Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
D U V A K
O maral, kölesi uygarlığımın O maral nihandır,dokunur bana Orda,bir ummanın dudaklarında O muhibbi gemilerden yayılan Segah bir yalnızlık fırtınasıdır Kaptanların ölümüne son ağıt Son deniz feneri aydınlığında Kapanıp kalmışım,göçemiyorum
Harflerin Simyası
Harflerin SimyasıNurullah Genç · Timaş Yayınları · 2020526 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Macondo’dan İnsan Manzaraları
Ah canım Marquez, ah dördüncü memleketim Macondo. Bünyemde antidepresan etkisi yapan bir öykü kitabı daha. Marquez’i bu kadar geç tanımama hem üzüldüğüm hem de daha okuyacağım kitabı olduğu için sevindiğim bir dönemdeyim. Daha önce başlayıp gerekli özeni gösteremediğim için bitiremediğim Yüzyıllık Yalnızlık kitabınını yine bir mental çöküş anımda
Hanım Ana'nın Cenaze Töreni
Hanım Ana'nın Cenaze TöreniGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2021604 okunma
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
Dino Buzzati'den okuduğum ilk eser ve son olmayacağını hissettiren bir eser. 1940 yılında okuyucularla buluşan bu eser bence sıradışı duyguları barındırıyor. 30 yılını bir umuda bağlanıp heba eden bir askerin hikayesini anlatıyor. Eserde bitmek bilmeyen umut, kasvet, yalnızlık, unutulmuşluk, haksızlığa uğramak, hak edilen degere ve mertebelere ulaşamamak , kaybetmek, kandirilmak, gözden cukarilmak, değişmek, alışmak, bağlanmak gitmek isteyip de gidememek ... gibi çok sayıda kavramla karşılaşırız. Gerçekleşmeyecek söylentiden öteye geçmemiş bir hayale bağlanıp ömrünü adayan Drago 'n aslında bize herkesin içine hapsolduğu bir Bestiani Kalesi vardır diye düşündürüyor. Beni özellikle erkileyem cümlelerden bazilarini asagida paylaşacağım.Herkese keyifli okumalar dilerim. "Evi bile, hâlâ sevdiği evi bile, gittiğinde ruhunu açıklanması zor bir acıyla dolduruyordu. Ev, her seferinde neredeyse bomboş oluyordu, annesinin odası bir daha asla dolmamak üzere boşalmış, Giovanni'nin erkek kardeşleri tamamen ortadan kaybolmuşlardı; biri evlenmiş ve başka bir kente yerleşmişti, diğeri ise sürekli seyahatlerde oluyordu; odalarda artık bildiği bir yaşamın izleri yoktu, sesler aşın derecede yankılanıyor, camları açıp, güneşin içeri girmesini sağlamak da hiçbir işe yaramıyordu"h
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,3bin okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
Baş karakter kendi tercihlerini dile getiremeyen, başkalarının kendisini sevmesi için gerektiğinde kendi tercihlerinden vazgeçebilen bir kişiliğe sahip. Bu psikoloji ile açıklanabilir. Doğduğu anda bebeklerin ağlaması tıp literatüründe ciğerlere oksijen girmesi sonucunda acı çekmesine bağdaştırılıyor. Psikolojide ise bu, bebeklerin anneden ayrılışının farkına varması ve artık dünyada yalnız kaldığının bilincine varması sonucunda acı çekmesi olarak ifade ediliyor. Dolayısıyla birey yaşamı boyunca bu yalnızlık acısını hafifletmek için ilk olarak aileye bağlanıyor sonra arkadaşlara sonra gruplara veya partilere bağlanıyor. Diğerlerinin kendisini sevmesi ve kabullenmesi için kendi tercihlerini bir kenara bırakıp onların tercihlerine öncelik veriyor. Aslında insanların genel problemi bu, kitaptaki baş karakterin problemi de dolayısıyla bu. O yüzden kendisini kapana kısılmış hissediyor ve özgür hissetmiyor, bunun getirisi de kendisine öfkelenmesi oluyor. Kendisine öfkelenmesinin altında yatan şey aslında sürekli kendisini suçlaması. Kitapta da ifade ediliyor ki sen kendini suçlarsan başkaları daha çok suçlar. Tam bir kırık cam teorisi! Camları tam olan bir binanın önünden geçenlerde o camları kırma isteği oluşmazken, camlarından birini kırık gördüklerinde diğerlerini de kırma isteği ortaya çıkar.Dolayısıyla kitap kişinin önce kendisini sevmesi gerektiğini bu sayede özgürlüğü yakalayacağını, özgürlüğünde kişinin içinden geldiğini, dışarıdan yani bir kurtarıcı tarafından gelmediğini ifade ediyor. Bu bakımdan manidar bir kitap...
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet GezerLaurent Gounelle · Pegasus Yayınları · 20136,3bin okunma
505 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
FANTASTİK BİR ROMAN
‘’... peki kimsin o zaman? -İlelebet şer isteyen Ve ilelebet hayır işleyen O gücün parçasıyım ben.’’ Goethe. Faust Tıpkı Çehov gibi hekim olup ancak daha sonradan yazarlığa merak salmış bir adam Mihail Bulgakov.1930’lu yıllarda yazmış Usta ve Margarita’yı, ama zaten yasaklı bir yazar olduğu için 1966’da ancak yayımlanabilmiş.Romanın başında
Usta ve Margarita
Usta ve MargaritaMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20207,2bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Babaannemin Usturası
Esra Pekin 1976 İstanbul doğumlu, ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü mezunu bir yazarımız. Bugüne değin yayımlanmış üç adet kitabı bulunuyor: Lilith Babaannemin Usturası Bir Katilin Tükenmez Kalemi "Bireyin envai çeşit - tek tipleştirici- mühürle yaftalandığı, değişikliğin yadırganmaktan öte yok sayıldığı, asimilasyoncu bu anlayış
Babaannemin Usturası
Babaannemin UsturasıEsra Pekin · Sel Yayıncılık · 2013195 okunma
Reklam
432 syf.
9/10 puan verdi
'kalanlar, ölenler için şiirler yazar.
Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.
Bir Acıya Kiracı
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Yapı Kredi Yayınları · 20002,592 okunma