Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yanmaktır Efendim, biricik çaresi aşkın. Ağlatma da yak, hali perişanıma bakma. Yaman Dede
200 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Hayatınıza giren herkes tam vaktinde gelir. Zira daha evvel gelse birbirinize hazır değilsinizdir." Sadece insanların değil, kitapların da vaktini beklediğine inananlardanım. Bazen bir kitap yıllarca elimin altında durduğu halde onu okumayı her seferinde erteleyip başka bir kitaba geçtiğimi sonra bir gün aniden kendimi onu okurken bulduğumu ve çok etkilendiğimi bilirim.
Aykut Tanrıkulu
Aykut Tanrıkulu
'nun
Adem'in Hikayesi
Adem'in Hikayesi
kitabında tam olarak bu durumu yaşamış ve kitap zamanını beklemiş demiştim.
Funda Uçuk Er
Funda Uçuk Er
'in kalemiyle tanıştığımda da aynı hissi yaşadım. Hayatımda öyle bir döneme denk geldi ki gerçekten bir Derviş Dede'ye, sohbetine, unuttuklarımı hatırlamaya, bilmediklerimi öğrenmeye ihtiyacım varmış. Kitap bittiğinde garip bir hüzün hissettim. Sanki çok sevdiğim bir dosttan ayrılıyormuşum gibi... Benim için güzel bir yol arkadaşı, harika bir başucu kitabı... Huşu Ağacı ve Asude Bahçe'nin devamı, serinin son kitabı... Diğer iki kitapta olduğu gibi tasavvufu günlük yaşam üzerinden, yalın bir dille, herkesin anlayacağı şekilde, sıkmadan veriyor. İlk kitapta karşımıza çıkan tüm karakterlerin akıbetinden de haberimiz oluyor bu kitapta. Havada kalan, acaba dediğimiz hiçbir kişi ya da olay bırakmadan tamamlanıyor seri. Okurken dört mevsimi de yaşatıyor. Hazan olup sararıp solduğunuz da oluyor, ilkbahar olup yeniden tomurcuk verdiğiniz de... Kış olup dallarınızın çırılçıplak kaldığı da oluyor, yaz olup her yanınızdan çiçekler fışkırdığı, güneşin sıcaklığının teninizi yaktığı da... İnsan ömrü misali... Okurken farklı karakterlerin farklı zamanlarında bir şekilde kendimi buldum ben. Ezcümle kitabı okumadım, yaşadım...
Derviş Kelamı
Derviş KelamıFunda Uçuk Er · Hayykitap · 2022544 okunma
Reklam
Yaman Dede (Diyamandi)
"Anladım ki O’nun sadece lütfu var, biz bazısına 'kahır' diyoruz."
Alemlere rahmetsin Efendim (a.s.m.)
Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasûlallah Nasıl bilmem bu nîrâne dayandım yâ Rasûlallah. Ezel Bezmi’nde dinmez bir figândım yâ Rasûlallah Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallâh. Yanan kalbe devâsın sen, bulunmaz bir şifâsın sen Muazzam bir sehâsın sen, dilersen rû-nümâsın sen Habîb-i Kibriyâ’sın sen, Muhammed Mustafâ’sın
Nasip ve kısmet varsa, imkan kendi kendine ortaya çıkar. Yaman Dede
474 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
’Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk’’* (İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acıları ile şerha şerhâ olmuş bir kâlp isterim.) Gözyaşlarını tartan oldu mu hiç? Kaç yıl eder, ruhu şakaklardan seyreden bir keder? Karanlıkta yastığın hangi ipliğinden sızacagını iyi bilen, tamı tamına iki damla, 'düşmekten'
Yaman Dede
Yaman DedeMustafa Özdamar · Kırk Kandil Yayınları · 200837 okunma
Reklam
salât ve selâm onun ve onun âl ve ashabının üzerine olsun... ﷺ
❁ Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Rasûlallah Nasıl bilmem bu nîrâne dayandım yâ Rasûlallah. Ezel Bezmi’nde dinmez bir figândım yâ Rasûlallah Cemâlinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallâh... ❁ • Yaman Dede 🥀
346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yaşar ailesiyle birlikte Ankara‘nın Dökülcek köyünde yaşıyor. En çok dedesini seviyor bu dünyada. Dedesi Elvan Çavuş da yaman bir ihtiyardır hani. Dayanamaz haksızlığa. Sözünü sakınmaz hiç kimseden, ipe götüreceklerini bilse de. Yaşar'ın kırda bulup "elcik" ettiği bir kekliği vardır. Kafesini açıp salsa da, birkaç gün sonra bulur evin yolunu, yalnız koymaz Yaşar‘ı. Gerek Dökülcek gerek civar köyler Amerikalıların av alanıdır o dönemde. Yabandomuzu avlar bir kısmı, bir kısmı da keklik diye tutturur. Günlerden bir gün, Yaşar‘ın babası Seyit bir Amerikalı avcıyla tanışır. Daha ilk görüşte vurulur Yaşar‘ın kekliğine bu Amerikalı. Seyit de, kâh çevrenin baskısıyla kâh kendisine iş bulur umuduyla, gizlice aldığı kekliği gidip Amerikalı‘ya hediye eder. Yaşar ve dedesi Elvan Çavuş üzülürler buna. Kekliğin peşinden, her şeyi göze alıp, Ankara‘nın yolunu tutarlar. İşte asıl bundan sonra, dede torun insanın insana yaptığı zulüm neymiş bizzat yaşayarak görürler. Fakir Baykurt bu romanında bize, kayırmacılığın, haksızlığın, ahlaksızlığın, hukuksuzluğun alıp başını gittiği bir memlekette, biri genç biri yaşlı iki yüreğin her şeye rağmen nasıl doğrudan, güzelden ve adaletten yana atabildiğini anlatıyor. Görünürde olay örgüsü keklik üzerinden ilerlese de daha derinde ABD emperyalizminin ve onun yerel işbirlikçilerinin yurdumuzu nasıl sömürdüklerini, dönemin siyasilerini ve sağ iktidara olan eleştirisini de çok net gözler önüne serilmiş.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008451 okunma
TÜRK Birileri bîhaber Türkün çağından Sis yürümüş bursa ulu dağından Çıkarmıştır nice devlet büyüğü Varlığına bolluk katmış yaradan Cesur Türkün kalbi görsen pek yaman
Anladım ki O'nun sadece lütfu var, biz bazısına kahır diyoruz. •Yaman Dede
660 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.