448 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı 10 daikka önce bitirdim. Sıcak sıcak yazayım dedim. Öncelikle ilk iki kitaptan farklı olarak hikaye biraz yavaş ilerliyor. Biraz sabrederseniz -benim gibi- kitap yarıdan sonra kendini hızlı okutmaya başlıyor. Şöyle diyeyim ilk 200 sayfayı bir haftada okuduysam son 200 sayfayı 2 günde bitirdim. Yorum yapan bir arkadaş yarıda bıraktığını söylemiş. Aslında biraz daha devam etse idi bence elinden bırakamayacaktı. Burada kitap hakkında spoiler vermek istemiyorum. Sabredilirse doyurucu bir kitap olduğunu söyleyebilirim.Sabredin:)) Ayrıca filmini bekleyenlere de haber vereyim. Yapımcılar daha çok para kazanmak için bu kitabı 2 film halinde yayınlayacaklar. Bu kitabın birinci filmi 21 kasım 2014 de ikinci filmi ise 20 kasım 2015 de vizyona girecek. Onun için bence filmleri beklemeyin kitapları okuyun....
Alaycı Kuş
Alaycı KuşSuzanne Collins · Dex Kitap · 202019,6bin okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
İki şehrin hikayesi aynı zamanda iki farklı insanın ve düşüncenin... Kitabın bitmemesi için yavaş yavaş okuduğumu bilirim... Savaşın insanları nasıl canavarlaştırdığı bu 'Canavarlar' arasında insan kalabilmek ve adaleti savunabilmek için verilen mücadeleyi anlatan enfes bir kitap. Tavsiye ederim keyifli okumalar.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359,5bin okunma
Reklam
“Aşkı tek kişi yaşar, diğeriyse kendini ona adarmış.” “Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki insan karşısındaki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki bir meyve çekirdeği, özünde ağacını barındırıyorsa, şu ‘Nokta-i Süveyda’ adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür, yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye, ‘Kara Sevda’ denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden, savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda, bu kara lekeden gelir ve Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi, ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim.”
Yavaş yavaş güveni azalıyordu. insanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. işte tam da o dönemde, drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduğunu fark etti. birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendine ait oluyor, hiç kimse o acıyı biraz olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde diğerlerinin, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.
"Beppo sokağı süpürürken yavaş ama belli bir tempo ile çalışırdı. Her adımda bir nefes alır; her nefeste bir süpürge sallardı. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bir adım - bir nefes - bir süpürge. Böyle sürüp giderdi. Arada bir durur ve önüne bakarak düşünürdü. Sonra tekrar bir adım - bir nefes - bir süpürge. Bak Momo derdi, ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüne upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor. O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hala upuzun bir şekilde seni bekliyor. İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı. Bir de bakarsın ki adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan. Önemli olan da budur.
Sayfa 41
360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Albert Camus'un bu yazını çok yorucu, anlamakta güçlük çekebilirsiniz. O yüzden bir satırı oldukça yavaş ve anlamlar yükleyerek okumanız gerekiyor. Ben bu eseri okurken gerçekten çok yoruldum. Bu kitabı okumak için öncelikle zihninizi boşaltmanız gerekiyor.
Başkaldıran İnsan
Başkaldıran İnsanAlbert Camus · Can Yayınları · 20152,651 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.