Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tartuffe'le Mülakat
Güzel bir gece yarısı idi. Yerler yeni yağmış karla gıcır gıcırdı. Bir müddet tiyatronun önünde durarak seyircilerin çıkmasını bekledim. Muayyen bir düşüncenin insan çehresine getirdiği değişikliği görmek kadar faydalı bir eğlence olur mu? Hususuyla bu değişikliğin mekanizmasını bilirsek... Bütün bu kalabalık saatlerce dünyanın en zalim eline
Sayfa 149Kitabı okudu
Hayatın bazen çok kısa olduğu söylenir. Öyle ki, birkaç saniyeye sığacak kadar. Ancak, dolu ya da boş, kısa ya da uzun tüm hayatlar gerçekte tekdir. An değişir, ad değişir, yer değişir ama yaşanan şey tek bir akıştan ibarettir. Her akış öze dönmek, eve dönmek içindir. Akış insan olmanın kaçınılmaz, ayrılmaz paydasıdır. “Pay” da ise sadece yarım kalmamak vardır. İnsan doğuştan yarımdır. Diğer yarısını aramalıdır. Üç seçeneği vardır: Aynı kalmak için direnebilir... Mevcut durumunu dönüştürebilir... Ya da eleyebilir... Her ne kadar kendiyle kalsa da çevresiyle büyür insan. Ta ki gördüğü her şeyin kendine, kendinin de gördüğü her şeye ait olduğunu anlayana kadar. Ben olmak istiyorsa ki ister, karşı tarafa ihtiyaç duyar. Olgunlaşmadan nefes alamaz. İllüzyon korkular, gelenekler ve inançlardan kafasını çıkarsa bile insan, aldığı enerjiyi geri veremezse, boşaltamazsa, yönünü şaşırmadan duramaz. Gerçeğin, hayalin içine nüfus etmesi ve insanlığını bulma serüvenidir hayat...
Reklam
Sanat niye bu kadar güzel? Çünkü yararsız. Hayat niye bu kadar çirkin? Çünkü amaçlardan, tasarılardan ve niyetlerden örülmüş. Bütün yollar bir noktadan diğerine gitmek için çizilmiş. Kimsenin gelmediği bir yerden kimsenin gitmediği bir yere uzanan bir yol için neler vermezdim. Bir tarlanın ortasında başlayıp bir başkasının ortasında kayboluverecek bir yol yapmaya seve seve ömrümü adardım; uzatılsa bir işlev kazanacak, ama sonsuza dek yarım bir yol olarak kalıp yüceliğini koruyacak bir yola. Harabeler neden mi güzel? Artık hiçbir işe yaramazlar da, ondan. Geçmişin dinginliği mi? Olmadığı, olamayacağı şeyi bize hatırlatarak şimdiki zamana yansıtmasından kaynaklanır: Saçmalığı aşkım, saçmalığı. Ya ben, bunları söylerken – bu kitabı niye yazıyorum? Çünkü kusurlu olduğunu biliyorum. Sırf hayalde kalsa mükemmel olurdu; yazıya dökülünce kusursuzluğundan kaybediyor: İşte bunun için yazıyorum onu.
Can Yayınları
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Yaşamınızın kontrolü sizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne
Çocukluğumuzun ve ilk gençliğimizin değişmezlerindendir üç numara saçlar. Bir kuaförün önünde oturup da uzun uzun saçımızı nasıl kesmesi gerektiğini anlatmak gibi bir lüksümüz olmadı hiç. Tek bir cümle sarf ettik.Kısa ve basit bir cümlecik; ''üç numara olsun'' istenmeden, bilmeden söylenmiş, ağız ucuyla, kısın bir sesle, yarım yamalak
Geri14
72 öğeden 61 ile 72 arasındakiler gösteriliyor.