Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tıpkı bir şairin birkaç yıl sonra eline mikrofonu alıp şiirini okurken değilde, şiirini yaratma sürecinde şair olması gibi, suçlu da suçunu işlediği sırada suçludur.
Bir tükeniş ikliminde yaşarız: Yaratma, uydurma, imal etme fiili, kendi başına değil kendini takip eden boşlukla, düşüşle anlamlıdır.
Reklam
122 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Başucu kitabı niteliğinde
Bu kitap Meksika kızılderilileri tarafından uygulanan Toltek bilgeliği öğretilerinden dört anlaşmayı içerir. Anlaşmalar basit ve herkesin anlayabileceği niteliktedir. Birinci anlaşma; Kullandığın sözcükleri özenle seç İlk anlaşma dört anlaşmanın en önemlisidir. Sadece bu anlaşmayla bile dünyadaki cennet denilen varoluş boyutuna erişilebilir. Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Yaratıcı gücünüzü sözle ifade edersiniz. İkinci anlaşma; Hiçbir şeyi kişisel algılama Etrafınızda olan biten hiçbir şeyi kişisel algılamayın. Bireysel önemlilik yada kişisel algılamak, bencilliğin en üst düzeydeki ifadesidir. Çünkü her şeyin “kendimizle ilgili” olduğunu varsayarız. Üçüncü anlaşma; Varsayımda bulunma Varsayımlarda bulunmanın problemi, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Varsayımda bulunuruz, yanlış anlarız, kişisel algılarız ve hiç yoktan koskocaman bir drama yaratırız. Dördüncü anlaşma; Daima yapabildiğinin en iyisini yap Bu anlaşma, diğer üç anlaşmanın kalıcı alışkanlığa dönüşmesini sağlayan anlaşmadır. Dördüncü anlaşma ilk üçün aksiyonudur. Akıcı bir dille yazılmış başucu niteliğinde olabilecek ve tekrar tekrar dönüp bakılacak bir kitap…
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
Başarılı sanatçı babaların çocuklarının da aynı şekilde başarılı sanatçı olduğu çok enderdir ve sanırım bunun nedeni belki de, daima, muhtemelen biraz da gündelik gerçeklerden kaçma isteği olan yaratma dürtüsünün -çağdaş eğitim teorileri ne derse desin- duygudaşça ve "yaratıcı" bir çocukluk ortamından ziyade, tam tersi, doğal güdülerin budanması ve kısıtlanmasıyla beslendiğidir.
"Her yaratma edimi, ilk önce bir yıkma edimidir."
Ne zaman bilimde önemli bir fikrin, ya da sanatta önemli bir biçimin öne çıkması söz konusu olsa, bu yeni fikir bir yığın insanın entelektüel, tinsel dünyalarının sürmesini sağlayan özü yıkar dağıtır.
Bilim adamları henüz rahim kadar sıcak bir yuva yaratamadığımızı ifade ediyor. Çabalıyoruz; hepimizin evleri bu sıcak yuvayı yaratma çabasıdır. Bize o hissi vermesi için su yatakları alıyoruz. Küvetlerimiz var; bir küvette uzandığın zaman bir bebeğin yaşadığı hisse yaklaşabiliyorsun.
Reklam
Ve bu arada hiçbir fırsatı kaçırma, ne zaman karşına bir fırsat çıksa üzerine atla. Her zaman yaşamayı seç. Her zaman bir şeyler yapmayı seç; asla geri çekilme, asla kaçma. Bir şeyler yapma, bir şeyler yaratma fırsatı karşına çıktığı zaman bunun keyfini çıkar.
Yaşamın en derin sırrı; yaşamı keşfetme süreci değil, yaratma sürecidir.
Bonne journée...
"Sanat dünyanın bizim ölçülerimize sığdırılmış düşsel gerçekliği olan sanat, böyle özgürleşir: artık bir taklit değildir, çünkü tüm modeller yok olmuştur, sanat, yaratılmış bütünlüktür artık, çünkü metafizik alanların doğal bütünlüğü ebediyen yıkılmıştır." 📚 Roman Kuramı – George Lukas Sanat meydan okumadır, sanata yönelen insanlar, sanattan beslenen insanlar, sanatın çoklu boyutuna tahammül edebilen insanlar ve elbette sanat yaratma cesareti gösteren insanlardır, hayata anlam katanlar. Hayatın akışı yataydır: Beslenmek, barınmak, ilişkiler hepsi hayata dahildir,yataydır. Sanat ise hayal etmek, düşünmektir, fark yaratarak yeniden boyutlandırmaktır. Yatay hayattan beslenen insanın yeni bir cesaretle başka bir boyuta geçmesidir. Sanatı sanat yapan ilham vermesidir. “Picasso tablolarının İstanbul’da sergilenmesi ile aşağı yukarı aynı tarihte Bedri Baykam, İstanbul Modern Sanatlar Galerisi’nde, spermlerini sildiği ve 35 yıldır sakladığı peçeteyi sergiledi. Peçeteyi tanıtan açıklamada “Dünyanın İlk ve Tek Belgeli ‘Sanatçının İlk Spermi Sunumu’ yazıyordu. Yazının altında “3 Şubat 1971, saat 14.10 çıkışlı” diye de bir not düşülmüştü. Bedri Baykam dünyada spermli bir peçeteyi sergileyen ilk kişi olduğu için bunun bir sanat eseri olduğunu iddia etti.” 📚Yazma Cesareti – Nihan Kaya Peki sorarım: Bedri Bey’in eseri sanat mıdır...
Allahütala bütün kainata kendi ilimlerini açtı "İlmi isteyene rızkı istediğime veririm" Muazzez ilmiye çığın gılgamış çevirisinde Gılgamışın enkiye gitmesi enkininde güneş tanrıçası şamaş eşliğinde kabirdeki enkiduruyu görüntülemesi gibi. Ölümsüzlük bile şeytani ordu tarafından biliniyor araştırılıyor Piramitlerin üzerinden içindeki insana bir ışın verildiğini altının en zerre halinin vücuttaki biten polemerlere verildiğini düşünün.Kişi ruhen 80 bedenen 30 yaşına geliyor.Eksilen polemer yenileniyor =ölümsüzlük Şeytani ordunun bir amacı da Allahütalanın her an yaratma halinde olduğu bütün nötron proton kara maddelerin evrene salındığı Nur surunu yoketmek "Onlar Allahın nurunu söndürmek istiyorlar"
Reklam
Bilgisi arttıkça, öğrendiklerini işe yaratma ve paylaşma arzusu dizginlenemez hale gelmişti.
Rogers'a göre gelişmekte olan insan: * Olmadığı bir kişi olarak görünmenin ne kendine ne de başkasına faydası olduğunu iyice anlar. *İçinde hissettiğinden farklı göründüğünde, güvenilirliğini kaybedeceğini bilir. *Kendi olduğunda daha başarılı olacağını bilir. *Diğer insanların kendisinden farklı anladıkları, düşündükleri ve davrandıkları zaman da iyi ve saygıdeğer insanlar olabileceğini anlamıştır. Her bireyin kendi deneyimlerinden kendi tarzında faydalanmasının ve onların içinden kendine göre bir anlam yakalamasının yaşamın en paha biçilmez özellikleri olduğunu fark etmiştir. *Kendinin ve başka insanların gerçekliklerine kendini ne kadar açabilirse, "bir şeyleri düzeltme" telaşına o kadar az kapıldığını görür. İnsanları kalıplara sokma, yönlendirme ve kendi istediği yola sokma arzusunu o kadar az hisseder, sadece kendisi olmak ve diğer kişinin de kendisi olmasına izin vermek onu daha mutlu etmeye başlar. * Kendisi için doğru olan bir yolda ilerlediği için pişman olmayacağını bilir. * Her insan kendisini hem özgür hem de güvende hissedeceği bir ilişki yaratma çabası içindedir; bu çabanın değerli olduğunu anlar. *Maskelerinin arkasına saklı insanın yalnız insan olduğunu, hayatın anlamının maskede değil, "can"da olduğunu görür. Ortamda güven azaldıkça maskenin, güven arttıkça canın güçlendiğini bilir.
Fransız Devrimi'ne kadar benimsenmiş olan edebiyat anlayışı rızaya ve itaate dayanmıştır.
1. Birincil ihtiyaçlar: Yemek, su ve oksijen gibi biyolojik ihtiyaçlar. 2. ikincil ihtiyaçlar: Başarma, ilgilenilme ya da bağımsız olma ihtiyacı gibi psikolojik ihtiyaçlar. Buna ek olarak Henry Murray ve meslektaşlan, tüm insanlarda var olduğunu (ama her kişide farklı seviyelerde bulundu­ğunu) iddia ettiği 27 tane ihtiyaç belirledi. Bu
"yaratıcılık, bilinci yoğunlaşmış insanın kendi dünyasıyla karşılaşmasıdır.”
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.