Pierre François Marie Louis Boulle, 20 Şubat 1912'de Avignon'da dünyaya geldi. Elektrik mühendisliği eğitiminin ardından, 1936-1939 yılları arasında Hindiçin'de kauçuk üretiminde çalıştı. II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle, Fransız birliklerine katılarak Singapur'a gitti. Birmanya, Çin ve Hindiçin'de savaştı, 1943 yılında Vichy hükümeti yandaşlarınca hapsedildi. 1944 yılında yerel yöneticilerin desteğiyle hapisten kaçarak savaşın sonuna dek İngiliz Özel Kuvvetleri hizmetine girdi. Savaşın ardından bir süre Malezya'da ziraatçılıkla uğraştı ve Paris'e döndü.
1952 yılında dünyaca ünlü olmasına yol açacak Kwai Köprüsü adlı romanını yayımladı. Boulle, bu romanıyla Fransa'da Sainte-Beuve Ödülü'ne layık görüldü. 1957 yılında filme aktarılan Kwai Köprüsü birçok Oscar Ödülü kazandı. 1963 yılında diğer ses getirmiş romanı Maymunlar Cehennemi'ni yayınlayan Pierre Boulle, 1976 yılında bütün yapıtlarıyla Fransız Edebiyatçılar Derneği'nin büyük ödülüyle taçlandırıldı. 30 Ocak 1994 tarihinde, geride 35 kitap bırakarak, Paris'te yaşama veda etti.
Değerli arkadaşlarım;
Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
Düşünme yetisinin insanlardan alınıp maymunlara verildiği bir dünya hayal edin. Nasıl bir hayatımız olurdu hiç düşündünüz mü?
İlk cümlesinden son cümlesine kadar ilgiyle ve merakla okuyacağınız, sizi asla sıkmayan, binlerce sayfa olsa bile okunabilecek; hatta seri kitap şeklinde 6-7 kitaptan oluşsa tadından yenmeyeceğini düşündüğüm nadide bir
İthak Bilimkurgu Klasikleri'nin okunmaya değer muhteşem kitaplarından biri. Bilimkurgu okumayalı uzun zaman olmuştu ve ne okusam diye düşünürken bir YouTube kanalında karşıma Maymunlar Gezegeni çıktı. Kitabı okumadan önce çok bir beklentim yoktu sadece farklı tarzda bir kitap okumak için almıştım. Fakat okumaya başladıktan sonra kitaba tamamen kapılıp gittim. Konu olarak,olay örgüsü olarak ve edebî olarak gerçekten sizi alıp farklı dünyalara götürüyor. Kitabı okurken kendinizi karakterin yerine koyup ben olsam ne yapardım böyle bir durumda diye düşünürken buluyorsunuz. Ulysee Moreu ile birlikte Soror ve Dünya arasında inanılmaz bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Bu kitap gerçekten inanılmaz bir hikayeye sahip. Maymunların insanlar gibi zeki olduğunu insanların ise maymunlar gibi çok zeki olmadıklarını düşünün. İnsanların yaptığı her şeyi maymunlar yapabiliyor, maymunların yaptıklarını ise insanlar yapıyor. Kitabın konusu genel olarak bu. Ama işin güzel ve enteresan tarafı zeki bir insan grubunun bu zeki maymunların gezegeninde mahsur kalması. Ve bu da aptal insanların içinde hapis olarak yaşayarak oluyor. Biz nasıl hayvanları hayvanat bahçesine hapsediyorsak o maymunlarda bu zeki insan grubunu insanat bahçesine hapsediyor. Güzel bir gönderme.
Kitap daha benim değinmediğim mükemmel detaylara sahip. Kitabın sonunda ise kahkaha atarak güleceğinize eminim.