Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
9/10 puan verdi
Yaratmanin da bir tehlike oldugunu, eylemlerimiz dogrultusunda toplumu ne yonde etkileyeceginin onemli oldugunu,sanat icin sanat anlayisinin bencil bir durus oldugunu,sanatin anlamini ve bizim ona yukledigimiz anlami,sanatcinin durusu ve kimligi gibi onemli noktalara deginmis Albert Camus.1957 Nobel odul toreni yemegi sonrasi stockholm'daki Hotel Ville'de gerceklesen konusmasi ve yine 1957 de Uppsala Universitesinde verdigi konferans birlestirilip oyle sunulmus okuyucuya.Albert Camus gibi bircok sanatcinin sanat hakkinda bir tanimi var ve farklilik gosteriyor ama herkesin hemfikir oldugu birsey var ki sanatsiz hayatlarimiz tam olarak varolamaz.
Yaratma Tehlikesi
Yaratma TehlikesiAlbert Camus · Can Yayınları · 2021742 okunma
Allah
O istemedikçe saba rüzgarı gül perdesini açamaz ve rüzgar şimşir ağacının saçlarını sallayamaz. Onun hükmü olmaksızın zümrüt akike dönüşmez. Onun yaratma kudreti olmazsa lale şebnemle dolmaz
Reklam
Rusların Paris Hakkındaki Görüşleri
Fransızların sahte ve sığ oldukları fikri yaygınlaşmıştı. Karamzin için Paris, "yüzeysel ihtişam ve cazibenin" başkentiydi, Gogol için ise "hile ve açgözlülük cehennemini gizleyen ışıltılı bir yüzey". Viazemski, Fransa'yı "aldatmaca ve sahtelikler diyarı" olarak resmetmişti. Denetçi ve edip Alexander Nikitenko, Fransızlar için şunu yazmıştı: "Tiyatro aşkı ve bunu yaratma inancı ile doğmuş gibi görünürler ama şovmenlik için yaratılmışlardır. Duygular, prensipler, onur, devrim, hepsine bir oyunmuş gibi bakıyorlar. "
Sayfa 97
Edilgin duygu (işlevi) özel bir içerik tarafından tahrik edilip çekilerek, öznenin duygularını bu içeriğe katılmak zorunda bırakır (...) Etkin duygu (işlevi) özneden yapılan bir değer aktarımıdır, bu yüzden de bir yönü vardır ve istemin bir edimi sonucu ortaya çıkar.
Düşünme yeteneği olan her genç madde bağımlısında olduğu gibi gerçeklerden kaçarak karakteristik bir kitap okuma bağımlılığı yaratma konusunda eğilimim var.
Yeni Osmanlılardan, Jöntürklerden bu yana aydınlarımızın bağlandıkları fikirlerde birkaç ortak nokta bulmak mümkün. Bunlardan en belirli ikisi laiklik eğilimi ve seçkin bir grup yaratma özlemi olmuştur.
Reklam
Aşk yani libido, yaşama tutkusunun aşkı, güvenilir ve kuşku­lardan uzak, baştan başa özgür bir aşk değildir. Ruhsal bakımdan temize çıkarılamaz. Yalnız yaratıcı aşk kendini haklı kılabilir. Ya­ni babalık aşkı, doğurucu aşk, yaratma istek ve iradesi. İşte ola­ğanüstü, yetkin aşk bu. Kendini koruma değil, başkasını yaşatma isteği.
*** Yaratma eylemi ümitlerimizi, kanaatlerimizi, kuşkularımızı, fikirlerimizi dışa vurma şeklimizdir. ***
Sayfa 47 - Kırmızıkedi Yayınları, 2018, 1.baskıKitabı okudu
Yaşamın en derin sırrı; yaşamı keşfetme süreci değil, yaratma sürecidir. Kendinizi keşfediyorsunuz, kendinizi yeniden yaratıyorsunuz. Bu yüzden kim olduğunun arayışı yerine, kim olmak istediğini bilmemenin arayışına gir.
“Çocuklar sınırların farkına varmaya, topu kendilerinden farklı bir şey olarak yaşadıklarında başlarlar; anne her ağladıklarında kendilerini beklemediği için onlar için sınırlayıcı bir etmendir. Bu gibi bir çok sınırlayıcı deneyimden geçerek, kendilerini diğerlerinden ve nesnelerden farklılaştırma yetisini ilerletmeyi ve hazzı ertelemeyi öğrenirler. • Hiçbir sınır olmamış olsaydı, bilinç de olmazdı. •
Sayfa 137Kitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.