Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gülümse
O bakmadığın mesaj belki son mesajdır, açmadığın arama son arama, ya da ertelediğin her ne ise belki de bir daha olamayacak bir şeydir. Sondu belki de o hiç yere yaptığın kavga. Belki son kez pencereden Ay'ı izliyor, ya da ufukta birilerinin yolunu son defa gözlüyorsun. Halini hatırını sormadığın birine belki de bir daha hal hatır soramayacak yahut sorsan da cevap alamayacaksın. Hiç düşündün mü bunları... Özlediysen ara sor, küstüysen ondan bekleme sen barış, inadında değil, ihtiyaç yoksa bile imdadında yarış. Bırak doğrulara yenik düşsün her yanlış. Belki de yanlış bildiklerin sadece istemsiz birer yanılış. Sevgi ile dokun; dağa, taşa, insana, hayvana ve hatta başındaki telaşa... Unutma ki bu hayatta dokunduğun her şey aynandır. Gösterdiğin ne ise onu görürsün. Gülümse... Kays Mahfi
Bizim dilimizde, Türkçede doğru doğuru'dur; yanlış ise yanılış. Gerek kâinatın düzeninde, çekip çevrilişinde ve gerekse toplumun biçim alışında, işleyişinde doğurucu olan, verimli, üretken, bereketli olanı doğru sayıyoruz veya saymamız gerekiyor. Doğru demek hayatın savunulması demektir. Buna karşılık yanlış bir bütün olarak tabiatı ve toplumu asıl doğrultusunda seyretmekten alıkoyma, onu yana çekme, yan'lılaştırarak yolundan saptırmadır. Dünya hayatı dediğimiz oyunda yananlar yanılışa uğrayanlardır.
Reklam
İnsanlar sevmediğimiz şeyleri yaptığında ya da düşündüğünde ona verdiğimiz tüm payeleri geri alırız. O halde insanlara paye dağıtırken çok dikkatli olmalıyız. Zira her yanılış söylemi aslında sizin kendiniz ile ilgili bir eksikliğin göstergesidir.
Ne kadar haksızsınız! Ama garip bir şey, ben size haksızsınız diyemiyorum. İnsanları umursamamak? Evet öyle de denebilir. Ama garip şey,ben insanlara karşı aşırı derecede önem ve değer verdiğim için böyleyim;bunu da ben biliyorum. İnsanlara bu kadar değer vermeseydim,bana ne eşekliklerinden, yanılış ve yanlışlarından der geçerdim. Doğrusu da bu olurdu. Yapamıyorum ama...dert ediniyorum onları. Onların küçülüşlerinde,aptallıklarında onurum inciniyor. Bu da size..sizlere gurur çılgınlığı gibi geliyor.
Yalnızlar
Yalnızlar
Tarık Buğra
Tarık Buğra
Bizim dilimizde, Türkçede doğru doğuru'dur; yanlış ise yanılış. Gerek kâinatın düzeninde, çekip çevrilişinde ve gerekse toplumun biçim alışında, işleyişinde doğurucu olan, verimli, üretken, bereketli olanı doğru sayıyoruz veya saymamız gerekiyor. Doğru demek hayatın savunulması demektir. Buna karşılık yanlış bir bütün olarak tabiatı ve toplumu asıl doğrultusunda seyretmekten alıkoyma, onu yana çekme, yan'lılaştırarak yolundan saptırmadır. Dünya hayatı dediğimiz oyunda yananlar yanılışa uğrayanlardır.
Bizim dilimizde, Türkçede doğru doğuru'dur; yanlış ise yanılış.
Reklam
bende artık yazım kurallarına önem vermiyorum saten vertik te noldu herzeyi yanılış yazacım artık çünkim herkez gibi oluyımki mütlu ölayım
Acının sınırı olur muydu? Acının tarifi olur muydu? Peki acının ilacı olur muydu? Yanılış ilaç daha çok yara yapar mıydı?
Hayır, özgürlük istemiyordum. Sadece bir çıkış yolu; sağdan, soldan, nereye olursa olsun; başka hiçbir talepte bulunmuyordum; çıkış yolu bir yanıltmacaysa varsın olsundu; istek küçüktü, yanılış daha büyük olamazdı.
Tümevarımsal Mantığın Eleştirisi
Popper'in tümevarımsal mantığa yönelttiği eleştiri üç bölüme aynılabilir. 1-Popper, öncelikle, (Hume gibi), belirli bir ampirik kuramının belirli bir olasılığı olması gerektiğini söyleyen bir önermenin kendisinin de ampirik bir önerme olması gerektiğine işaret eder. Dolayısıyla bu önermenin de ampirik bir olasılığı olacağına göre, onun da olasılığını belirleyecek yeni bir tümevarımsal mantık gerekecektir. Bu durumda yeniden belirli bir olasılığı olan yeni bir ampirik önermeyle karşılaşılacak ve bu sonsuza kadar böyle gidecektir. Tümevarımsal mantığın, tümevarımsal mantıkta ele alınmayan ampirik önermelere dayanması gerekir. 2- Mantıkçı pozitivizmle ilgili bölümde, tümevarımsal mantıkla ele alınacak kuramlara, tümevarımsal mantığın yardımıyla kanıt önermelerine bağlanışından önce, belirli bir olasılık verilmesi zorunluğu üzerinde durmuştuk. Popper'a göre, olasılığın, örneğin yanılış kuramların olasılığının sıfır ve doğru kuramların olasılığının "bir' sayılması gibi, bazı akla uygun koşullara dayandırılması halinde buna olanak yoktur. Tümevarımsal mantık asla gerçek kuramlara uygulanamaz. 3-Bu, olanaklı olsa bile, arzu edilecek bir şey değildir. Çünkü olası kuramlara değil, olası-olmayan kuramlara gerek vardır. Pop- per'in görüşü yalnızca görünüşte paradoksaldır. Tümevarımsal mantıkta, kuramların, bunlara belirli bir olasılık veren kanıt önermelerle ilişkisi kurulur. Kuramların, önermelere uygunluğu arttıkça, olasılıkları da yükselir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
İnsanoğlu kendi varlığında bir bağımsızlık özelliği algıladığında, yapıp etmelerinde kendine mahsus, kararı kendinin verip uygulayabildiği bir iktidar alanı bulunduğunu sandığında kendini Allah karşısında bir taraf, bir "yan" kabul eder. Hakk'ın kendinden sadır olduğu zannına kapılır. Bağlantılı kılan ilkeye tabi olmaksızın doğru davranabileceği görüşü edinir. Bu yan'a çekilme tutumu yanılıştan, yanlıştan başka bir şey değildir. Bu yanılış bir bozulmadan ibaret olduğu halde, taraf olmada inat eden insan heva ve heveslerini Allah'a doğrulatma çabasına girişir.
Sayfa 35 - Şule - 1998
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.