Osmanlı cemiyeti iki çeşit softa yetiştirdi: Biri, şeriatçı softa, diğeri, Avrupacı softadır.
Bunların ikisinde de milletin şahsiyet ve asaletini koruma ve onun namına şahsiyetli
ve asliyetli bir fikir ve kültür yaratma hassası yoktur. İkisi de yabancı âlemlerin esiridirler.
Bu esareti bir şeref ve milletin benliğini ve özlüğünü yadırgamayı da bir meziyet
sayarlardı.
Yani kitapların başları sıkıcı geçip sonlara doğru heyecan yaratma olayı beni çok sinir ediyor. Neredeyse bir aydır elimde süründü kitap. Yarım bırakmamak için her gün 20 sayfa dahi olsa okumaya çalıştım. Son 100 sayfanın akıcı ilerlemesi işimi kolaylaştırdı.
Büyük düşünceler, dünyaya güvercinler gibi sessizce konar. Şayet kulak verirsek, medeniyetlerin ve ülkelerin neden olduğu karmaşanın ortasında, yaşamın ve umudun yumuşak bir kanat çırpışı kadar hafif gürültüsünü duyabiliriz.
Adaleti ararken özgürlüğümüzü muhafaza edip edemeyeceğimizi önceden bilmenin bir önemi yoktur. Asıl önemli olan, özgürlük olmadan hiçbir şeyi gerçekleştiremeyeceğimizin, ufukta görünen adalet ve eski çağlara özgü güzelliklerin ikisini de aynı anda kaybedeceğimizin farkına varmaktır.
Varoluşçu felsefe temelinde eserler veren Emre Timur’dan okuduğum 4. kitap Ödev: tin ve determinizm üzerine denemeler. Yazar ile düşüncelerini kaleme aldığı felsefe kitabı Us ile tanışmıştım. Ödev yine varoluşçuluk temelinde yazarın düşüncelerini kaleme aldığı, bir mukaddime (sunuş) ve beraberine 61 adet deneme içeriyor.
Emre Timur kalemi ile
İnsanlığın gelişiminin hikâyesi, düşünme ve yaratma becerimiz ile başlar. Bu, insanı diğer hayvanlardan ayıran șeydir. Fakat aynı
zamanda düzenli olarak kendimizi aptal durumuna düşürmemize de sebep olur.
Tercihi yüzünden onu yargılayamazdım. Ama o an kendi adıma aynı tercihi yapamayacağımı anladım. Uğruna didindiğim her şey, onca yıllık çalışmalarım kendim için şu yegane önceliği satın alabilmek içindi: Babam tarafından bana verilen doğrulardan fazlasını görüp deneyimlemek ve o doğruları kendi aklımı inşa etmek için kullanmak. Kendini yaratma denen şeyin merkezinde birçok fikri, birçok tarihi, birçok bakış açısını değerlendirme yetisi yatıyordu. Şimdi teslim olmak demek bir savunmadan çok daha fazlasını kendi aklımın velayetini yitirmek demekti. Ödemem gereken bedel buydu, şimdi anlıyordum. Babamın içimden defetmek istediğini şey iblis değil bendim.