Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana bir yalan söyledin ben konuyla ilgili başka birşey sorunca, arada, itiraf ettin yalan söylediğini. "Daha söylerken yapmamam gereken birşey yaptığımı anladım - sen sormasaydın da söyleyecektim bunu sana" dedin; ben de "Nasıl bilebilirim bunu?" dedim. Birşey, yavaştan, ucundan, yırtılmıştı:- Yalan, ilişkide, bir çentik açar şöyle düşün: Bir yük taşıyan bir nesnede; diyelim, balkon çiçekliğini tutan askılı bir kolda, bir çentik oluşursa, taşıdığı ağırlıktan dolayı, dokusu yavaş yavaş yırtılmağa, yarılmağa başlar-giderek, tamamiyle kopabilir. Yalan, çünkü, zaten kendi kendini çoğaltan, çoğaltmak zorunda olan birşeydir: her yalanını gizlemek için, yeni, ek yalanlar söylemek zorunda kalırsın bunun yaratacağı zedelenmeler, gedikler de, işte, öyle, sürüp gider, ve sonunda bütün yapıyı yıkacak boyutlara varabilir. Yalan ilişkiyi koparır, sonunda-
səhər tezdən ürəyimiz sevgiyə susamış halda dünyanı fəth etməyə yollanırıq; daxili zənginliyimiz bərkdən boşdan çıxıb imtahanlardan keçəndən, biz insanların və hadisələrin axarına qarışandan sonra ətrafımızdakı hər şey hiss edilmədən, yavaş-yavaş kiçilir, cırlaşır, bizə qalan içindən tək-tük hallarda qızıl dənələri tapdığımız bir qalaq kül olur. Həyat bax belə şeydir! Əsl, bəzək- düzəksiz həyat: böyük amallar və cılız həqiqətlər.
Sayfa 382Kitabı okudu
Reklam
Tıpkı şimdi bizler gibi bir- birine yabancı olan iki insan, aralarındaki duvarı bir- den yıkar, kendilerini, birbirlerine çok yakım, duyar, tek bir kişi gibi hissederlerse, o an, yaşamın en heye- canlı en başdöndürücü anıdır. Bu an, sevgisiz, kopuk soyutlanmış bir kişi için çok daha harikulade, çok da- ha mucizevidir. Bu mucizevi, anî yakınlaşma, cinsel çekicilik ve birleşmeyle başlar, ya da birlikte oluşur- sa gerçekleşmesi çok daha kolaylaşır. Ne var ki salt bu yapılarından dolayı, bu tür sevgiler bitimsiz değil- lerdir. İki insan birbirlerini daha iyi tanıdıkça yakın- laşmalarındaki o mucizevi nitelik, düş kırıklıkları, çe- lişkiler, bıkkınlıklarla ilk heyecanlarından arta kalan ne varsa tümünü silip süpürürken kendisi de yavaş ya- vaş yiter. Başlangıçta bunun farkına varmazlar. As- lında birbirleri için o yanıp tutuşmalar, deli divane ol- malar, daha önceki yalnızlıklarının derecesini göste- ren bir kanıtken, sevgilerinin şiddetinin ölçüsüymüş gibi kabul ederler.
Sayfa 14
Gurur
Yolun kenarında açmış masum bir çiçeğim, Ölümün ne olduğunu daha cemre düşmeden biliyordum. Yaşamın kıyısında kalmış olmanın verdiği acınası gafletten de haberim var; Saatin nasıl da yavaş geçtiğini olmayan dikenlerimden biliyorum, Gün gün ezilmenin verdiği bıkkınlık'la güneşi selamlıyorum. Biliyorum, güneşin umrunda hiç olmadım. Güneş için açacak çok tohum var. Ben sadece birisiyim ve ömrüm azalıyor bir gün beni görmesinin umuduyla kendimi pür pak ortaya atacağım. Ama bir kez ikinci kez yapamam benim de gururum var...
“ Hayatının son yıllarında, okuma gücünü yavaş yavaş yitirmeye başlayınca, babam artık daha fazla yaşamak istemiyormuş gibi bir havaya büründü. ”
Sayfa 34
Hayatınızın değişmesi için daima umut vardır, çünkü daima yeni şeyler ögrenebilirsiniz. İnsanlar olgunlaşabilir ve hayatlarını değiştirebilirler. Yaşımız ilerledikçe bunu yapmak zorlaşır ve bazen daha uzun sürebilir. Her şey, yollarımızı nasıl seçtiğimize bağlıdır. Değişimin mümkün olduğunu bilmek ve bunu başarmaya karar vermek, ilk büyük adımlardır. Bazılarımız yavaş öğrenebiliriz ama hepimiz eğitilebilirizm
Reklam
...O, her şeyin yavaş hareket ettiği sessiz çöle alışkındı: Tembel tabiatlı nehirler, bulutların gölgesi, dönüp duran akbabalar.
Sayfa 243 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Ailece seyredilebilecek romantik bir dram Beni Unutma. Robert Pattinson’ın başrolü paylaştığı film, Tyler isimli New York’ta yaşayan ve bir trajedinin tüm aileyi dağıtmasıyla babasına (Pierse Brosnan) karşı isyan bayrağını çeken bir gencin yaşamını aktarıyor. Tyler, talihin bir cilvesi sonucu Ally (Emilie de Ravin) ile tanıştığı güne kadar kendisini bahtsız ve biçare bir insan gibi duyumsamıştır. Ally dışında kimse onu anlayamamaktadır. Aşk aklına gelen en son şey olmasına rağmen, Ally’nin beklenmedik şekilde onu ferahlatması sonucu kıza gönlünü yavaş yavaş kaptırır. Ally ruhuna hitap ediyordur ve ondan ilham alıyor olmasıyla ona sırılsıklam aşık olmaya başlar. Bu aşkla beraber mutluluğu ve hayatındaki anlamı da keşfeder. Az bir zaman sonra sırların ortaya çıkması ve trajedinin yeniden boy göstermesiyle, onları bir arada tutan sebepler aksi yönde etki etmeye başlar. 2001 yazında geçen Beni Unutma, aşkın gücü, ailenin hayatlarımızdaki rolü, tutkuyla yaşama ve birinin hergün süre gelen hayatındaki değerler üzerine unutulmaz bir hikaye.
“"Ben" deyince bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Öyle unutulmuşum ki kendimi iyice hissetmek elimden gelmiyor. Benden kalan tüm gerçeklik, var olduğunu hisseden varoluş sadece. Yavaş yavaş, uzun uzun esniyorum. Kimse. Antoine Roquentin kimse için yok. Soyut bir şey o. Bilincimde kendimle ilgili ufacık, soluk bir anı salınıyor. Antoine Roquentin... Birden "ben" soluklaşıyor, soluklaşıyor, işte söndü.”
bileydim lâyık olmadığını yürür müydüm yollarında sen birazı tereddüt birazı kan ve gurur acılarla beslenen bir zakkum çiçeğisin oysa hep ışıl ışıl
Reklam
Elbette tuhaf yeryüzünde yaşamamak artık, daha yeni öğrenilmiş âdetleri sürdürmemek, güllere ve vaatlerle dolu başka şeylere, insanların geleceğine dair, anlamlar vermemek; ezeli endişeli ellerdeki gibi olmamak artık ve kendi adını bile kırık bir oyuncak gibi bir kenara koymak. Tuhaf, dilekleri bir daha dilememek. Tuhaf, birbiriyle ilişkili her şeyin uzayda böyle kopuk kopuk uçuştuğunu görmek. Ve meşakkatlidir ölü olmak, ve telafi edileceklerle dolu, öyle ki sonunda yavaş yavaş hissedilir ebediyet.
Soytarı
Melankolimi ve öfkemi gizlemek için büyük çaba sarf ettim ve bunun yerine kendimi masum bir neşe havası geliştirmeye adadım. Böylece yavaş yavaş eksantrik bir soytarıya dönüştüm.
Dinin yönelttiği talepler bir yana, elbette şöyle sorulabilir: güçlerinin azaldığını hisseden yaşlı bir adamın, tamamen aklı başındayken kendine bir hedef koymak yerine yavaş yavaş tükenişini ve çözülüşünü beklernesi neden daha övgüye değer olsun ki? Bu durumda intihar son derece doğal ve akla yatkın bir eylemdir: aklın bir zaferi olarak haklılıkla bir saygı uyandıracaktır: ve eski zamanlarda Yunan Felsefesi'nin önde gelenleri en yiğit Roma vatanseverleri intihar ederek ölmeyi seçtiklerinde, uyandırmıştır da. Buna karşın, hekimlerden endişeli tavsiyeler alarak ve en zavallı tarzda yaşayarak, yaşamın asıl hedefine daha da yakınlaşma gücüne sahip olmadan, günbegün ömrünü uzatmak çok daha az saygıdeğerdir. - Dinler, intihar talebine yönelik lanetlerle doludur: böylelikle yaşama aşık olanlar da kendi kendilerine dalkavukluk ederler.
Sayfa 59
Al benden de o kadar :)
Bir süre su görmeden zaman geçirince, sanki bir şeyleri yavaş yavaş kaybediyormuşum gibi bir hisse kapılıyorum.
Sayfa 93 - Doğan Kitap / Dünya Edebiyatı / Deneme 22. BaskıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.