Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muzaffer İzgü

Muzaffer İzgüZıkkımın Kökü yazarı
Yazar
8.6/10
2.214 Kişi
11,5bin
Okunma
636
Beğeni
30,3bin
Görüntülenme

Muzaffer İzgü Yorumları ve İncelemeleri

Muzaffer İzgü yorumları ve incelemelerini, Muzaffer İzgü kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Muzaffer İzgü puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
318 syf.
3/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Gerçekten çok zayıf bir romandı. Kitabın çok büyük bir kısmı zaten diyaloglar üstünden gitti. Haliyle ortada zayıf bir kurgu vardı. Kitap için önemli sayılabilecek karakterlerin üstünkörü anlatılması, bir anda ortadan kaybolmaları çok göze batıyordu. Karakter gelişimi de çok kötüydü. Ana karakter olan İlyas ise olabildiğince antipatik ve bir o kadar gereksiz bir karakterdi adeta. Bazı zamanlar insana yakın gibi dursa da çoğu zaman bunun tam tersi bir haldeydi. Kitabın hikayesi de başlarda fena gibi durmasa da bir türlü tam olarak ilerleyemedi. Sanki bir tiyatro oyunuymuş gibi sürekli diyalog okumak hikayenin tam olarak kitaba yansımamasına neden olmuştu. Ki başarılı tiyatro oyunlarında böyle bir sorun yaşanmaz asla ama bu kitabın bu tekniği başarısız tiyatro oyunları gibiydi. Asla tavsiye edemeyeceğim bir kitap.
İlyas Efendi
İlyas EfendiMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 1995100 okunma
186 syf.
7/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
İlk kez eleştiri ağırlıklı bir inceleme yapacağım, genelde beğendiğim kitaplar için inceleme yazarım; neden beğendiğimi, kitabın içeriğini, kitabın dilini... Bu kitapta durum biraz farklı. Kitabın konusu güzel ve her dönemde maalesef güncelliğini koruyan bir konu: eğitim sisteminin öğrencileri nasıl yarış atına çevirdiği, nasıl baskı yaptığı ve
Kaçak Kız
Kaçak KızMuzaffer İzgü · Bilgi · 2018142 okunma
Reklam
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Yazar kendi hayat hikayesinden, çocukluğundan yola çıkarak yazdığı bu eseri çocuklara armağan etmiştir ama çocuklar kadar yetişkinlerin de okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Daha önce yazarın Zıkkımın Kökü adlı eserini okuyup beğendiğim için bu kitabını da okudum ama olaylar benzerlik gösteriyor. Zıkkımın Kökü adlı eseri biraz daha kapsamlı ve gençlik yıllarına kadar dayanıyor. Ama yine de Ekmek Parası daha çok hoşuma gitti. Anne, baba ve iki çocuğun yaşamdaki bütün olumsuzluklara, kötü olaylara rağmen tüm umutlarıyla yaşama tutunmalarını, yeri geldiğinde mizahla harmanlanarak önümüze sunuyor yazar. Böylesi acı bir hayat hikayesinde bile yazar bizi güldürmeyi başarıyor. #SPOİLER# Geldi mi üst üste gelir misali, hayat sürekli onlara acı dolu şeyler yaşatıyor: annelerinin hastalanması, babalarının işten atılması, evlerinin yıkılması... Ama onlar her seferinde mutlu olup umutlarına tutunuyorlar. Bu bizler için de bir ders niteliğinde bence. Hayatta her şeye rağmen bir amacımız, tutunabileceğimiz bir umudumuz olmalı. "Umudumuz acımızdan büyük olmalı." Her zorlukta pes etmeyip; savaşmayı, çabalamayı bilmeliyiz...
Ekmek Parası
Ekmek ParasıMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 2014799 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Emeksiz yemek olmaz...!
- Şekeer, parayı cepten çeker, parası olmayan sümüğünü çeker. - Darı var darı, hamama girdi kocakarı, dişleri sarı sarı!.. - Hadi buzlu su, otuz iki dişine trampet çaldırıyor buzlu su! Sokakta pazarda harçlığını çıkarmak için, ailesine destek olmak için uğraşırdı küçük Muzo.. Küçük şehirlerde yılın belli bir zamanında panayırlar kurulur, ki hala da vardır; panayır da cadde kapatılır, pazarcılar gelir görece daha uygun fiyattan çeşitli ürünler satarlar… İlkokul zamanları olmalı, ben de bir panayır zamanı pamuk şekerciden pamukşeker alıp satmış ve pamukşekerci tarafından kandırılmış onun hırsıyla anneme poğaça yaptırıp satmış, Muzo’nun deyimiyle “büyük para” kazanmıştım… Bu da benim ilk girişimciliğim olarak anılarım arasına yerini aldı… Kitapta çok daha eski yılların, yokluk yıllarının Adanasını, ağabeyi, anne ve babasıyla geçim savaşı veren Muzo’nun ağzından okuyoruz. Fakir ama (u)mutlu insanlar, gerçek ilişkiler, okuyabilme azmiyle feda edilen bir “aşk”, belki de pişmanlıklar… Hikayenin kahramanı ”Yıl 1933, aylardan ekim, günlerden 29; yani Onuncu Yıl… cumhuriyetin onuncu yıldönümü… İşte o gece annem tutturmuş da tutturmuş, Fener alayını izleyeceğim diye…” şeklinde kendi doğumunu anlatan yazarın kendisi mi bilmiyorum, esasen bilmek için bir çaba içine girmek de istemedim; keza ne değişir; kaleminin gücünden kaybetmez ya… Bu arada okurken bazı bölümlerinde aklıma iki filmden görüntüler geldi, onları da tavsiye niyetine paylaşayım. - [ ] Bisiklet Hırsızları (1948) - [ ] Cennet Sineması (1988) En saf haliyle bir Anadolu Hikayesi okumak isterseniz tavsiye ederim…
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,665 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Başlığa biraz aldanmadım desem yalan olur :/ 200 sayfa boyunca her hikayede acaba bu kez beğenir miyim diye okudum, ama olmadı. Sadece bir hikayesine biraz iyi diyebilirim. İnsanları kıyaslamayı sevmem, ikisi de birbirinden değerli fakat çoğu hikayesinde (aslında çok sayıda kişi de bunu söylüyor) Aziz Nesin dili vardı. Ama bu dil benzerliği olmasına rağmen olmayan da bir şeyler var. Beğenmedim.
Bir Mayıs Polis Bayramı
Bir Mayıs Polis BayramıMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 200441 okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı beşinci sınıfa giden yeğenimin kitaplarının arasında gördüm, elime aldım ve okumaya başladım. İyi ki almışım. Kitap, Muzaffer İzgü'nün namıdiğer Muzo' nun hayatını anlatan otobiyografik bir roman. "Bando mızıkayla dünyaya geldim ;gerçekten bando mızıkayla!"diye doğduğu zamandan anlatmaya başlıyor yazarımız. Çocukluk anılarını, ailesini, delikanlılık çağlarını, geçim sıkıntılarını, yaşam kavgası ve yaşam mücadelesini, zaman zaman geçim sıkıntıları yüzünden okulu askıya alması, ilk aşkını, acılarını, mutluluklarını... çok içten ve başarılı bir dille okuyucuya aktarıyor. Dili çok yalın ve samimi, insan okurken kendinden mutlaka bir şeyler buluyor. Okurken birçok duyguya kapılıyorsunuz. Bir sayfayı tebessümle okurken sonraki sayfayı üzüntü içinde okuyorsunuz, sürekli bir duygu geçişi içerisinde oluyor insan. Uzun lafın kısası kesinlikle okunmaya değer bir hayat hikayesi.
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,665 okunma
Reklam
168 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Yazar Dedemizi Hiç Unutmayacağım.
Uyarı: Spoiler vardır. Bazı kitaplara inceleme yazarken çok zorlanıyorum. Yazıp yazıp siliyorum. Belleğimdeki sözcükler yetmiyor, kitabın kalbime bıraktığı duyguları anlatmaya... Ama yazmalıyım. Karakterler ülkeme giren Kemal'e hoş geldin demeliyim. Sonra o karakterlerin arasına karışıp şöyle bir giriş yapmalıyım: "Arkadaşlar bugün aramıza
Ekmek Parası
Ekmek ParasıMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 2014799 okunma
174 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Seksenli yılların karanlığından bir güldürü... Hem Muzaffer İzgü'yü tanıdım hem de kara mizahın ne demek olduğunu anladım. Yirmi dört hikayede ağlanacak hale güldüm. Yazar 1979 yılında kaleme almış bu eseri. O yıllar ülkenin en karanlık yılları. Bu eserde bir çok konuyu mizahi bir dille anlatmış. Okurken komik bir distopik kitap dedim kendi kendime. Sonra da bu distopyanın içinde bir zamanlar insanların yaşadığını düşünüce de üzüldüm. Dönemin haksız tutuklamaları, sorgular ve işkenceler, diktatölük, hukuk düzenindeki yozlaşma, kanun ve anayasanın hiçe sayılması, siyasi suç kavramının kontrolden çıkması, haksız tutuklamalar ve takipler, dönemde yaşanan bombalı saldırılar ve insanların bu durum karşısındaki davranışlar, yoksulluk ve açlık, hapishanede yapılan sadistçe sorgular ve verilmeyen hesaplar, faili meçhul cinayetlerin kanıksanması ve halkta oluşturduğu tedirginlik, kamu kurumlarındaki çalışanların tembelliği, işlerin yürümemesi, sağlık hizmetlerinin yetersizliği, insan hayatının hiçe sayılması. Bu konular üzerinde komediyle yapılan taşlamalar mükemmeldi. Türkiye'nin yakın tarihini bilenler için bulunmaz bir eser.
Dayak Birincisi
Dayak BirincisiMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 2017363 okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Büyük Adam olan çocuklar
Bazı çocuklar, çocuk olamadan adam olmak zorunda kalırlar. Oyuncakları olmaz bazı çocukların, oyuncaklarının olması bir kenara dursun evin geçiminden sorumlulardır. Hayalleri çocukluğa ait değildir, güzel oyuncaklara sahip olmayı kurmazlar düşlerinde hep gelecekte ne olacaklarını düşünüp dururlar. Düşünürler çünkü çocukluk nedir bilmeden geçim sıkıntısı yaşamaktan ilerde de aynı sıkıntıyı çekmemek adına hep büyük adam olmayı isterler... Sanki hiç olmamışlar gibi, büyük adam olduklarının farkında olmadan büyük adam hayali ile yatar, hayali ile uyanırlar. Anneleri babaları bakmaz da onlara, onlar bakar anne babalarına. Yürekleri, bir annenin - bir babanın evladına analık - babalık yapamamış olmasının verdiği mahçupluk ile mahçup olur. Hiçbir zaman çocuk olamayan böyle çocuklar ömürlerinin sonuna kadar hep çocukluklarında kalırlar... Şenay Aydemir
Ekmek Parası
Ekmek ParasıMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 2014799 okunma
944 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İlk okuduğum kitaplardan birisi de bu seriydi. Ordu'nun yüksek bir köyünde geçen çocukluğumda babama yalvar yakar bir tanesini aldırır bir solukta okur diğeri için yalvarmaya başlardım. Kitap il merkezinden alınıyordu ve babam da çarşıya ayda bir kere gider unutmazsa ya da para durumuna göre alır veya ertelerdi. Okumayı söken çocuklara verilebilir.
Ökkeş Dizisi (Takım 10 Kitap)
Ökkeş Dizisi (Takım 10 Kitap)Muzaffer İzgü · Özyürek Yayınevi · 201295 okunma
Reklam
233 syf.
7/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Klasik bir Muzaffer İzgü kitabı. Eğlenceli, akıcı ve eleştirel. Dönemini güzel bir şekilde eleştirmiş ama acaba döneminde kendisine yaklaşım nasılmış onu da merak etmedim değil.
Donumdaki Para
Donumdaki ParaMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 2007253 okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Ülkemizin temel sorunları...
Çalışanı emeklisi, açı açıkta kalanı, bekarı evlisi, hırlısı hırsızı, memuru sgk'lısı, a' dan z' ye ülkemizden hikayeler... Eser Muzaffer İzgü'nün kaleme aldığı 2009 yılında yayımlanan içerisinde bir sürü mizahi hikayeler bulunduran bir yapıttır. Zamanında Türkiye'nin en çok okunan gülmece yazarlarından olan İzgü, eserinde günümüzde yaşadığımız bir sürü sorunu ele almış. Birinci bölüm olan Hamdolsun Açız başlığıyla bize şöyle demek istemiş; fakiri evde yemek yiyor, boyuna doyuyor ardından bir ses "hamdolsun" . Ertesi gün oluyor yemek yeniyor yeniden bir ses "hamdolsun". Şükrediyoruz ama yine açız. Allah Allah.! Nedir arkadaş bu hamdolsun anlamı ne ki.? Cevap yaşlı bir amcadan geliyor; evladım yemek gördün mü ham edeceksin öyle bekletmek yok. Yemeği buldun mu lüp edeceksin. Mizahıyla yer yer güldüren komik anlar yaşatan bir yandan "evet ya bu sorunu bende yaşıyorum." dediğiniz bir eser. Benim çok hoşuma gitti ve kesinlikle rahat okuyacağınız bir kitap. Boşuna dememişler "İzahı olmayan şeylerin mizahı olur." diye. Ham edin arkadaşlar durmayın. - Okuduğunuz için teşekkür ederim -
Hamdolsun Açız
Hamdolsun AçızMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 200951 okunma
186 syf.
8/10 puan verdi
Bir genç kızın üniversite sınavına girmeden önce yaşadığı baskı ve sonrasında bu baskıdan dolayı,ailesinden kaçışını anlatan bir eser... Sonu beklediğim gibi bitmemişti ama yinede beğenmiştim... Özellikle ebeveynlerin okuması tavsiye ederim
Kaçak Kız
Kaçak KızMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 2005142 okunma
206 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Mizahın en iyisi
Türkçe'de kaliteli mizah yapabilen ( izin verildiği ölçüde), birkaç yazardan biriydi
Muzaffer İzgü
Muzaffer İzgü
. İzin verildiği ölçüde diyorum parantez içinde, çünkü Türkiye'de mizah yapabilmek pek mümkün değil maalesef. Ellili yıllarda birçok yazarımiz politik mizahi öyle güzel yaparlardı ki , hükümetler rahatsız olurdu hemen bu durumdan. Tutuklamalar, sürgünler, kovuşturmalar birbirini izlerdi.
Aziz Nesin
Aziz Nesin
,
Rıfat Ilgaz
Rıfat Ilgaz
, Muzaffer İzgü'nun başına gelenler, o yıllarda pişmiş tavuğun başına gelmedi. Mesela korkunç bir sahne hatırlıyorum eski fotoğraflardan. Rıfat Ilgaz'in elleri kelepçeli, ayakları prangali evinden alınıyor, mahallesi boyunca yürütülüyor, gözaltına alınmış, herhalde ibret olsun diye yapıyorlar. Gerçekten korkunç bir sahne. Nedense o günlerden bu günlere pek fazla bir şey değişmedi. Bizim hükümetlerimiz neden korkar ki mizahtan? Mizah yoluyla eleştiri yaptıkları için mi? Yazarak ve çizerek yapılan mizah neden yetmiş yıl boyunca hükümetlerin en büyük korkusu olmuş? Bilinmez gerçekten. İstisnaları var elbette. Muzaffer İzgü, benim ilkokuldan beri tanıdığım bir yazarımız. Kendi halinde yaşayan, beyefendi bir insan. İnanılmaz da çok sevilir, sayılır. Bakmayın, popüler olmadığına. Hayatı boyunca birçok kitap yazdı. Eleştirdi, güldürdü, düşündürdü. Güzel güzel mizahini yaptı. Kitap fuarlarinda, çocuklar etrafını çevirir, imza isterler, operler, kucaklarlardi. Hiçbirini de kirmazdi. İçten sevgi budur herhalde. Bu kitap, onun onlarca öykü kitabından biri. Kısa kısa, etkili, değerli. Güldüren, güldürürken düşündüren. On numara beş yıldız öyküler. Eğer kendisi ile hala tanismadiysaniz, bir şans verin ve keyifle okuyun.
Bir Namussuz Aranıyor
Bir Namussuz AranıyorMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınevi · 1994144 okunma
388 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.