#ŞekerPortakalı
#KitapYorumu
#SayfaSayısı182
Selam millet, benim adım Zeze. Beş yaşında; sevgiye susamış, minnak bir çocuğum ben. Çok fakir bir aileye mensubum. Babam işten atıldı, annem ise gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Ailemin durumu beni çok üzüyor. Üzülmemdeki sebep fakirlik değil aslında, para bi türlü kazanılır. Mesela babamı mutlu
Öncelikle kitabı 4-5 kere yarım bırakmışlığım vardır.Hakkında yakın çevreme çok ağır eleştiriler yapmışlığım olmuştur.
Bir gün kitaplığın rafında yeniden gözüme takılmasıyla başladı her şey.Dedim ki ey Oğuz Atay sen mi büyüksün ben mi ? Seni okuyacağım oğlum,senin yatak odana gireceğim,gizli kapaklı ne varsa ortaya çıkartacağım.Başladım yeniden
"Ah, ne delilikler yaptım bir bilsen! Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, dairene girmeden önce fırlatıp attığın izmaritini çaldım ve onu, dudakların değmiş olduğu için kutsal bir nesne saydım..."
Yapmışlığım vardır,,,
"Ah, ne delilikler yaptım bir bilsen! Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, dairene girmeden önce fırlatıp attığın izmaritini çaldım ve onu, dudakların değmiş olduğu için kutsal bir nesne saydım..."
Yapmışlığım vardır,,,
"Ah, ne delilikler yaptım bir bilsen! Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, dairene girmeden önce fırlatıp attığın izmaritini çaldım ve onu, dudakların değmiş olduğu için kutsal bir nesne saydım..."
İlk defa katıldığım bir seminerde konuşmacı olarak dinlemiştim yazarı. Benim gibi sosyoloji mezunu olduktan sonra para meraklısı üniversitelerin açtığı kursla değil de psikolojide yüksek lisans yaparak aile danışmanlığına adım atmış. Bu süreçte de kendisine gelen aileler ve sorunları üzerine, evliliğe ve öncesine dair başlıklar oluşturmuş.
Kitap, dil olarak çok akıcı, psikolojide her hastalığa verilen karmaşık isimler yok. Sorunların adı geçimsizlik, huysuzluk, kibir, bencillik gibi hepimizin alışa geldiği klasik insan modellerini oluşturan türden. Buda okuyucuyu zora sokmadan sürece dair fikir sahibi yapıyor.
Kitabın bir çok yerinde "hakikaten de öyle, ne gereksiz detaylar, bak bu doğru!" gibisinden tepkiler verebildiğim için tavsiye ederim. Ama yazarın da dediği gibi "evlenmeden mutlaka okuyun, hatta başucu kitabınız olsun mutlaka" falan da demem yani.
Kendini hazır hissediyorsa bir insan, toz pembe gözlükle işlerin yürümediğinin de farkındaysa, e bir de kendi kafasına uyanı bulduysa çok da abartıya kaçmadan kursun yuvasını ne diyim.
Kırk gün kırk gece düğünle, çevreye özenip kocama/karıma sunumlar/sürprizler yapmam lazım kafasıyla, kalplerle, emojilerle yürümüyor bu işler:) tüm arkadaşlarını evlendirip de bu süreçlerine yakından şahit olan biri olarak kitap bana çok da bir şey katmadı. Sonuçta unvansız da olsa çok danışmanlık yapmışlığım vardır. Şu zamana kadar da boşanan olmadıysa iyi iş çıkarmışım demektir :))
Denizli'li amcamızın dediği gibi "çok tepkiliyim"
Okuduğum tam olarak neydi ? Masal mı, kişisel gelişim klavuzu mu yoksa "Hayal kırıklığı mıydı?"
Evet, çok popüler olan bu kitap "hayal kırıklığı" intibası bıraktığı üzerimde. Hoş, popülaritenin bir ölçütü olmadığı için bazen duvara toslamak da mümkün.