Yaşar Kemal'in Üç Anadolu Efsanesi adlı kitabı halk arasında özellikle halk edebiyatı sahasında bilinen Köroğlu, Karacaoğlan ve Alageyik efsanelerini destansı bir dille anlatıyor.Kitap bu üç ayrı halk efsanesinin birleşiminden oluşmuş..
"insan"i sevmeyi bir kez daha hatirlatiyor Yasar Kemal, insani ve dogayi
Ayancıklı Baba Yorgo Rum olduğu için gitmek zorunda bırakıldı, giderken şöyle demişti; "Türklere son sözüm: Tek meyveyle bahçe olmaz." Iste bunu anlatmis guclu kalemiyle. Mutlaka okunmali.
aklıma ılk gelen gunumuz toplumlardakı ılıskıler ıle kıyaslamak oldu. zira fedakarlık,saygı vs gıbı kavramlar kıyaslamak hıc de zor degıl hanı.efsane de olsa!!!! kım cesaret edecek pekı agrı dagına cıkmaya ?:)))
Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,2bin okunma
Yaşar Kemal 'e şüpheyle baktığım dönemlerde okuduğum ve tüm şüphelerimin bittiği kitap .. Yazmak onun işi. Okurken gözlerimi yaşartan nadir kitaplardan biriydi. 80/100
Balbay'ı Uğur Mumcu'dan dolayı çok seviyorum. Uğur Mumcu katledildiğinde Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilciliğine getiridi. O günden beri her yazdığını okuyorum. Zaten bölge milletvekilimiz. Bundan sonraki yaşantısonda mutluluklar diliyorum. İnşallah
çaldıkları ömrünü kat kat fazlasıyla ve sağlıklı yaşar...
“Aşkı tek kişi yaşar, diğeriyse kendini ona adarmış.”
“Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki insan karşısındaki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki bir meyve çekirdeği, özünde ağacını barındırıyorsa, şu ‘Nokta-i Süveyda’ adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür, yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye, ‘Kara Sevda’ denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden, savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda, bu kara lekeden gelir ve Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi, ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim.”
Korku mu sevgi mi? Hayatımızda SIKLIKLA aşağıdaki hangi belirtiler tezahür ediyorsa, o duygu hayatımıza daha çok hükmediyor demektir.
Korkular hasta eder, sevgi iyileştirir.
Korku yüreği daraltır, sevgi genişletir.
Korku zihni bulanıklaştırır, sevgi netleştirir.
Korku endişe üretir, sevgi huzur verir.
Korku kısıtlar, sevgi yaşar ve yaşatır.
Korku hiyerarşiktir, sevgi eşitlikçidir.
Korku ayırır, sevgi birleştirir.
Korku yok edicidir, sevgi yaratıcıdır.
Korku yargılar, sevgi değerlendirir.
Korku karamsardır, sevgi iyimser.
Korktuğun birini sevemezsin.
GERÇEK saygı sevgi temellidir, korku değil.
Sevginin olmadığı her yerde korku vardır. Korku sevginin yokluğudur. Sevgi ışık, korku karanlıktır. Bir mum ışığı bile koskoca salonu dolduran karanlığı yok etmeye yeter. Bir yudum sevginin bile umutsuz bir yaşamı aydınlatması gibi.