Dünyanın bunu değiştirebileceğini düşünürken savaşın kanlarda akan değil düzeni koruyan olduğunu gördüğünde anlarsın. Yani birileri kim için ölüyor. Ortak bir mutluluk var ama kimin savaşta ölenler, kim ve kimi yaşatıyorlar. Haklarını almak değil kendine hak yaratma çabasıdır savaş.
Tugaba
@Tugaba
·
26 Mart 13:28
".....durup dururken barış istiyorsa art niyeti var demektir."
“Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.”
(Kamer, 54/49)
Mesaj:
205. Her şey Allah tarafından yaratılmış olup bu yaratma bir sisteme ve düzene göre gerçekleşmiştir, gerçekleşmektedir.
206. Kâinat boşuna yaratılmamış, her şey bir amaç için yaratılmıştır.
207. Kâinattaki mükemmel ölçü hiçbir şeyin kendi kendine var olamayacağını göstermektedir.
"Yaratıcılık, bilinci yoğunlaşmış insanın kendi dünyası ile karşılaşmasıdır... Varlığımızı yaratarak ifade ederiz. Yaratıcılık oluşun zorunlu bir devamıdır."
Rollo May / Yaratma Cesareti
Sevginin başka isimleri de vardır. Örneğin yaratma, yani poiesis. Yokluktan varlığa geçiş her şekilde poiesis'tir. Bu nedenle bütün sanat eserleri poiesis, sanatçılar da birer poietes'tir.
Hiçbir hakiki ilham yoktur ki dünyadan daha engin bir ruhun anormalliğinden çıkmasın... Bir Shakespeare'nin ve bir Shelley'nin sözlü yangınlarında, kelimelerin külünü hissederiz; bir evren yaratma imkansızlığının düş kırıklığını ve kokusunu...
Din tüccarlarının öne sürdüğü sahte hadisler, insanları gerilemeye götürmektedir. Çünkü derler ki "Şu duayı yatmadan 7 kere okursan, istediğin anında gerçekleşecektir" derler, bu durum karşısında insanlar akşama kadar alkol kullanıp aynı zamanda zina ve tembellik yaparak akşam bahsettikleri duayı okuyup muvaffakiyet kazanmayı arzularlar. Haddi zatında yanlış yönlendirmenin nihai sonucunda gericilik, yeniye düşman olma, emek sarf etmeden istenilen şeye sahip olma gibi arzular tezahür eder. Unutmayınız yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de akıl, düşünme ve yaratma ihtiva eden 70 tane ayet bulunmaktadır.
Tebaadan vatandaş yaratma sınavını veremeyen Osmanlıların başarısızlığının nedeni, savaşlardan ve krizden bir türlü başını kaldıramamasıdır. Tanzimat'tan beri uygulamaya konan Batılı reformlar, klasik düzene dokunmadan, ona paralel olarak tesis edilmiştir. Osmanlılar, bu reformları devlet eliyle destekleyerek, zamanla devletin , toplumun ve hukukun tamamıyla modernleşmesini ummuşlardır. Zaten başka türlüsünü yapmaya da güçleri yetmemektedir. Oysa memleketi kurtarmanın getirdiği prestije ve Batılı devletleri dize getirmenin yarattığı bir hareket alanına sahip kararlı bir lider olarak Mustafa Kemal, onların yapamadığını başarma şansına sahiptir.