Sırf seyretme zevki uğruna yaramı deşmemi istiyorsunuz edeta, iyileştirme niyetiniz, gücünüz olmaksızın
Sayfa 179Kitabı okudu
Hastasına, hiç yaşama şansı kalmadığını söyleyen bir dokto- run, hastasmın iyiliğini düşündüğü savunulabilir mi! Her şey bir yana, hastasına böyle bir şey söyleyen bir doktor aslmda kor- kunç bir varsayımı dile getirmektedir: Hastayı sağlığına kavuş­ turacak olan tek şey doktorun gücüdür! Bir hastaya öleceğini söylemek, onu lanetlemekle eş anlamlıdır; bunun kara büyü yapmaktan hiçbir farkı yoktur. Hasta buna inanır ve inandığı şey de gerçek olur. Bedenin kendisini iyileştirme gücüne zihnin nasıl bir etkisi olduğu çok iyi biliniyor. Elbette doktorlar, bedenin kendi kendi- ni iyileştirmede önemli bir güce sahip olduğu gerçeğini kabul edecek en son insanlar olacaklardır. Bir doktorun, hastasına kor- kunç sonunu söylemesi değil, geleceğini planlamasında ona yar- dım etmesi gerekir. Hastayı, amansız bir hastalığa yakalanmış olduğu ve doktorun sihirli değneğinin pek işe yaramadığı konu- sunda bilgilendirmek başka bir şeydir; ona, sonunun geldiğini ve bunun kaçınılmaz olduğunu söylemek bambaşka bir şeydir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Kafka bu duruk evrene görülmedik bir biçim altında umudu sokacaktır. Bu bakımdan, Dava ile Şato aynı yönde gitmezler. Birbirlerini tamamlarlar. Birinden öbü­rüne doğru gerçekleştiğini görebileceğimiz belirsiz ilerleme kaçış alanında büyük bir fethi belirtir. Dava bir sorun koyar ortaya, Şato belirli bir ölçüde bunu çözer. Birincisi, nerdeyse bilimsel bir yönteme göre ve sonuca bağlamadan betimler. İkincisi belirli bir ölçüde açıklar. Dava tanıyı koyar, Şato bir iyileştirme tasarlar. Ama burada sunulan ilaç iyileştirmez. Yalnız hastalığı normal ya­şama sokar. Onu benimsememize yardım eder. Bir anlamda (Kierkegaard'ı düşünelim), onu sevdirir. Arazi ölçücü K. içini kemiren kaygıdan başka bir kaygı tasarlayamaz. Çevresindekiler de burada acı çekme ayrıcalıklı bir yüze bürünüyormuşçasına, bu boşluğa ve adı olmayan bir acıya vurulurlar. "Bana ne kadar gereklisin," der Frieda K.'ya- "Seni tanıdığımdan beri, sen yanımda olmadığın zaman ne kadar terk edilmiş buluyorum kendimi." Bize bizi ezeni sevdirten ve çıkışı olmayan bir dünyada umudu doğurtan bu yüce çare, her şeyi değiştiriveren bu beklenmedik "sıçrama", varoluşsal devrimin ve Şato'nun da ta kendisidir.
Yaramın üzerine bir bant yapıştırmıştım yapıştırmasına, ancak yaram hala oradaydı, derindi, canımı yakıyordu, beni için için kemiriyordu ve doyasıya yaşamaktan alıkoyuyordu. Bugün o yara bandını çıkarttım ve yaramı iyileştirmek için üzerine merhem sürüyorum. Yaranın izi ömür boyu geçmeyecek olsa da en azından kabuk bağlayacak.
Tolstoy'a göre ruhtaki derin bir yarayı iyileştirmek için gerekli olan tek ilaç yaşama isteğidir.
Kaybetmek
Ne kadar iyi ve düzgün biri olursak olalım, yaşamak için karanlığa ve gölgeye muhtacız. Eğer o karanlık olmazsa hayat da olmaz. Çünkü hayatın köklerinden biri de karanlıktan doğan yaşam enerjisidir; hatadan, yanlıştan, kusurdan doğan yaşama enerjisi. Biz o enerjiyi reddettikçe hayat ve huzur da bizi reddedecektir.
Reklam
269 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.