Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevginin birleştirici gücü...
Güçlü bir duygu olan sevgi, insanları bir araya getiren en güçlü itici güçlerden biridir. Sevginin sıcaklığı, insanların kalplerini birbirine bağlayan görünmez bir iplik gibidir. Bu iplik, zamanın ve mesafenin ötesinde uzanır, insanları birbirine yaklaştırır ve onları derin bir bağlılıkla birleştirir. Sevgi, sadece romantik ilişkilerde değil,
Sorokin'e göre zaman ve mekân şartları içinde farklı görünümler kazansa da aslında her zaman ve mekânda hüküm süren tabakalaşmanın doğal faktörlerini biraz açalım (Başak Avcılar, 1994: 51-54): 1. Birlikte yaşama gerçeği: Sorokin'e göre, sürekli birlikte yaşamak ancak bir grubun üyelerinin ilişki ve davranışlarının düzenlediği bir duşum
Reklam
Aşk, insanı hem yıkar hem kurar, dedim. Yaşamadan bilinemez ki, dedi. Dünya bir mucize, dedim. Bu da bilinemez yaşamadan. İnsan sevgisizlikten geliyor sevgiye sanırım, dedim. Ama bu, bir gölün kendini boğmasına benziyor! Yaşamak nasıl bir şey sanıyorsun, dedim. Uzandı, yorgun aklımdan öptü. Yorgun elimden tuttu.
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle
Biliyor musun, yaşamak ölümden sonra da süren bir mu­cize gibi gelir bana.
Sayfa 37 - PDFKitabı okudu
" O vücut ve o yüz, bir daha dünya üzerinde görünmeyecektir. Binlerce, milyonlarca, milyarlarca kadın doğacaktır ; ama bütün doğacak kadınların arasında o bulunmayacaktır. Ama bu nasıl olur? İşte, insan bunu düşünürken deliriyor. "
Sayfa 115 - Arkhe Yayınları, 1. Baskı, İstanbul -2013Kitabı okudu
Reklam
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
"Hakiki mücevherler almayan bir kadının bütün süsü, güzelliği ve zerafetidir.Bu da muhakkak ki mücevherlerin en nadidesidir."
Kayıp Zamanı Yakalayan Benlik Bu sefer bana mutluluk veren çeşitli izlenimleri birbiriyle karşılaştırarak bu mutluluğun sebebini tahmin etmeye başlamıştım; hepsinin ortak özelliği, tabağa çarpan kaşık sesini, döşeme taşları arasındaki yükseklik farkını, madlenin tadını, hem şimdiki anda, hem de uzak bir geçmişte hissetmemdi; o kadar ki, geçmiş, şimdiki zamana el koyuyor, hangisini yaşamakta olduğum konusunda beni tereddüte düşürüyordu; aslında, bu izlenimlerden haz duyan benliğim, izlenimin hem geçmişteki bir günde, hem de şimdi sahip olduğu ortak özellikten, zamandışı oluşundan haz duyuyordu; bu benlik, sadece şimdiki zamanla geçmiş arasındaki bu özdeşlikler sayesinde, yaşayabileceği yegâne ortamda bulunabileceği ve nesnelerin özünü tadabileceği zaman, yani zamanın dışında ortaya çıkıyordu. Bilinçsiz olarak küçük madlenin tadını tanıdığım anda ölüm konusundaki endişelerimin dağılması bu şekilde açıklanabilirdi, çünkü o andaki benliğim, zamandışı bir benlikti, dolayısıyla gelecekteki değişimlere kayıtsızdı. Bu benlik sadece nesnelerin özüyle besleniyordu ve hayal gücü işin içine girmediği için duyuların bu özü kendisine sunamadığı şimdiki zamanda besinini sağlayamıyordu; eylemin yöneldiği gelecek, bize bu özü bağışlar. Bu benlik, sadece ve sadece eylemin, anlık hazzın dışında, bir benzerlik mucizesi sayesinde şimdiki zamandan kurtulabildiğimde belirmiş, kendini göstermişti bana. Hafızamın ve zihnimin asla başaramadığı şeyi, eski günleri, kayıp zamanı yakalamamı, bir tek bu benlik sağlayabilirdi.
Biliyor musun yaşamak ölümden sonra da süren bir mucize gibi gelir bana.
Sayfa 37 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
"- Bence siz bir papazdan bile daha çok inanıyorsunuz. - Kime? Ona mı? Şimdi beni dinle. -Kirillov durdu; öfkeli, kımıltısız bakışları önündeydi. Şu yüce düşünceye kulak ver: Bir gün dünyanın orta yerine üç haç dikildi. Bu haçlardan birine gerili olanın o kadar güçlü bir inancı vardı ki, yanındaki haçta gerili olana 'Bugün benimle cennete gideceksin,' dedi. Gün batarken ikisi de öldü; ne cenneti gördüler, ne de yeniden dirilişi. Söylenen gerçekleşmedi. Kulağını aç: Bu adam, dünyanın en yüce varlığı, dünyanın varoluş nedeniydi. Dünya ve onun üzerindeki her şey, bu adam yoksa eğer bir çılgınlıktan başka bir şey değildir. Ondan önce de, ondan sonra da Onun gibisi olmadı; olamaz da; bir mucize bile var edemez onun gibisini. Zaten mucize de, bugüne dek onun gibi birinin olmaması ve bundan sonra da olamamasıdır. Doğa yasaları eğer Onu, kendi yarattığı mucizeyi bile esirgeyemeyip Onu yalanlar içinde yaşamak ve bir yalan uğruna ölmek zorunda bıraktıysa, o zaman tüm yeryüzü yalandan ve budalaca bir güldürüden, gezegenin tüm yasaları da şeytani bir vodvilden başka bir şey değil demektir. Bu durumda yaşamak neye yarar... ne uğruna yaşanacak? Hadi, yanıt ver de göreyim!"
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Biliyor musun, yaşamak ölümden sonra da süren bir mucize gibi gelir bana.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.