shana ve katilin peşinde ki bir kadın polis... Bu 3' lünün etrafında gelişen olaylar zıncırı ve sasırtıcı oldugu kadar da içinizi acıtacak bir son... Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kurgu ve anlatımı güzel, okuyucuyu sıkmayan ve okurken olayı yaşatan, polisiye ve gerilim sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap.
Korkuya Yer Yok
Korkuya Yer YokLisa Gardner · Martı Yayınları · 2021487 okunma
190 syf.
·
Puan vermedi
Yorum mu istiyorsunuz? Dürüst olcam. Selahaddin Eyyubi hakkında o az bilginizin yeterli olmadığını ikimizde biliyoruz. Merak etmeseydin bu yazıyı da okumazdın. E o zaman sana onu anlatan en iyi kitabın bu olduğuna emin olduğumu söyleyebilirim desem yalan olur. Bundan başka kitap okumadım. Nie mi? Bu kitap bir harika da ondan. Hem günümüzü hem de yıllar öncesini alatırker tarihi romanda aşk bile var. Bir kaç günde bitireceğinize eminim..
Tozkoparan - Bir Selahaddin Eyyübi Romanı
Tozkoparan - Bir Selahaddin Eyyübi RomanıThorvald Steen · İthaki Yayınları · 2005146 okunma
''Apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?'' ''Hangisini?'' ''Otomatik yanan,sensörlü lamba.'' ''Hayır.'' ''Komşu görmüş,yalan söyleme.Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.'' Önüme baktım. ''Neden kırdın?'' Cevap yok. ''Hasta mısın evladım?Söyle bana neyin var,neden kırdın lambayı,yapma böyle...'' ''Kırdımsa kırdım,ne olacak! Çok mu değerliymiş?'' ''Lamba senden değerli mi evladım,lambanın a...na koyayım,lamba kim? Yöneticiye de dedim.Lambanızı s.keyim,kaç paraysa veririz.Sen değerlisin benim için.'' ''Beni görünce yanmıyordu baba.'' ''Nasıl ya?'' ''Görmezden geliyordu,yanmıyordu.Kaç sefer yok saydı beni.'' ''E beni görünce de yanmıyordu bazen,böyle el sallayacaksın havaya ,o zaman yanıyor.'' ''Hadi ya! Sahiden mi?'' ''Evet.Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok.'' Babama sarıldım yıllar sonra.
Sayfa 141Kitabı okudu
492 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitap Samsun’da geçiyor! Öncelikle bunu söylemem lazım. Ancak Ayfer Tunç, neredeyse civardaki bütün şehirlerin ismini zikretse de bir defa bile Samsun adını kullanmıyor. Lakin röportajında söylüyor Samsun olduğunu. Zaten bölgenin tek ‘Deliler Hastanesi’ ile Saat Kulesi gibi ayrıştırıcı mekanların yanında, yazıldığı dönemde tek büyükşehir
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,364 okunma
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sonunda bitti. Size yalan gelir, bu seri bitmeden ölürüm diye korkuyordum. 1812’de başlayan maceramız, hayırlısıyla bitti. Aslında anlatmak, bahsetmek istediğim çok şey var. Bu seriyi okuyan biriyle saatlerce muhabbet edebilirim. Ancak burada dilimi tutmak zorundayım. Olur da bir gün okursanız tadını kaçırmak istemiyorum. Son Ayin’de de karşımızda bir önceki kitapta genç bir subay olan ve dedesinin ve annesi Tamara’nın hayallerini gerçekleştiren Mihail var. Var ama yıllar acımasız. Mihail artık 60’ına merdiven dayamış, kalp hastası bir adam. Kendini siyasete vermiş ve yıl 1917. Birinci dünya savaşının son zamanları. Rusya bir yandan savaşla uğraşırken, bir yandan da Bolşevik ihtilali ile uğraşıyor. Mihail ve üvey dayısı şerefsiz Dimitriy (İkinci kitaptan beri gıcığım ben bu herife. Danilov’ların en irisi ama en haysiyetsizi) ile birlikte Rusya için en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Bir de vampirler Rusya’da toplanmış öldüğü söylenen Zimeyeviç’i geri getirmeye çalışıyorlar. ucalisan.blogspot.com.tr/2015/07/son-ayi...
Son Ayin
Son AyinJasper Kent · Can Yayınları · 2015108 okunma
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent? + Hangisini? - Otomatik yanan, sensörlü lamba. + Hayır. - Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece. Önüme baktım. "Neden kırdın?" Cevap yok "Hasta mısın evladım? Söyle bana,neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle." "Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?" "Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim?Yöneticiye de dedim.lambanızı sikeyim,kaç paraysa veririz.Sen değerlisin benim için." "Beni görünce yanmıyordu baba." "Nasıl ya?" "Görmezden geliyordu,yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni." "E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor." "Hadi ya! Sahiden mi?" "Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!" Babama sarıldım, yıllar sonra. |Erken Kaybedenler, Emrah Serbes (Sayfa 141)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.