Fatma Erdek'in kitaplarını beğeniyorum.
Bu kitabı da şahaneydi.
Kitabın konusuna gelince; yarım kalmış bir aşk nlatılıyor.
Nehir, daha 19 yaşında iken babsının yanında çalışan Eser'e aşık olmuş hatta nişanlanmışlar ama Nehir eser'den ayrılmış.
15 yıl sonra Eser Nehir'in babasının israrı üzerine gazetenin ve diğer yayın organlarının başına Ceo olarak gelir. Nehir ile Eser'in karşılaşması ve daha bir sürü olay..
Eser hala ilk günkü gibi Nehir'e aşıktır ama bir o kadarda Ondan nefret ediyor ve Nehir ise hem aşık hem de pişmandır....
İyi okumalar....
Yeni neslin çok ta aşina olmadığı, eski devirlerde yaşayan insanların telgraftan sonra gelen tek haberleşme kaynağı. Özellikle sevgiliye yazılan mektuplar...Söze dökülmekte zorlanılan hislerin, yazıya dökülmesiyle daha bir anlamlıdır. Boşuna dememiş atalarımız, " Söz uçar, yazı kalır. " diye.
Milena'ya Mektuplar, Kafka tarafından Milena
Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk.
Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık.
Bencil, ruhsuz ve boş gözlerle
Karşımdasın yabancı halinle..
Bu ilk değil ama daha önce
Bu son demen bu kadar koymamıştı niye..
Terk ederken yanına al kara kaplı defterini
Akıtırsın kaleminden son sözünü iki yüzünü..
Her nereye gidersen
Kendinle yüzleşirken kimse duymaz yalan söyle
Terkettiğin şehirler yarım kalmış şiirler
Sustukların büyür içinde..
(Gripin - Sustukların Büyür İçinde)
youtube.com/watch?v=bDuZ02l...
"altın dişli fahişeler urfa’da bir barda gülümseyen
kankırmızı gülümseyen gümüş saplı el aynalarına
uyanıp geceyarıları su içmek istediğim uykulu ellerinden
her akşam üstü zihinlerinden mermi hızıyla geçtiğim
kimsenin görmediği ünlemler çizerek titrek dudaklarına
hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim
bir kız vardı
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Tam 105 sayfa okudum ve yarım bıraktım. Gençliğimi yaşadığım dönem ve yaşadığım çevrede geçen olayları konu alan bir roman . Politika ile ilgilenen herkesin tanıdığı isimler var. Son derece akıcı bir dil ile anlatılmış.
Bunların hepsi artı değer taşıyor. Ancak hem o dönemde hem de şimdi politika ile fazla ilgilenmediğim için ilgimi çekmedi .
60'lı yaşlarını yaşan ve geçmişte politika ile ilgilenmiş kişilerin çok zevk alacağını umuyorum.
"Evde kal ", işte böyle yarım kalmış kitapları okumamı sağladı. İyiki de okuyorum çok heyecanlı bir kitap . Demeki ki o zaman başka konulara daha çok ilgi duyduğum için bu kitabı bırakmışım.