İngiltere'nin Dorset şehrindeki Higher Bockhampton kasabasında dünyaya geldi. On altı yaşında okulu bırakarak John Hicks adındaki bir mimarın yanında çıraklığa başladı ve 1862'de Londra'ya gidene kadar da burada çalıştı. Londra'da King's College London'a kayıt oldu. İngiliz Kraliyet Mimarları Birliği ve Mimarlar Derneği'nden ödüller kazandı. Beş yıl sonra Dorset'e geri döndüğünde kendini yazarlığa adamaya karar verdi.
1870'te Cornwall'daki bir kilisenin restorasyonu sırasında Hardy, Emma Lavinia Gifford'la tanıştı ve dört yıl sonra evlendiler. Karısının 1912'deki ani ölümünün onun üzerinde büyük etkisi olmuştur. 1912-1913 yılları arasındaki şiirleri bu acılı döneminin yansımalarıdır. Thomas Hardy, 1927'nin Aralık ayında akciğer zarı iltihabı hastalığına yenik düştü.
Ölümünden kısa bir süre sonra mirasçıları tarafından bulunan tüm mektupları ve not defterleri yakıldı ve geriye sadece Hardy'nin gazete kupürleri ve notlarını arşivleyip daha sonraki eserlerinde bunlardan nasıl yararlandığını gösteren bir dosya kaldı.
Hardy'nin çalışmaları, D.H. Lawrence ve Virginia Woolf'un da aralarında bulunduğu birçok yazarı etkilemiştir.
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Her topluluk liste yapmış zamanında, Goodreads'ın bolca var mesela. Bu da onlardan biri - en zor 100 kitap (200'lük versiyonu da var) En azından BBC ve benzeri medya kuruluşlarına göre daha evrensel. Biz de bu liste işine girsek diyorum bir ara (#39501741 iletisinde girdik:) - 1000 kitap kullanıcılarının okurken
Huzuru yüzlerce sayfalık bir kitabın en güzel satırlarında arayan güzel insanlar, merhaba ...
Güzel, harika gibi klişe kelimelerin az kalacağı bu kitap için birkaç şey söylemeliyiz elbette zira Thomas Hardy, içinde sakladığı muhteşem ressam ve olağanüstü betimleme gücüyle beni benden aldı .
Rus Edebiyatı hayranı birisi olarak son zamanlarda
Adsız Sansız Bir Jude
Kimsesiz, eğitimsiz, beş parasız Jude.
Thomas Hardy'nin en karamsar romanım dediği kitabı, Jude Fawley'in çocukluğundan itibaren verdiği hayat mücadelesini konu ediniyor.
Jude, çok sevdiği öğretmeni ve kitaplara olan tutkusuyla eğitim almak ister fakat sınıfsal ayrım tam da bu noktada devreye girer ve onu yaşamın en karanlık noktasına sürükler. Jude dürüstlüğüyle ön plana çıkan bir karakter, iyi niyetinin de etkisiyle yaptığı yanlış bir evlilik, onu eğitim hayatından tamamen uzaklaştırırken, verdiği bir yanlış karar ardından onlarca yanlış kararı beraberinde getiriyor ve hayatı kabusa dönüyor. Jude'un umutsuz hayatı üzerinden sınıfsal ayrımı, dönemin kültürel yapısını, kilisenin yaşamlar üzerindeki etkisini ve insanların kayıtsızlığını okuyorsunuz.
Victoria döneminin baskısıyla yazarın evlilikle ilgili şaşırtıcı ve döneminin ötesinde söylemleri, Thomas Hardy'nin yazarlık kariyerinde olumsuz etki yaratmış. O dönem için belki de kaçınılmaz bir sondu bu ama kitabın başarısını gölgeleyememiş.
Çok başarılı, iyi kurgulanmış bir romandı, etkileyici ruhsal çözümlemeler ve müthiş mekan, atmosfer anlatımı vardı.
Benim için 2020'nin en iyilerinden biriydi.
Mutlaka okumanızı isterim.
Sevgiler.
Kitaptan detaylı olarak bahsettiğim videomu izlemek isterseniz: youtu.be/fJzQcLK1P0E
Daha önce Çılgın Kalabalıktan Uzak ve Adsız Sansız Bir Jude eserlerini okuyup çok sevmiştim. Tess’te Thomas Hardy’ye hayranlığım arttı. Tess, Hardy’nin son dönem eserlerinden, başyapıtlarından sayılıyor. Gerçekten de Çılgın Kalabalıktan Uzakta’da işlediği fikirlerin daha oturmuş hâlini, Jude karakterinin de din ve ahlâk başta olmak üzere